Arama Sonuçları
Boş arama ile 190 sonuç bulundu
- Teknoloji ve Eğitim | TechMakale
Teknoloji ve Eğitim kategorisi, eğitim sektöründeki teknolojik yenilikleri ve dijital öğrenme araçlarının rolünü ele almaktadır. Bu kategori altında, eğitimdeki en son teknolojik gelişmeleri ve öğrenme deneyimlerini keşfedebilirsiniz. Teknoloji ve Eğitim Teknoloji ve Eğitim kategorisi, eğitim sektöründeki teknolojik yenilikleri ve dijital öğrenme araçlarının rolünü ele almaktadır. Bu kategori altında, eğitimdeki en son teknolojik gelişmeleri ve öğrenme deneyimlerini keşfedebilirsiniz. 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 07.01.25 Dijital Yerliler ve Eğitim İlk olarak Marc Prensky’nin ortaya attığı “dijital yerliler” kavramı, teknolojinin içine doğmuş ve teknolojiyle büyümüş bireyler için kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişiminden nasibini almış olan eğitim alanında bu bireyler, geleneksel eğitim yöntemlerinden olumsuz etkilenmekte ve başarılarını düşürebilmektedir. Daha Fazla 22.11.24 Eğitimde AR ve VR Teknolojisi AR ve VR teknolojileri, eğitimde soyut kavramları görselleştirerek öğrencilerin anlamalarını kolaylaştırmak ve öğrenme deneyimini zenginleştirmek için kullanılan yenilikçi araçlardır. Bu teknolojiler, özellikle Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat eğitiminde motivasyonu artırarak etkili öğrenme imkânı sunmaktadır. Daha Fazla 21.10.24 Öğrenme Yolculuğunda Kullanılabilecek Yapay Zeka Araçları Son dönemlerde yapay zekânın hızlı gelişimi sayesinde birçok yapay zekâ araçları ortaya çıkmıştır. Bu yapay zekâ araçları birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da kullanıcılarına büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Bu makalede, eğitim alanında kullan yapay zekâ araçları tanıtılarak, bu araçların öğrencilere ve öğretmenlere nasıl fayda sağladığı incelenmiştir. Daha Fazla 09.08.24 Teknolojinin Öğrencilerin Eğitim Platformlarını Terk Etmesindeki Etkisi ve Nedenleri Eğitim ve teknoloji, özellikle çevrimiçi öğrenmenin yaygınlaşmasıyla, birbirleri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bu makalede, teknolojinin erişim kolaylığı, teknik sorunlar ve dijital etkileşimlerin, öğrencilerin çevrimiçi öğrenme deneyimlerini ve topluluklardan ayrılma kararlarını nasıl şekillendirdiği incelenmektedir. Daha Fazla 16.07.24 Yapay Zeka ile Eğitimde Dönüşüm: Öğrenme Deneyimini Nasıl Etkiliyor? Yapay zeka destekli öğrenme yönetim sistemleri, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ve eğitim robotları gibi araçlar, eğitimde kişiselleştirilmiş öğrenme ve verimliliği artırarak eğitim sisteminde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Daha Fazla 05.07.24 Eğitim ve Teknolojinin Önündeki Engeller Bilgisayar teknolojisinin eğitimle birleşimi, öğrencilere daha geniş bilgi erişimi sağlayabilir ancak altyapı eksiklikleri ve öğretmen eğitimi gibi engellerle karşılaşabilir. Araştırmalar, teknolojinin öğrenci başarısını artırma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir, bu nedenle teknoloji entegrasyonunu teşvik edecek politika ve pratik çözümler önem taşımaktadır. Daha Fazla 20.06.24 Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak| Sal Khan tarafından kaleme alınan ve Bill Gates’in de şiddetle tavsiye ettiği kitap olan “Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak (Ve Neden Bu İyi Bir Şey)” yapay zekânın eğitimi nasıl herkes için erişilebilir kılacağından ve kişiselleştirilmiş öğrenmenin yararlarından bahsediyor. Daha Fazla 10.05.24 Öğrenmenin Verimli Yolu: Teknoloji İnsan yaşamının hemen hemen her alanında etkisinin bulunduğu teknoloji, eğitim alanında da çok önemli bir konu haline gelmiştir. Daha Fazla
- VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri
Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri 29.08.24 Yazar: Gamze Değirmen Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Dijital sanat nedir? Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte dijital sanat da sürekli evrim geçirmektedir. Bu evrimin en farklı yönlerinden biri de Sanal Gerçeklik (VR) teknolojisidir. VR, sanatçılara izleyiciyi tamamen yeni bir dünyaya taşıma imkanı tanır. Geleneksel sanat eserleri genellikle düz bir yüzey üzerinde görülürken, VR sayesinde izleyici, eserin içinde gezinebilir, etkileşimde bulunabilir ve eseri farklı perspektiflerden deneyimleyebilir. Son zamanlarda VR teknolojisiyle hazırlanan bir müze bile bulunmaktadır. Müzenin kendisi ve müzenin içerdiği eserlerin tamamı VR teknolojisi ile hazırlandığında dolayı oldukça yenilikçi bir sanat deneyimi sunmaktadır. VR Sanatının, sanat, teknoloji ve medyaya ne tür etkileri vardır? Önceki yapılan çalışmalardan birisine göre, VR sanatında iki ana stil grubu vardır: canlı performans sanatçıları ve sergi sanatçıları. Medya aracılığıyla, canlı performans sanatçıları izleyici tepkilerini göremediklerinden, performanslarının izleyiciler tarafından tam olarak anlaşılması zordur; bu sorun, VR cihazlarının yaygınlaşmasıyla aşılabilmektedir. Sergi sanatçılarının eserleri ise medyada dijital olarak sergilendiği için yalnızca sanal dünyada kalır, bu da fiziksel sergilerde VR cihazlarının kullanılmasıyla dengelenebilmektedir.[1] Bu sanatın medyada paylaşılması, medyanın kişilere çoklu içerik sunmasına katkı sağlayıp aynı zamanda da medyanın da gelişmesinde ciddi bir rol oynamaktadır. Medya teknolojisi ve sanal gerçeklik (VR) sanatı, günümüz kültürünü ve iletişimini büyük ölçüde değiştirdi. Medya teknolojileri, toplumsal yapılar ve kültürel yapılar üzerinde büyük etkiler yaratarak toplumsal değişimlere katkıda bulunmaktadır (Crowley & Heyer, 2003; Hall, 1997). Mesela, televizyon, internet ve sosyal medya gibi teknolojiler, nasıl iletişim kurduğumuzu ve toplumsal ilişkilerimizi nasıl kurup yönettiğimiz gibi konular açısından büyük bir şekilde değiştirdiğini söyleyebiliriz. Sanal gerçeklik (VR) sanatı ise sanat dünyasında devrim yaratarak izleyicilere daha farklı ve etkileyici deneyimler sunuyor. VR sayesinde, sanatçılar izleyicileri tamamen yeni dünyalara götürebiliyor ve sanatı daha önce hiç olmadığı kadar yakından deneyimlemelerini sağlıyor (Slater, 2009; Haynes, 2019). Artık bir sanat sergisine sadece izleyici olarak değil, o dünyanın içinde yer alan bir katılımcıymış gibi dahil olabiliyoruz. Gelecekte VR teknolojisinin sanatı ve kültürü nasıl şekillendireceği merak konusu. Teknoloji hızla ilerliyor ve bu sanat ve kültür üzerinde nasıl bir etkisi olacağını da değiştirebilir. Gelecekte, bu gelişmeler sanat ve kültürü bambaşka şekillerde etkileyebilir (Young, 2021; Roberts, 2020). VR’ın sanat alanında yaratacağı yenilikler, bizleri yeni ve heyecan verici deneyimlerle buluşturabilir. Medya teknolojisi ve VR sanatı araştırmalarında genellikle literatür taraması, kavramsal analiz, vaka çalışmaları, deneyler ve anketler kullanılır. Bu yöntemler, konunun geçmişini, teorik çerçevesini, özel örneklerini ve kullanıcı deneyimlerini anlamayı sağlar. Bu şekilde, medya ve VR sanatının etkileri daha iyi anlaşılır. Bu şekilde ulaşılan sonuçlar ile ise araştırma kağıtları, makaleler, kitaplar yazılarak araştırmaları derinleştirmek için daha fazla kaynak olmasına katkı sunarlar. Yapılan araştırmalardan elde edilen bulgulara göre, VR teknolojisi ile yapılan sanat oldukça yenilikçidir ve gelecekte teknolojinin daha da gelişmesiyle birlikte, sanatın etkileşimli ve deneyimsel boyutları daha da genişleyerek, izleyicilere daha derin ve çeşitli deneyimler sunma potansiyeline sahiptir. Medya için ise düşünceler hemen hemen aynıdır. Bu tür sanatların veya geleneksel sanatların çoğunun paylaşılıp ün salıp tanınıp bilinmesinin nedenlerinden birisi de medyadır. Medyanın bu şekilde çeşitli içerik sunuyor olması da hem içerik üreticileri hem medya kullanıcıları hem de medyanın kendisi için oldukça iyi bir şeydir. Referanslar [1] https://koreascience.kr/article/JAKO202006354026503.page [2] Stuart Hall "The Media and Modernity" [3] David Crowley & Paul Heyer "Media Technology and Society" [4] Mel Slater "Virtual Reality Art" [5] Caroline H. Haynes "Immersive Virtual Reality" [6] Simon Young "The Future of Virtual Reality" [7] Kirsten L. Roberts "Media Technologies and Society” Teknoloji ve Medya Son Yazılar 14.12.24 Yapay Zeka ve Gazetecilik: Dijital Dönüşümde Yeni Bir Araç Bu makalede, gazetecilikte yapay zeka kullanımının etkileri incelenmektedir. Yapay zekanın haber üretim sürecinde hız, doğruluk ve kişiselleştirme gibi avantajlar sağladığı, ancak tarafsızlık ve etik sorunlar gibi dikkat edilmesi gereken zorluklar sunduğu vurgulanmaktadır. Daha Fazla 09.11.24 Podcast’lerin Yükselişi Podcast'ler sosyal medya ve teknolojinin etkisiyle popülerlik kazanarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmakta ve içerik üreticilerinin toplumsal farkındalık yaratma ve eğlence alanında etkili bir araç olarak kullanmaları önerilmektedir. Daha Fazla 02.09.24 Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla 29.08.24 VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Daha Fazla 07.08.24 Sosyal Medya Kullanıcıları ve Sahte Haberler: Sosyal Medyada Bilgiye Erişim ve Dijital Yeterliliklerin Rolü Sahte haberler, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla artmış ve özellikle yaşlı kesim üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, gençlerin dijital yetkinlikleri sayesinde bu konuda daha bilinçli oldukları bulunmuş; bu nedenle yaşlıların bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Daha Fazla 15.07.24 Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Daha Fazla
- Dijital Yerliler ve Eğitim | TechMakale
Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Dijital Yerliler ve Eğitim 07.01.25 Yazar: Nisa Nur Taş İlk olarak Marc Prensky’nin ortaya attığı “dijital yerliler” kavramı, teknolojinin içine doğmuş ve teknolojiyle büyümüş bireyler için kullanılmaktadır. Teknolojinin gelişiminden nasibini almış olan eğitim alanında bu bireyler, geleneksel eğitim yöntemlerinden olumsuz etkilenmekte ve başarılarını düşürebilmektedir. Dijital yerliler, teknolojiyle iç içe büyüyen ve dijital araçları doğal bir şekilde kullanan genç bireylerdir. Bu grup, teknolojinin içerisinde doğup büyüdüğünden dijital teknolojilerin eğitim ve günlük yaşam üzerindeki etkileri açısından önemli konudur. Dijital yerlilerin, geleneksel eğitim yöntemlerinden dolayı eğitimde karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukların nasıl aşılabileceği, eğitimciler ve politika yapıcılar için kritik öneme sahiptir. Dijital yerliler, genellikle teknolojiyi çocukluktan itibaren aktif olarak kullanan bireyler olarak tanımlanır. Bu kavram ilk kez Marc Prensky tarafından ortaya atılmıştır ve teknolojiyle büyüyen yeni nesil ile teknolojiye sonradan adapte olan bireyler arasındaki farkları vurgular. Dijital yerliler, internet, akıllı telefonlar ve sosyal medya gibi araçları hayatlarının her anında kullandıkları için doğal bir parçası olarak görürler. Eğitimde, bu bireylerin teknoloji kullanım alışkanlıkları ve öğrenme stilleri, geleneksel eğitim yöntemleriyle uyuşmayabilir. Ve bu uyuşmazlık, bireylerin verimli bir şekilde öğrenmelerine engel olabilir. Marc Prensky'nin çalışmaları, (Prensky, 2001) dijital yerlilerin teknolojiye yönelik yaklaşımlarını ve eğitimdeki etkilerini anlamak için temel bir kaynak sağlar. Prensky, dijital yerlilerin teknolojiyle doğrudan etkileşimde bulunmalarının, eğitim yöntemlerini yeniden şekillendirmesi gerektiğini savunur. Palfrey ve Gasser (Palfrey & Gasser, 2008), dijital yerlilerin eğitimdeki rolünü ele alırken, teknolojinin eğitimdeki avantajlarına ve sınırlamalarına dair önemli bulgular sunar. Teknolojinin eğitim üzerindeki etkileri ile teknolojinin içine doğmuş olan kişilerin öğrenme süreçlerinin nasıl değiştiğini ve geleneksel eğitim yöntemlerinin bu değişikliklere uyum sağlamakta zorlandığını tartışır. Ofsted’in yayınladığı raporda (Ofsted, 2013), dijital teknolojilerinin öğretim yöntemlerini nasıl değiştirdiğini ve öğrenci başarısı üzerindeki etkileri tartışılmaktadır. Ayrıca, Haythornthwaite ve Andrews'un çalışmaları (Haythornthwaite & Andrews, 2011) dijital yerlilerin öğrenme stillerini ve teknoloji kullanımını kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Prensky’nin makalesi dijital yerliler ve dijital göçmenler kavramlarını tanımlayan ve açıklayan kavramsal bir makale olduğundan Prensky çeşitli gözlemler ve anekdotlardan yola çıkmıştır. Palfrey ve Gasser’in makalesinde dijital yerlilerle ve teknoloji alanındaki uzmanlarla yapılan görüşmelere ve gözlemlere dayalı analizler bulunmaktadır. Ayrıca yazarlar, dijital yerlilerin yaşam biçimlerini ve teknoloji kullanımını anlamak için vaka incelemelerine başvurmuşlardır. Ofsted’in raporu öğretmenler, öğrenciler ve okul liderleriyle yapılan anketlerden elde edilen verilere dayanır. Dijital yerliler, teknoloji ile iç içe bir eğitim ortamında daha iyi performans gösterebilmektedirler. Ancak, geleneksel eğitim yöntemleri dijital yerlilerin öğrenme stillerine uyum sağlamadığında, öğrencilerin motivasyonları ve başarıları etkilenebilir. Dijital araçlar, öğrenme süreçlerini daha etkileşimli ve dinamik hale getirebilir, ancak öğretmenlerin bu araçları etkili bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Dijital yerlilerin eğitimde teknoloji kullanımı, öğretim yöntemlerini yeniden gözden geçirmeyi gerektirmektedir. Geleneksel yöntemler, dijital yerlilerin hızlı bilgi işleme yeteneklerine ve teknolojiye olan yüksek bağlılıklarına uyum sağlamamaktadır. Bu durum bireylerin başarısını olumsuz olarak etkilemektedir. Eğitimcilerin, dijital yerlilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak teknoloji entegrasyonunu artırmaları, eğitimdeki zorlukların aşılmasına yardımcı olabilir. Teknolojinin sürekli geliştiği bu dönemde eğitimle teknolojinin sağlıklı olarak entegrasyonunun yapılması öğrencilerin daha verimli bir şekilde öğrenmesini sağlayabilir. Eğitimde teknoloji kullanımının artması, dijital eşitsizlik ve gizlilik gibi etik sorunları gündeme getirebilir. Eğitimcilerin, teknoloji kullanımında öğrencilerin mahremiyetini korumaları ve tüm öğrencilerin teknolojiye erişimini sağlamaları önemlidir. Ayrıca her öğrencinin teknolojiye erişimi olmadığından, alt yapı çalışmalarının yapılması da teknolojinin entegrasyonu için önemli olan adımlardan biridir. Dijital yerlilerin eğitimde teknolojiyle etkileşimleri, eğitim yöntemlerinin yenilenmesini ve teknoloji entegrasyonunu gerektirmektedir. Eğitimciler, dijital yerlilerin ihtiyaçlarına yönelik stratejiler geliştirerek eğitim sürecini daha etkili hale getirebilirler. Eğitimcilerin bunu yapabilmeleri için, kendilerinin de teknoloji ile etkileşimlerini ve bu konu hakkındaki bilgilerini artırması gerekmektedir. Gelecekteki araştırmalar, dijital yerlilerin eğitimde karşılaştıkları zorlukların daha derinlemesine incelenmesini ve etkili teknolojik çözümler geliştirilmesini hedeflemelidir. Ayrıca, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonunda karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukların nasıl aşılabileceğine dair daha fazla çalışma yapılmalıdır. Referanslar Prensky, M. (2001). Digital Natives, Digital Immigrants. On the Horizon, 9(5), 1-6. Palfrey, J., & Gasser, U. (2008). Born Digital: Understanding the First Generation of Digital Natives. Basic Books. Haythornthwaite, C., & Andrews, R. (2011). The Sage Handbook of E-learning Research. Sage Publications. Ofsted. (2013). The impact of digital technology on learning. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla
- Teknoloji̇ Sanat Dünyasini Nasil Deği̇şti̇rdi̇?
Teknoloji, dijital sanat, üç boyutlu baskı, sanal gerçeklik ve yapay zeka sanatı gibi yeni sanat dallarının ortaya çıkmasına ve sanatın küresel kitlelere daha erişilebilir hale gelmesine olanak sağlamıştır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknoloji̇ Sanat Dünyasini Nasil Deği̇şti̇rdi̇? 14.07.24 Yazar: Rüyal Turunç Teknoloji, dijital sanat, üç boyutlu baskı, sanal gerçeklik ve yapay zeka sanatı gibi yeni sanat dallarının ortaya çıkmasına ve sanatın küresel kitlelere daha erişilebilir hale gelmesine olanak sağlamıştır. Hayatımızda oldukça büyük bir rol alan teknoloji geçmişten günümüze sanat dünyasında nasıl değişikliklere sebep oldu? Sanatçı ve sanatseverlerin deneyimleri teknoloji ile ne gibi değişikliklere uğradı? Bu makale teknolojinin sanatsal yaratıcılık, sanatın üretim ve tüketim aşamaları, sanatın erişilebilirliği üzerine etkilerini inceler. Teknolojinin gelişmesiyle birçok diğer alanda olduğu gibi sanatta da dijital araçlara yönelim çoğaldı. Bunun sonucunda da dijital sanat, üç boyutlu baskı, sanal gerçeklik ve yapay zeka sanatı gibi teknoloji ve sanatın bir arada kullanıldığı yeni sanat dalları türedi. Birçok araştırmaya göre teknoloji, sanata erişilebilirliğin artması, sanat ufkunun genişlemesi ve dünyanın dört bir yanından insanların çeşitli sanat deneyimleri edinmeleri konusunda başarıya ulaştı. Sanatın Üretim Aşaması Sanatçıların dijital araçlara yönelmesiyle sanatın üretim aşaması köklü değişikliklere uğradı. Dijital sanatla grafik tasarım yazılımları ve bilgisayar programları kullanan sanatçılar geleneksel tekniklerle ulaşmanın mümkün olmadığı sanat biçimlerini deneyimleme fırsatı buldu. İlk defa Dr. Kodama tarafından 1981 yıllarında geliştirilen üç boyutlu baskı makinesi gibi teknolojik araçlar sayesinde karmaşık şekil ve desenleri fiziksel olarak üretebilmek mümkün hale geldi. Yapay zeka sanatta ilk kez Harold Cohen’in 1960’lı yılların sonlarında geliştirdiği AARON adlı programla kullanıldı. Sanatçılar yapay zekanın makine öğrenme algoritmalarını kullanarak sanat eserleri üretebilmeye başladı. Ayrıca sanal gerçeklik gibi fizik kurallarının göz ardı edilebildiği ortamlar sayesinde sanatçılar hayal güçlerini serbest bırakabildiği tasarımlar üretebilmeye başladı. Bunların yanı sıra teknolojik araçların sanat üretiminde kullanılabilmesi sayesinde isteyen herkes fazladan ekipman ihtiyacı duymadan kolaylıkla sanat icra edebilmeye başladı. Sanatın Erişilebilirliği Teknoloji sayesinde internet ve sosyal medya yoluyla paylaşılan eserleri saniyeler içerisinde küresel kitlelere ulaştırabilmek mümkün hale geldi. Aynı zamanda sanal gerçeklikle birlikte sanal müze turları ve sergiler düzenlenerek dünyanın dört bir yanındaki sanat eserlerine erişim kolaylaştırıldı. Sanat eserlerine olan erişimin artmasıyla sanat ile ilgili bilgi edinmek kolaylaştı. Bu sayede sanat icra etmeyi öğrenmek eskisinden daha kolay bir hale geldi. Sanatın Tüketim Aşaması Teknoloji ve sanatın birlikte kullanıldığı sanat tüketiciye geleneksel yöntemlerle icra edilen sanattan çok daha farklı bir deneyim sunmaktadır. Örneğin fizik kurallarına bağlı olmayan sanal gerçeklik sayesinde insanların fiziksel alemde sahip olamayacağı deneyimler edinmelerine olanak sağlandı. Sanal turun ilk örneği 1994’te yapılmıştı ve İngiltere’deki Dudly kalesinin 1550’lerdeki üç boyutlu gezisini içermekteydi. Yapay zekanın sanatın analizinde kullanılmaya başlamasıyla da sanat eserlerinin anlamları daha iyi kavranmaya başlandı. Bu makale halihazırda bulunan araştırmaların incelenmesi ve yapılan literatür taramalarıyla edinilen bilgilere dayanılarak yazılmıştır. Teknoloji sayesinde sanat hem sanatçı hem de sanatseverlere geleneksel yöntemlerle edinemeyecekleri deneyimler sunmaya başladı. Sanatın yaratımından tüketimine kadar tüm aşamaları teknolojiden büyük ölçüde etkilendi. Bütün bu verilerin yanında teknoloji ve sanatın birleştiği noktalarda tartışmalı bazı konular da yok değil. Örneğin Pinot’s Palette Naperville tarafından yazılan Art and Technology makalesinde teknolojinin sanata yeni yaratıcılıklar kazandırdığı söylenirken ArtThou'da yazılan The Impact Of Technology On Art makalesinde teknolojik kapasitenin çoğalmasıyla yaratıcılığın köreldiği görüşü öne sürülmüştür. Aynı şekilde sanatta yapay zekanın kullanımıyla ilgili de farklı görüşler mevcut. Kimileri yapay zeka sayesinde orijinal sanat eserleri üretilebildiğini düşünürken kimileri ise yapay zekayla üretilen sanatın özgün olmadığını ve sadece teknolojik bir gelişme olarak görülmesi gerektiğini savunuyor. Teknoloji sanatın evrimleşmesini sağlamıştır. Teknolojiyle sanatta yeni çalışma şekilleri türemiş ve sanatın tüketim deneyimlerinde köklü değişimler elde edilmiştir. Bununla beraber özgünlük ve sanatsal yaratıcılık ile ilgili tartışmalar ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak teknolojinin sanatı dönüştürüp geliştirdiği yadsınamaz. Sanatçıları olduğu kadar sanatseverleri de bir o kadar etkileyen teknolojik gelişmelerle yeni sanat dalları türemeye devam etmektedir. Ancak teknolojinin sanatsal yaratıcılık üzerine olan etkisi ve sanatın özgünlüğü gibi konularda bir görüş birliğine varılmamıştır. Teknoloji özgünlüğü her ne kadar köreltse de yaratıcılığı ise geliştirir. Teknolojinin sanat üzerinde yarattığı bu tür tartışmaya açık konuları daha iyi anlayabilmek için daha fazla sanatseverin görüşüne gereksinim vardır. Referanslar ArtThou. (2017 March 1). The impact of technology on art. ArtThou. https://www.artthou.co.uk/editorial/technology-on-art Pinot’s Palette Naperville. (2023 April 27). Art and technology: How technology is changing the art world. Pinot’s Palette. https://www.pinotspalette.com/naperville/blog/creative-life/-pinotspalettenaperville-art-and-technology-how-technology-is-changing-the-art-world 1605 Collective. (2023 April 6). Impact of digital technology on art. 1605 Collective. https://1605collective.com/blogs/blogposts/impact-of-digital-technology-on-art TSKB. (2024 Nisan 5). Yapay zekâ ve sanat: Yeni bir yaratıcılık dönemi. TSKB. https://www.tskb.com.tr/blog/genel/yapay-zeka-ve-sanat-yeni-bir-yaraticilik-donemi 3D Baskı Al. (2024 Ocak 9). 3D yazdırma teknolojilerinin tarihi üzerine. https://3dbaskial.com/3d-yazdirma-teknolojilerinin-tarihi-uzerine/ TSKB. (2024 Nisan 5). Yapay zeka ve sanat: Yeni bir yaratıcılık dönemi. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası. https://www.tskb.com.tr/blog/genel/yapay-zeka-ve-sanat-yeni-bir-yaraticilik-donemi#:~:text=Yapay%20zek%C3%A2%20ile%20yap%C4%B1lan%20ilk,geli%C5%9Ftirilen%20AARON%20adl%C4%B1%20programla%20ba%C5%9Flad%C4%B1 HistoryofInformation.com. (2024 Mayıs 23). The First Use of Virtual Reality in a Museum or Archeological Context. History of Information. https://www.historyofinformation.com/detail.php?id=4082 Teknoloji ve Sanat Son Yazılar 27 Mayıs 2025 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 18 Mart 2025 Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Daha Fazla 21 Ocak 2025 Veri Görselleştirmenin Sanatsal İfade Üzerindeki Rolü Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak sunarak estetik ve işlevselliği birleştirir. Bu yöntem, veriyi bilgi ve sanatsal ifade olarak değerlendirir. Çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini sağladığını ve sanatla bilgi arasında bir köprü kurduğunu gösterir. Daha Fazla 24 Aralık 2024 Blockchain ve Sanat Blockchain eknolojisinin sanat dünyasında sahiplik ve doğrulama süreçlerindeki rolünü incelenirken blockchain, sanat eserlerinin dijital olarak temsil edilmesi ve ticaretinin sağlanması açısından önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Daha Fazla 26 Ekim 2024 Heykel ve Tasarımlarda 3D Baskı 3D baskının karmaşık formlar üretimini kolaylaştırması ve sanatsal yeniliklere kapı açması vurgulanmaktadır. Stefan Maier'in "Hypnerotomachia Naturae" ve Mat Collishaw'ın "Equinox" eserleri gibi örneklerle, 3D baskının sanatsal ve teknik potansiyelleri incelenmektedir. Daha Fazla 31 Ağustos 2024 AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Daha Fazla
- Dergimiz | TechMakale
Sonraki sayılarımızda siz de katkı sağlayın! Dergi hazırlık ekibimize katılarak araştırma, yazı yazma ve editörlük gibi alanlarda katkıda bulunabilir, TechMakale ailesinin bir parçası olabilirsiniz. Fikirlerinizi paylaşın, içerik üretim sürecine dahil olun ve birlikte harika işler çıkaralım! Dergi ekibimize katılmak için "Katıl"düğmesine tıklayın Katıl
- Oyunlar Ve Dil Edinimi: Oyunlar Sayesinde Kurulan Etkileşimlerin Dil Üzerindeki Etkileri
Dil ediniminin ve özellikle ikinci dillerin ediniminin çağımızda hızla yayılmasıyla birlikte bu dil öğrenimlerin kamu binalarını dışına çıkıp dijital ortamlara taşınmıştır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Oyunlar Ve Dil Edinimi: Oyunlar Sayesinde Kurulan Etkileşimlerin Dil Üzerindeki Etkileri 11 Şubat 2025 Yazar: İrem Erdönmez Dil ediniminin ve özellikle ikinci dillerin ediniminin çağımızda hızla yayılmasıyla birlikte bu dil öğrenimlerin kamu binalarını dışına çıkıp dijital ortamlara taşınm ıştır. Dijital ortamlardan biri olan oyunların, hem çeşitli yaş gruplarını kendisine çekmesi hem de çok fazla kullanıcısının olmasından dolayı bu ortamlardaki iletişim daha hızlı olmaktadır. Oyunların çeşitlilikleri ve günümüzün teknolojisiyle kullanıcısına sağladığı olanaklar sadece bir eğlence aracı olmanın yanında başka özellikler de katmıştır. Bu özelliklerden biri ise bilgi paylaşımı olmaktadır. Bilgi paylaşımları her alana has olmakla birlikte özellikle dil öğrenimi üzerinde durmak gerekirse bu paylaşımların sonucundaki edinimlerin birçoğu pasifken bir diğer kısmı aktiftir. Dilin pasif öğrenimleri dil biliminde -input- denen sesli veya yazılı veriler olarak adlandırılmaktadır. Bu inputlar dilin öğreniminde önemli bir yer taşımaktadır. Pasif inputlar öncelikle dinleme -sesli- şeklinde alınır ve bu alımlar oyunlardaki ortamlarda kurulan farklı ana dildeki kullanıcıların etkileşiminden sağlanmaktadır. Bu ortamlarda kurulan uzun süreli etkileşimler ve aynı zamanda oyunların içindeki bilgilerin istediği dilde seçilebileceği -yazılı- düşünülürse geleneksel dil ediniminin dışına çıkılmış olur. Bu ortamların dil edinimi ve yayılımı üzerinde bir diğer etkisi ise dil inputlarını -output- şeklinde ifade edebilecekleri bir ortam sağlamış olmasıdır. Outputlar ise inputların insan beyninde mantıklı bir yer işgal etmesiyle birlikte hedef dil ve hedef amaca uygun şekilde kendini hedef dilde ifade edebilmektir. Bu kısım ise dilin konuşma diye adlandırılan yeteneğidir. Oyunlar sayesinde hedef dilin, ana dili kullanıcılarından input alıp onlara output vermeye olanak sağlamaktadır bu da en basit şekilde dil edinimi aşamasıdır. Dijital ortamlardan ve dil edinimini destekleyici olan oyunlar sayesinde oyuncuların dil aktarımı ve dil edinimleri desteklenmektedir. Bu öğrenimler bu ortamlarda dinleme, okuma, konuşma ve yazma üzerinde pasif ve aktif edinimler sonucu oluşmaktadır. (Hayo Reinders, 2015)nın 2015 yılında yayınladığı “Dijital Oyun Oynamanın İkinci Dil Etkileşimi Üzerindeki Etkileri” adındaki makalesinde oyunların ikinci dil öğrenimiyle ilgili olarak, Oyunların etkilerini değerlendirmek için, katılımcıların hem metin hem de sesli sohbetlerdeki dil kullanımları kaydedildi ve analiz edilip oyun oynama, daha geniş bir söylem işlevi yelpazesini kullanan İngilizce etkileşiminde büyük ve önemli bir artışa yol açtığı ve aynı zamanda sınıftaki İngilizce etkileşimle karşılaştırıldığında çok daha sık katkılarda bulunulmasına neden olduğundan bahsedilmiştir. (Seren Özgür, 2022)nın “Oyuncuların Yabancı Dil Öğrenme Motivasyonu” adlı makalesinde dil öğrenme motivasyonuyla ilgili olarak, Analize dayalı, çalışma, oyun dili, cinsiyet ve oyun modları açısından L2 benlikleri ve oyun oynama ile ilgili kalıpları ortaya çıkarmıştır. Oyun oynamanın, dil öğrenenlerin L2 benliklerini olumlu yönde şekillendirebileceği ve bunun da motivasyonlarını etkilediği öne sürülmüştür. (Blanka KLIMOVA, 2017)nın “Bilgisayar Oyunlarının Dil Öğrenimine Etkisi” adlı makalesinde, bulgular, özellikle eğitim amaçlı olan bilgisayar oyunlarının, yabancı dil öğreniminde kelime dağarcığı edinimi konusunda etkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bilgisayar oyunlarının sınıflarda kullanılmasının hedef dile maruz kalma, artan ilgi ve öğrenenlerin iletişime katılımının artırılması gibi başka faydalarından söz edilmiştir. Kullanıcısının her yaştan ve ırktan olan oyun kullanıcılarının kurduğu ortamlardaki iletişimlerin dil öğrenimi üzerindeki etkilerini irdelemek için bu makalede literatür taraması kullanılarak nitel analizlere yer verilmiştir. Aynı zamanda geçmiş görüşler ve kullanıcıların kendi dil öğrenimleri üzerine yaptıkları kişisel değerlendirmelerindeki nitel yorumlamalardan yararlanılmıştır. Oyunlarda kurulan sosyal etkileşimlerin sonucu olan iletişimlerde kullanıcıların dil edinimleri ve dil aktarımları aynı oranda gerçekleşmemektedir. Dil aktarımları kullanıcının kendi dil üretimi olduğu için aktiftir ancak başka bir dil kullanıcısından aktarılanların anlaşılması pasiftir. Pasif öğrenmenin zaman almasıyla birlikte bu öğrenmelerin daha kalıcı ve hızlı hatırlanması için bu öğrenimlerin dışında kullanıcıların bireysel olarak gösterdikleri çabalara göre dil edinimindeki anlam ve hız farklılaşmış olur. Oyunlarda kurulan iletişim ve etkileşimlerin her biri dil öğrenimi açısından anlamlı birer input olmamasıyla birlikte bu ortamlarda kullanılan kelimelerin kalitesi de kullanıcıların çeşitliğinden dolayı farklılık göstermektedir. Kullanıcıların bu ortamlarda kullandığı kelimelerin uygun ya da uygunsuzluğu ise dil aktarımı ve dil edimi açısından öğrenenleri kötü etkileyebilmektedir. Teknolojinin bir diğer kolu olan oyunlarda kurulan insan etkileşimlerinin dil edinimi üzerindeki etkileri oldukça fazladır. Dil ediniminin hızının kullanıcının yeteneği ve motivasyonu dışında aynı zamanda kendisinin dil üzerine yaptığı aktif öğrenmelerinde etkisi bulunmaktadır. Ancak bu ortamlardaki kullanıcıların kullandığı kelimelerin kalitesi ise öngörülemez bir faktördür bu yüzden kullanıcıların aktif bir şekilde dil öğrenimine katılmasıyla birlikte dil farkındalığı ve kelime seçimlerindeki yetenekleri artmaktadır. Referanslar: Blanka KLIMOVA, J. K. (2017, Ekim). Efficacy of Computer Games on Language Learning. The Turkish Online Journal of Educational Technology , s. 19-26. Hayo Reinders, S. W. (2015, January 22). The Effects of Digital Game Play on Second Language Interaction. researchgate . researchgate. adresinden alındı Seren Özgür, M. C. (2022, Ocak 1). Gamers’ Foreign Language Learning Motivation. DergiPark Akademik . Teknoloji ve Dil Son Yazılar 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdü şümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla
- AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni | TechMakale
Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni 31.08.24 Yazar: Rüyal Turunç Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Yapay zeka sanatta ilk kez ne zaman kullanıldı ve nasıl kullanılmaya başlandı? Yapay zekayı ilk defa sanat için kullanan kimdi? Bu makale yapay zeka teknolojisinin sanat üretiminde kullanımını inceler. Günümüzde teknolojinin en gözde buluşlarından biri olan yapay zeka, her alanda olduğu gibi sanatta da kullanılıyor. Yapay zeka, algoritmaları ve derin öğrenmeyi kullanarak sanatsal stillerini taklit edebiliyor ve hatta yenilerini yaratabiliyor. Yalnızca sanat üretmekle sınırlı kalmayan yapay zeka aynı zamanda seri organizesi ve sanat analizi gibi çeşitli alanlarda kullanılarak sanatı daha iyi kavramamıza yardımcı oluyor. Peki yapay zekanın tüm bu sanat serüveni ne zaman başladı? Yapay zekanın ilk kez sanatta kullanılma çalışmaları aslında sanıldığı kadar da yeni değildi. 1960'lı yılların sonlarında Harold Cohen'in geliştirdiği AARON adlı bilgisayar programı sayesinde yapay zekanın sanat için kullanılma çalışmaları başladı. (Onur Atamaner, 2024) İngiltere’de doğmuş bir ressam olan Harold Cohen, 1968 yılında San Diago’daki California Üniversitesinde misafir öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamasıyla bilgisayar programlamayla tanıştı ve burada bir yazılım tasarladı. 1971’de ise Edward Feigenbaum'ın davetiyle Stanford Üniversitesi Yapay Zeka Laboratuvarı’nda misafir araştırmacı olarak göreve başladı ve AARON ismini koyduğu bu yazılımı geliştirdi. (Kate Vass, 2024) Harold Cohen AARON’u ilk olarak C programlama diliyle yazmıştı ancak sonrasında bu programlama dilinin renklerle uğraşabilmek için fazla ifadesiz olduğu gerekçesiyle LISP programlama diline dönüştürdü. (Harold Cohen, 2015) İlk başlarda AARON yalnızca tek renkli resimler üretebiliyor ve Harold Cohen bu resimleri kendisi renklendiriyordu. 1980’lerde ise program insan figürleri gibi daha gerçekçi şekiller çizmeyi öğrenmişti. (Kate Vass, 2024) Harold Cohen’in söylediğine göre AARON’a çizim yapmayı öğretmesi yirmi yılını almıştı ve sırada renklendirmeyi öğretmesi gerekiyordu. Cohen’in 1989’da söylediği bu sözden tam altı yıl sonra, 1995’te, AARON ilk kez renklendirilmiş bir resim üretmeyi başardı. Farklı fırça ve renk paleti seçimlerini kullanan AARON robotik bir kol ile artık boyama işlemini yapabiliyordu. (Chris Garcia, 2016) Harold Cohen neredeyse tüm hayatını AARON’u geliştirmeye adadı. AARON ile üretilen sanat eserleri 1970’li yıllardan itibaren çeşitli müzelerde sergilendi. Bu makale, halihazırda yazılmış araştırmaların incelenmesi ve çeşitli dillerde yapılan literatür taramasıyla edinilen bilgiler doğrultusunda yazılmıştır. AARON programıyla sanat yeni bir dünyaya adım atmış oldu. Yapay zekayla tanışan sanat sayesinde sanatçıların imkanları oldukça arttı ve yeni ifade biçimleri üretmelerine imkan sundu. Sanatçılara ilham alan bu proje sayesinde sanatta yeni bir alan doğdu. Tüm bu konu önemli bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Yaratıcı olan sanatı üreten yapay zeka mıydı yoksa yapay zekayı yöneten insan mı? Harold Cohen’e göre AARON’u oluşturmak onu kullanmaktan daha yaratıcıydı. Bu tartışma sanatçının kim olduğu sorusunu ortaya çıkardı. AARON’un doğuşuyla sanat yeni bir boyut kazanarak yapay zekayla tanıştı. Bu durum, yapay zekayla üretilen sanat eserlerinin kimin yaratıcılığının eseri olduğu konusunda kafada soru işaretleri bıraktı. AARON, yapay zekanın sanat serüveninin yalnızca başlangıcıydı. Teknoloji ilerledikçe sanatta kullanılan yapay zeka programları da gelişmeye devam etti. Günümüzde sanat için MidJourney, GetIMG, Dall-E 2 gibi birçok yapay zeka uygulaması kullanılmaya başlandı. Yapay zekanın sanata olan etkileri göz ardı edilemez ancak bu alanın sağlıklı bir şekilde gelişmeye devam edebilmesi için yapay zekanın yaratıcılığı konusunda daha fazla görüşe gereksinim vardır. Referanslar Atamaner O. (2024, Nisan 5). Yapay Zeka ve Sanat: Yeni Bir Yaratıcılık Dönemi. Tskb. https://www.tskb.com.tr/blog/genel/yapay-zeka-ve-sanat-yeni-bir-yaraticilik-donemi Vass K. (2024, Nisan 30). Harold Cohen: ‘Once Upon A Time There Was An Entity Named Aaron. Kate Vass Galerie. https://www.katevassgalerie.com/blog/harold-cohen-aaron-computer-art Arslan Y. (2023, Mayıs 26). Yapay Zeka ve Değişimin Sanat Dünyasına Etkisi. Digipeak. https://digipeak.org/tr/blog/yapay-zeka-ve-degisimin-sanata-etkisi#:~:text=Algoritmalar%C4%B1%20ve%20derin%20%C3%B6%C4%9Frenmeyi%20kullanan,benzersiz%20sanatsal%20formlar%C4%B1%20denemelerini%20sa%C4%9Fl%C4%B1yor . Yavuz S.K. (2024, Şubat 29). Harold Cohen’in Yapay Zekayla Üretilen İşleri Jeneratif Sanatı Tekrar Gündeme Taşıyor. The Art Newspaper Türkiye. https://www.artnewspaper.com.tr/2024/02/29/harold-cohenin-yapay-zekayla-uretilen-isleri-jeneratif-sanati-tekrar-gundeme-tasiyor Whitney Museum of American Art. (2024). Harold Cohen: Aaron. Whitney Museum of American Art. https://whitney.org/exhibitions/harold-cohen-aaron?section=1&subsection=1 Coletta C.D. Greenstein J. (t.y.) In Memoriam. University of California. https://senate.universityofcalifornia.edu/_files/inmemoriam/html/HaroldCohen.html Evli A. (2020, Aralık 4). Aaron: İnsan ve Bilgisayar İş Birliğindeki İlk Sanat Deneyimi. Teknoloji.org https://teknoloji.org/aaron-insan-ve-bilgisayar-isbirligindeki-ilk-sanat-deneyimi/ Garcia C. (2016, Ağustos 23). Harold Cohen and Aaron A 40 Year Collaboration https://computerhistory.org/blog/harold-cohen-and-aaron-a-40-year-collaboration/ Aix.web. (t.y.). Aix.web. https://aix.web.tr/en-iyi-10-yapay-zeka-sanat-uygulamasi/ Cohen H. (2015, Haziran 1). A Sorcerer’s Apprentice Talk at the Tate Modern. Aaronshome. https://web.archive.org/web/20150701110404/http://www.aaronshome.com/aaron/publications/tate-final.doc Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla
- Veri Görselleştirmenin Sanatsal İfade Üzerindeki Rolü
Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak sunarak estetik ve işlevselliği birleştirir. Bu yöntem, veriyi bilgi ve sanatsal ifade olarak değerlendirir. Çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini sağladığını ve sanatla bilgi arasında bir köprü kurduğunu gösterir. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Veri Görselleştirmenin Sanatsal İfade Üzerindeki Rolü 21.01.25 Yazar: Zeynep Met Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak sunarak estetik ve işlevselliği birleştirir. Bu yöntem, veriyi bilgi ve sanatsal ifade olarak değerlendirir. Çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini sağladığını ve sanatla bilgi arasında bir köprü kurduğunu gösterir. Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak temsil etme yöntemidir. Sanatsal ifade açısından, veri görselleştirme, verileri estetik bir biçimde sunarak hem bilgi aktarımını hem de sanatsal deneyimi birleştirme fırsatı sunar.Veri görselleştirme sanatsal ifade biçimlerine nasıl katkıda bulunabileceğini ve sanatla veri arasında nasıl bir köprü kurabileceğini keşfetmektir. Veri görselleştirme, verileri grafikler, tablolar ve diğer görsel araçlar kullanarak anlamlı bir biçimde sunma sürecidir. Bu yöntem, karmaşık veri kümelerini daha anlaşılır ve erişilebilir hale getirmek için kullanılır. Son yıllarda, veri görselleştirme sanatsal bir ifade biçimi olarak da önem kazanmıştır. Sanatçılar, veri görselleştirmeyi estetik bir araç olarak kullanarak, bilgiyi sadece işlevsel değil, aynı zamanda görsel olarak etkileyici bir biçimde sunabilirler. Bu yaklaşım, hem bilgi aktarımını hem de sanatsal yaratım sürecini birleştirerek, izleyicilere hem anlamlı hem de estetik bir deneyim sunar. Bu bağlamda, veri görselleştirme, sanat ve bilgi arasındaki sınırları yeniden tanımlayarak yeni bir ifade biçimi oluşturur. Önceki araştırmalar, veri görselleştirmenin sanatsal ifade üzerindeki etkilerini çeşitli açılardan incelemiştir. Örneğin, Edward Tufte’nin çalışmalarında veri görselleştirmenin bilgi aktarımı üzerindeki etkileri vurgulanmış ve estetik ile işlevselliğin nasıl dengelenebileceği üzerine fikirler geliştirilmiştir. Ayrıca, Giorgia Lupi ve Stefanie Posavec gibi sanatçılar, veri sanatını kişisel ve duygusal deneyimlerle birleştiren projeler üretmişlerdir. Bu projeler, veriyi sadece bilgi değil, aynı zamanda estetik bir öğe olarak ele alarak, izleyicilere farklı bir bakış açısı sunmuştur. Diğer araştırmalar, veri görselleştirmenin estetik değerinin yanı sıra, izleyicilerin veriyi nasıl algıladıkları ve yorumladıkları üzerindeki etkilerini incelemiştir. Bu çalışmalar, veri görselleştirmenin hem bilimsel hem de sanatsal potansiyelini anlamaya yönelik önemli bir temel sağlamaktadır. Veri görselleştirmenin sanatsal ve bilimsel bağlamda önemini vurgulayan birçok önemli çalışma bulunmaktadır.Veri görselleştirmenin sanatsal ve bilimsel bağlamda önemini vurgulayan birçok önemli proje ve kitap bulunmaktadır. Edward Tufte'nin 1983'te yayımlanan "The Visual Display of Quantitative Information" adlı eseri, veri görselleştirmenin temel prensiplerini ve etkili görselleştirme tekniklerini belirleyerek bu alandaki klasikler arasında yer alır. Tufte, verilerin estetik ve işlevsel bir şekilde sunulması gerektiğini vurgular ve "minimalist" bir yaklaşım benimseyerek, grafiklerin gereksiz detaylardan arındırılması gerektiğini savunur.Giorgia Lupi ve Stefanie Posavec'in "Dear Data" adlı projesi, veri görselleştirmenin sanatsal bir ifade biçimi olarak nasıl kullanılabileceğine dair çarpıcı bir örnektir. İki sanatçı, bir yıl boyunca kendi kişisel verilerini el yapımı görselleştirmelerle sunarak, verinin kişisel ve duygusal yönlerini öne çıkarmışlardır. Bu proje, verinin sadece bilgi değil, aynı zamanda kişisel bir deneyim olarak da ele alınabileceğini gösterir. Hans Rosling'in "Gapminder" Projesi: Rosling, veriyi dinamik ve etkileşimli grafiklerle sunarak, küresel sağlık ve ekonomik gelişmeleri daha anlaşılır hale getirdi. Gapminder, verilerin zaman içinde nasıl değiştiğini görsel olarak izlemeyi sağlar. Catherine D'Ignazio ve Lauren F. Klein'in "Data Feminism" Kitabı: Bu kitap, veri görselleştirme ve veri biliminin toplumsal cinsiyet ve güç dinamikleriyle nasıl ilişkili olduğunu araştırır. D'Ignazio ve Klein, verinin toplumsal adalet ve eşitlik perspektifinden nasıl ele alınabileceğini tartışır. David McCandless'in "Information is Beautiful" Kitabı: McCandless, karmaşık bilgileri etkileyici ve anlaşılır grafiklerle sunar. Kitap, çeşitli konular hakkında verilerin görselleştirilmesini estetik ve bilgi açısından incelemekte önemli bir kaynaktır. FlowingData’ın Nathan Yau'nun Çalışmaları: Yau'nun FlowingData adlı web sitesi, veri görselleştirmenin yaratıcı ve etkili yollarını sunar. Yau, çeşitli veri kümesi örneklerini kullanarak görselleştirme tekniklerini geniş bir yelpazede ele alır. Ben Fry'ın "Visualizing Data" Kitabı: Fry, veri görselleştirmede teknik ve tasarım yaklaşımlarını inceleyen bu kitapta, veriyi anlamak ve sunmak için yazılım araçlarının nasıl kullanılabileceğini gösterir. Bu çalışmalar, veri görselleştirmenin çeşitli yönlerini ve uygulama alanlarını keşfetmek isteyenler için zengin bir kaynak sunar. Hem teknik hem de estetik açıdan veri görselleştirmenin nasıl evrildiğini anlamak için bu örnekler önemli referanslar sağlar. Veri görselleştirmenin sanatsal ifade üzerindeki rolünü araştırırken kullanılan bazı yöntemler arasında; Daha önce yapılmış çalışmalar, makaleler, kitaplar ve projeler hakkında literatür taraması Belirli veri görselleştirme projeleri veya sanat eserleri detaylı bir şekilde inceleyen vaka çalışmaları,Farklı veri görselleştirme tekniklerinin ve estetik yaklaşımlarının etkinliğini değerlendirmek için yapılan deneysel analizler, veri görselleştirmelerinin grafiksel ve teknik özelliklerinin ayrıntılı bir şekilde analizi , bu sanatı izleyen veya kullanan kişilerle yapılan anketler ve röportajlar gibi çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Veri görselleştirmenin sanat üzerindeki rolüne dair baz alınan bulgular: Estetik ve işlevselliğinin dengesi, sanat ve bilgi arasında kurduğu köprü, izleyicilerin yapılan sanat hakkındaki izlenimleri, görüşleri ve algısı, veri görselleştirmenin sanatsal yönü ve yenilikçi tekniklerin ve araçların kullanımı bulunmaktadır. Bulgular, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsellik arasında bir denge kurarak sanat ve bilgi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlandığını gösteriyor. Estetik yönü sanatçılara veriyi yalnızca bilgi değil aynı zamanda görsel bir deneyim olarak da sunuyor. Bu denge izleyicilerin veriyi hem anlamlı hem estetik olarak değerlendirilmesine olanak sağlar. Ayrıca, yenilikçi teknikler ve araçlar kullanılarak veri görselleştirmenin sanatsal yönü güçlendirilir ve bu da izleyicilerin veriyi nasıl algıladıkları üzerinde etkili olabilir. Veri görselleştirmede etik sorunlar verilerin doğru şeffaf ve manipülasyondan kaçınılarak sunulması gerekliliği ile ilgilidir. Ayrıca veri görselleştirmenin sanatsal bir araç olarak kullanılabilmesi, hem bilgi aktarımında hem de sanatsal yaratımda yeni fırsatlar sunar. Bu, sanatçılar ve tasarımcılar için veri ile estetik bir deneyim yaratmanın yollarını araştırmak anlamına gelir. Veri görselleştirme, verileri grafiksel olarak sunarak bilgi ve estetiği birleştiren bir yöntemdir. Bu yaklaşım, veriyi sadece bilgi olarak değil, aynı zamanda sanatsal bir ifade biçimi olarak da değerlendirir. Önceki çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini vurgular ve veri sanatının kişisel deneyimlerle birleşen projelerle nasıl güçlendirilebileceğini gösterir. Yöntemler arasında literatür taraması, vaka çalışmaları, deneysel analizler ve anketler yer alır. Bulgular, veri görselleştirmenin sanatla bilgi arasındaki köprüyü kurduğunu ve estetik bir deneyim sunduğunu ortaya koyar. Veri görselleştirme hakkında yenilikçi teknikler kullanılabilir, workshop gibi eğitici aktivitelerle veri görselleştirme eğitimleri verilebilir. Ayrıca verilerin kullanımında etik ve gizlilik standartlarını belirleyen temel bir kılavuz geliştirilebilir. Referanslar: Tufte, E. R. (1983). The Visual Display of Quantitative Information. Cheshire, CT: Graphics Press. Fry, B. (2008). Visualizing Data: Exploring and Explaining Data with the Processing Environment. Sebastopol, CA: O'Reilly Media. Kuthunur, S. (2020, August 17). How FlowingData’s Nathan Yau thinks about data stories. Storybench. Retrieved from https://www.storybench.org/how-flowingdatas-nathan-yau-thinks-about-data-stories/ McCandless, D. (n.d.). What Makes A Good Data Visualization? Information is Beautiful. Retrieved from https://informationisbeautiful.net/visualizations/what-makes-a-good-data-visualization/ D’Ignazio, C., & Klein, L. F. (2020). Data Feminism. Cambridge, MA: MIT Press. Gapminder Foundation. (n.d.). Gapminder Tools. Retrieved from https://www.gapminder.org/tools/ Lupi, G., & Posavec, S. (2016). Dear Data. New York, NY: Princeton Architectural Press. Teknoloji ve Sanat Son Yazılar 27 Mayıs 2025 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 18 Mart 2025 Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Daha Fazla 21 Ocak 2025 Veri Görselleştirmenin Sanatsal İfade Üzerindeki Rolü Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak sunarak estetik ve işlevselliği birleştirir. Bu yöntem, veriyi bilgi ve sanatsal ifade olarak değerlendirir. Çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini sağladığını ve sanatla bilgi arasında bir köprü kurduğunu gösterir. Daha Fazla 24 Aralık 2024 Blockchain ve Sanat Blockchain eknolojisinin sanat dünyasında sahiplik ve doğrulama süreçlerindeki rolünü incelenirken blockchain, sanat eserlerinin dijital olarak temsil edilmesi ve ticaretinin sağlanması açısından önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Daha Fazla 26 Ekim 2024 Heykel ve Tasarımlarda 3D Baskı 3D baskının karmaşık formlar üretimini kolaylaştırması ve sanatsal yeniliklere kapı açması vurgulanmaktadır. Stefan Maier'in "Hypnerotomachia Naturae" ve Mat Collishaw'ın "Equinox" eserleri gibi örneklerle, 3D baskının sanatsal ve teknik potansiyelleri incelenmektedir. Daha Fazla 31 Ağustos 2024 AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Daha Fazla
- Akıllı Şehirler ve Sürdürülebilirlik: Geleceğin Şehirleri İçin Bir Yol Haritası | TechMakale
Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Akıllı Şehirler ve Sürdürülebilirlik: Geleceğin Şehirleri İçin Bir Yol Haritası 15.10.24 Yazar: Tuğçe Vural Bu makale, akıllı binaların enerji verimliliği, su tasarrufu ve çevre dostu malzeme kullanımı gibi unsurlarla sürdürülebilir inşaat üzerindeki etkilerini incelemektedir. Akıllı teknolojilerin çevresel etkileri azaltır iken yaşam kalitesini artırdığı fakat yüksek maliyetler ve gerekli bilgi birikimi gibi zorlukları doğurduğu vurgulanmaktadır. Son yıllarda, şehirleşmenin hızla artması ile birlikte kentlerin karşılaştığı çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlar da giderek büyümektedir. Küresel nüfusun büyük bir kısmı kentlerde yaşamakta ve bu oran da hızla artmaktadır. Bu durum altyapı, enerji, su kaynakları, ulaşım ve atık yönetimi gibi alanlarda ciddi baskılar yaratmaktadır. Bu zorluklara yanıt olarak, "akıllı şehirler" kavramı ortaya çıkmıştır. Akıllı şehirler, bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) kullanımı ile kent yönetimini optimize eden, kaynakları verimli kullanan ve vatandaşların yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan entegre sistemler olarak tanımlanabilmektedir. Bu makale, akıllı şehirlerin tanımı, önemi, temel bileşenleri ve uygulama örnekleri üzerinde durmakta, bu şehirlerin sürdürülebilirliğe katkılarını ve karşılaştıkları zorlukları ele almaktadır. Akıllı şehirler üzerine yapılan araştırmalar, bu konseptin ne kadar geniş bir kapsamı olduğunu ve de birçok disiplini bir araya getirdiğini ortaya koymaktadır. Akıllı şehirler, teknolojik yeniliklerin yanı sıra, sosyal ve ekonomik boyutları da kapsayan bir yaklaşım ile ele alınmaktadır. Townsend (2013), akıllı şehirleri, dijital teknolojilerin şehirlerin verimliliğini, sürdürülebilirliğini ve yaşanabilirliğini artırma potansiyeli açısından incelemiştir. Aynı zamanda, Harrison ve Donnelly (2011), büyük veri analitiği ve bilgi yönetiminin şehirlerin operasyonel etkinliğini nasıl geliştirdiğine odaklanmıştır. Batty (2012) gibi araştırmacılar ise, akıllı şehir projelerinin uygulanmasında karşılaşılan veri güvenliği ve gizlilik endişelerini vurgulamaktadır. Ayrıca, Hollands (2008) ve Nam ve Pardo (2011) gibi çalışmalar ise akıllı şehirlerin tanımına ve kapsamına ilişkin farklı perspektifleri sunmakta ve bu kavramın evrimi ile gelecekteki potansiyel yönelimlerini tartışmaktadır. Akıllı şehir uygulamaları, enerji, ulaşım, su ve atık yönetimi gibi kritik alanlarda önemli iyileştirmeler sağlamıştır. Akıllı enerji yönetim sistemleri, enerji talebini gerçek zamanlı olarak izleyerek ve yöneterek, enerji tüketiminde önemli tasarruflar sağlamakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu kolaylaştırmaktadır. Örneğin; akıllı sayaçlar ve sensörler aracılığı ile toplanan veriler, enerji tüketim modellerini analiz etmekte, kullanıcıların enerji tüketimini optimize etmesine olanak tanımaktadır. Bu durum, hem enerji maliyetlerini düşürmekte hem de çevresel etkileri azaltmaktadır. Akıllı ulaşım sistemleri, trafik akışını optimize ederek, yakıt tüketimini ve emisyonları azaltmaktadır. Akıllı trafik yönetim sistemleri, sensörler ve kameralar aracılığı ile trafik verilerini toplanmakta, trafik sıkışıklığını azaltmakta ve toplu taşıma sistemlerinin verimliliğini artırmaktadır. Ayrıca, bu sistemler, akıllı otopark çözümleri sunarak, park yeri bulma süresini kısaltmakta ve araçların neden olduğu emisyonları azaltmaktadır. Örneğin, Cui ve ark. (2019), akıllı ulaşım sistemlerinin, kent içi trafik yoğunluğunu azaltma ve ulaşım ağlarının verimliliğini artırma konusundaki başarılarını ortaya koymaktadır. Su yönetimi, akıllı şehirlerin bir diğer önemli bileşenidir. Akıllı su yönetimi sistemleri, su dağıtım ağlarındaki sızıntıları tespit etmek, su kalitesini izlemek ve su tüketimini optimize etmek için sensör teknolojilerini kullanmaktadır. Bu sistemler, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlarken, suyun verimli dağıtımını ve kullanımını da artırmaktadır. Ayrıca, akıllı şehirler, yağmur suyu hasadı ve gri su geri dönüşümü gibi sürdürülebilir su yönetimi çözümlerini teşvik etmekte, su tasarrufu sağlamakta ve su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunmaktadır. Atık yönetimi, akıllı şehirlerin sürdürülebilirliği artırma hedeflerinde kritik bir rol oynamaktadır. Akıllı atık yönetimi sistemleri, atık toplama süreçlerini optimize etmekte, geri dönüşüm oranlarını artırmakta ve atık miktarını azaltmaktadır. Akıllı konteynerler ve sensörler, atık doluluk seviyelerini izleyerek, atık toplama güzergahlarının ve zamanlamalarının optimize edilmesine olanak tanımatadır. Bu sayede, atık toplama araçlarının yakıt tüketimi ve emisyonları azaltılmakta, aynı zamanda atık yönetim maliyetleri de düşürülmektedir. Akıllı şehirler, sağladıkları avantajlarla birlikte, birtakım zorlukları ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Öncelikli olarak, veri güvenliği ve mahremiyet, akıllı şehirlerin karşılaştığı en önemli zorluklardan biridir. Akıllı şehirlerin işleyişi, büyük veri analitiği ve nesnelerin interneti (IoT) cihazları aracılığıyla toplanan verilerin işlenmesine dayanmaktadır. Ancak, bu verilerin güvenliği ve vatandaşların mahremiyeti konusunda ciddi endişeler bulunmaktadır. Veri ihlalleri ve siber saldırılar, kişisel verilerin kötüye kullanılması riskini artırmakta ve vatandaşların bu sistemlere olan güvenini de sarsmaktadır. Bu nedenle, akıllı şehir projelerinde güçlü veri koruma yasaları ve siber güvenlik protokollerinin uygulanması gerekmektedir. Bir diğer zorluk ise akıllı şehir projelerinin yüksek maliyetleridir. Bu projeler, gelişmiş teknolojik altyapı ve sistemler gerektirdiğinden dolayı başlangıç maliyetleri oldukça yüksek olabilmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, bu tür projelerin finansmanı büyük bir engel teşkil etmektedir. Kamu-özel sektör iş birlikleri ve yenilikçi finansman modelleri, bu tür projelerin hayata geçirilmesinde kritik önem taşımaktadır. Ayrıca, akıllı şehir projelerinin sürdürülebilirliği için bu sistemlerin işletme ve bakım maliyetlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Toplumsal kabul ve katılım, akıllı şehirlerin başarısında önemli bir rol oynamaktadır. Teknolojik yenilikler ve akıllı şehir çözümleri, sadece teknolojik altyapı ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal ve kültürel kabul gerektirmektedir. Vatandaşların bu teknolojilere olan güvenini artırmak ve katılımını sağlamak için eğitim ve farkındalık programlarına ihtiyaç vardır. Özellikle, yaşlılar ve düşük gelirli gruplar gibi dijital uçurumdan etkilenen kesimlerin, bu sistemlere erişimini ve kullanımını kolaylaştırmak için özel önlemler alınmalıdır. Nam ve Pardo (2011), akıllı şehirlerin toplumsal kabulü ve katılımı artırma stratejilerine odaklanmıştır. Akıllı şehirler, modern şehirlerin karşılaştığı pek çok soruna yenilikçi ve etkili çözümler sunmakta, şehirlerin sürdürülebilirliğini ve yaşanabilirliğini artırma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu potansiyelin tam anlamıyla gerçekleştirilebilmesi için, veri güvenliği, yüksek maliyetler ve toplumsal kabul gibi zorlukların üstesinden gelinmesi gerekmektedir. Gelecekte, akıllı şehirlerin daha da yaygınlaşması ve gelişmesi beklenmektedir. Bu süreçte, şehir yönetimlerinin ve ilgili paydaşların, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gözeterek, akıllı şehir stratejilerini geliştirmeleri de önemlidir. Öneri olarak, kamu-özel sektör iş birliklerinin teşvik edilmesi ve yenilikçi finansman modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu tür iş birlikleri, akıllı şehir projelerinin finansmanını ve sürdürülebilirliğini destekleyecektir. Ayrıca, teknolojik inovasyonların hukuki ve düzenleyici çerçevelerle desteklenmesi, veri güvenliği ve mahremiyetin korunması açısından da kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, ulusal ve uluslararası düzeyde veri koruma yasalarının güçlendirilmesi ve uyum süreçlerinin izlenmesi gerekmektedir. Son olarak, vatandaşların akıllı şehir teknolojilerine olan güvenini artırmak ve katılımını sağlamak amacı ile şeffaf ve katılımcı bir yönetim modeli benimsenmelidir. Eğitim ve farkındalık programları aracılığı ile vatandaşların bu teknolojiler hakkında bilgilendirilmesi ve dijital becerilerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır. Özellikle, dijital uçurumun kapatılması için, düşük gelirli ve dijital okuryazarlık seviyesi düşük gruplara yönelik özel programlar geliştirilmelidir. Bu şekilde, akıllı şehirlerin sunduğu faydalardan tüm toplumun eşit şekilde yararlanması sağlanabilir. Sonuç olarak, akıllı şehirler, geleceğin sürdürülebilir ve yaşanabilir şehirlerini yaratma konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için, çok disiplinli bir yaklaşım benimsenmeli ve tüm paydaşlar arasında iş birliği sağlanmalıdır. Bu şekilde hem bugünün hem de geleceğin nesilleri için daha sürdürülebilir, verimli ve yaşanabilir şehirler inşa edilebilir. Referanslar Townsend, A. M. (2013). Smart cities: Big data, civic hackers, and the quest for a new utopia . WW Norton & Company. Harrison, C., & Donnelly, I. A. (2011, September). A theory of smart cities. In Proceedings of the 55th Annual Meeting of the ISSS-2011, Hull, UK . Batty, M., Axhausen, K. W., Giannotti, F., Pozdnoukhov, A., Bazzani, A., Wachowicz, M., ... & Portugali, Y. (2012). Smart cities of the future. The European Physical Journal Special Topics , 214 , 481-518. Hollands, R. (2008). Will the Real Smart City Stand Up? Creative, Progressive, or Just Entreprenaurial?“. City , 12 (3), 302-320. Nam, T., & Pardo, T. A. (2011, June). Conceptualizing smart city with dimensions of technology, people, and institutions. In Proceedings of the 12th annual international digital government research conference: digital government innovation in challenging times (pp. 282-291). Qu, Y., Nosouhi, M. R., Cui, L., & Yu, S. (2019). Privacy preservation in smart cities. In Smart cities cybersecurity and privacy (pp. 75-88). Elsevier. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla
- Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi | TechMakale
Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi 18.02.25 Yazar: Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bu araştırma, eski dil belgelerinin şifresini çözmek için derin öğrenme tekniklerinin uygulanmasını incelemektedir. Amaç, bu karmaşık algoritmaların, dilbilimcilere ve tarihçilere, şifresi çözülmemiş veya belirsiz kalan metinleri geleneksel yöntemlerle yorumlamada nasıl yardımcı olabileceğini ortaya çıkarmaktır. Modern hesaplamalı yaklaşımlardan yararlanan bu araştırma, tarihi metinlere yeni bir ışık tutmayı, potansiyel olarak geçmiş medeniyetlere ve onların dillerine dair anlayışımızı dönüştürmeyi amaçlıyor. Derin öğrenmeyi tarihsel dilbilime entegre etmenin önemi, eski yazıların daha net anlaşılmasını ve daha doğru yorumlanmasını sağlayarak kültürel mirasımıza daha zengin, daha ayrıntılı bir bakış sunabilmesinde yatmaktadır. Antik dillerin şifresini çözme alanındaki zorluklar büyüleyici olduğu kadar derindir. Tarihsel olarak uzmanlar bu metinleri yorumlamak için dilbilim, epigrafi ve bağlamsal ipuçlarına ilişkin engin bilgisine güvendiler. Bununla birlikte, Linear A ve İndus alfabesi gibi birçok eski yazı, yaşayan dillerden veya çözülebilir torunlardan izole edilmiş olmaları nedeniyle geleneksel kod çözme çabalarına direnmiştir. Bu alandaki son araştırmalar, bu engellerin üstesinden gelmek için hesaplamalı yöntemlerin, özellikle de derin öğrenmenin kullanılmasına yönelmiştir. Sinir ağlarını ve makine öğrenimi algoritmalarını içeren bu teknikler, geleneksel analizler için fazla karmaşık olan veri kümeleri içindeki örüntülerin tanınmasında etkili olmuştur. Örneğin araştırmacılar, makine çevirisi tekniklerini Mısır hiyeroglifleri gibi yazılara başarılı bir şekilde uygulayarak, doğrudan dilsel bir kökene sahip olmayan eski metinlere yaklaşmanın yeni yollarını sağladı. Birçok önemli çalışmanın da vurguladığı gibi, derin öğrenme yoluyla eski dillerin analizinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Assael ve arkadaşlarının öncü çalışmasında. (2019), eski metinlerin restorasyonu için derin öğrenmenin uygulanması, hasarlı yazıtlardaki eksik karakterleri yeniden oluşturmak için derin sinir ağlarını kullanan bir model olan Pythia'nın geliştirilmesi yoluyla kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Çalışma, Pythia'nın karakter hata oranını %30,1'e düşürebildiğini ve hata oranı %57,3 olan insan epigrafistlerden önemli ölçüde daha iyi performans gösterdiğini gösterdi. Dahası, Pythia'nın ilk 20 hipotezinde vakaların %73,5'inde doğru restorasyon bulundu, bu da metin restorasyon görevlerinde doğruluk ve güvenilirlikte dikkate değer bir iyileşme olduğunu gösteriyor (Assael ve diğerleri, 2019). Oxford Üniversitesi ve Google DeepMind tarafından yapılan daha ileri araştırmalar bu bulguları genişleterek Pythia'nın yalnızca Yunanca yazıtların restorasyonuna nasıl yardımcı olmakla kalmayıp aynı zamanda sistematik olarak sıralanmış restorasyon çözümleri sağlayarak tarihi bağlamların anlaşılmasını da geliştirdiğini ortaya koydu. Makine öğreniminin epigrafiye bu entegrasyonu, tarihsel ve dilsel araştırmaların kapsamını genişleten ve antik belgelerin incelenmesini potansiyel olarak dönüştüren önemli bir ilerlemeye işaret ediyor (Oxford Üniversitesi, 2019). Bu çalışmalar, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafi alanında vazgeçilmez bir araç haline gelebileceği bir geleceğe işaret ederek, kültürel mirasın şifresinin çözülmesinde ve korunmasında derin öğrenmenin kritik rolünü vurgulamaktadır. Antik metinlerin restorasyonu ve deşifre edilmesinde derin öğrenme tekniklerinin uygulanması önemli sonuçlar vermiştir. Restorasyon Doğruluğunda İyileştirme Sinir ağlarının kullanımı, uzun vadeli bağlamsal bilgilerin işlenmesine ve eski metinlerdeki eksik karakterlerin veya kelimelerin tahmin edilmesine olanak tanır. Bu özellik, zamanla önemli ölçüde hasar görmüş, büyük bölümlerin eksik veya okunaksız olabildiği metinler için özellikle faydalıdır. Pythia gibi modeller, ilgili güven düzeyleriyle birlikte birden fazla restorasyon hipotezi sağlayarak metin restorasyonuna daha kapsamlı bir yaklaşım sunar. Bu sadece restorasyonların doğruluğunu arttırmakla kalmaz, aynı zamanda tarihçilere ve dilbilimcilere dikkate almaları gereken bir dizi olası yorum sağlar ve böylece analizlerini zenginleştirir (Oxford Üniversitesi, 2019). Daha Geniş Uygulamalar ve Etkiler Metin onarımındaki hızlı gelişmelerin ötesinde, derin öğrenmenin antik metinlere uygulanması, tarih ve dil araştırmaları için yeni yollar açıyor. Antik metinleri doğru bir şekilde restore etme ve yorumlama yeteneği, daha önce bilinmeyen tarihi gerçeklerin ve kültürel anlayışların keşfedilmesine yol açabilir. Örneğin, eski uygarlıklara ait idari kayıtların veya yasal kararların deşifre edilmesi, onların sosyal yapılarının, ekonomik sistemlerinin ve yönetimlerinin daha derinlemesine anlaşılmasını sağlayabilir (Maggiori vd., 2019). Ayrıca derin öğrenme tekniklerinin epigrafi alanına entegrasyonu kültürel mirasın korunmasını kolaylaştırabilir. Daha eski metinler bu gelişmiş yöntemler kullanılarak dijitalleştirilip analiz edildikçe, dünya çapındaki araştırmacıların erişebileceği kapsamlı dijital arşivler oluşturma potansiyeli ortaya çıkıyor. Tarihsel verilerin bu şekilde demokratikleştirilmesi işbirlikçi araştırma çabalarını teşvik edebilir ve eski uygarlıkların daha bütünsel yorumlanmasına yol açabilir (Smith, 2020). Bu ilerlemelere rağmen, ele alınması gereken zorluklar ve etik hususlar vardır. En büyük zorluklardan biri, bu modelleri geliştirmek için kullanılan eğitim verilerinin kalitesi ve eksiksizliğidir. Eksik veya taraflı veriler, restorasyon sürecinde yanlışlıklara yol açabilir. Eğitim veri setlerinin temsili ve kapsamlı olmasını sağlamak, modellerin güvenilirliği açısından çok önemlidir (Lample ve Conneau, 2019). Etik açıdan yapay zekanın tarihsel araştırmalarda kullanılması, kültürel eserlerin yorumlanması ve sahiplenilmesiyle ilgili soruları gündeme getiriyor. Yapay zeka tarafından oluşturulan restorasyonların tarih anlayışımız üzerindeki etkilerini dikkate almak ve yorumların bağlamsal olarak uygun ve kültürel mirasa saygılı olmasını sağlamak için tarihçileri ve kültür uzmanlarını sürece dahil etmek önemlidir (Baker ve diğerleri, 2020). Sonuç olarak, derin öğrenmenin antik metinlerin restorasyonu ve analizine entegrasyonu, tarihsel dilbilim ve epigrafi alanında önemli bir ilerlemeyi temsil etmektedir. Ele alınması gereken zorluklar olsa da doğruluk, verimlilik ve eski uygarlıkların daha geniş bir şekilde anlaşılması açısından potansiyel faydalar oldukça önemlidir. Yapay zeka ile tarihsel uzmanlığı birleştiren bu disiplinlerarası yaklaşım, tarihi araştırmaların geleceği ve kültürel mirasın korunması için büyük umut vaat ediyor. Referanslar: Assael, Y., Sommerschield, T., & Prag, J. (2019). Restoring ancient text using deep learning: a case study on Greek epigraphy. Association for Computational Linguistics. https://aclanthology.org/D19-1668 Baker, S., Elliott, T., & Vanhoutte, E. (2020). Ethical considerations in digital humanities. Digital Scholarship in the Humanities, 35(1), 1-15. Lample, G., & Conneau, A. (2019). Cross-lingual language model pretraining. Advances in Neural Information Processing Systems, 32, 7059-7069. Maggiori, E., Tarabalka, Y., Charpiat, G., & Alliez, P. (2019). High-resolution semantic labeling with convolutional neural networks. IEEE Transactions on Geoscience and Remote Sensing, 55(12), 7092-7103. Smith, A. (2020). The impact of AI on historical text analysis. Journal of Digital Humanities, 8(2), 45-59. University of Oxford. (2019). Restoring ancient Greek inscriptions using AI deep learning. https://www.ox.ac.uk/news/arts-blog/restoring-ancient-greek-inscriptions-using-ai-deep-learning Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla
- İletişim | TechMakale
Bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin! TechMakale ekibi olarak her türlü soru, öneri veya iş birliği talepleriniz için buradayız. Size en kısa sürede geri dönüş yapmaktan memnuniyet duyarız. TM ile İletişime Geçin Genel info.techmakale@gmail.com Ad Soyad Email Mesajınızı buraya yazın... Gönder Teşekkür ederiz!
- Sosyal Medya Kullanıcıları ve Sahte Haberler: Sosyal Medyada Bilgiye Erişim ve Dijital Yeterliliklerin Rolü | TechMakale
Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Sosyal Medya Kullanıcıları ve Sahte Haberler: Sosyal Medyada Bilgiye Erişim ve Dijital Yeterliliklerin Rolü 07.08.24 Yazar: Gamze Değirmen Sahte haberler, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla artmış ve özellikle yaşlı kesim üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, gençlerin dijital yetkinlikleri sayesinde bu konuda daha bilinçli oldukları bulunmuş; bu nedenle yaşlıların bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Sahte haberler nedir ve teknoloji ile ne alakaları vardır? Dijital çağda teknolojinin ve medyanın gelişmesi ile birlikte karşımıza birçok sahte haberler ve bilgiler çıkmaktadır. Bunlar insanların hayatlarını nasıl ve ne şekilde etkiler? Teknolojinin ve medyanın gelişmesiyle ne kadar alaklıdır ve medya ve teknolojiye ne tür etkileri vardır? Sosyal medyanın günlük hayatımızda yer edinmesiyle birlikte sahte haberlerin çoğaldığını söyleyebiliriz. Sosyal medya platformlarının kullanıcıların ilgi alanlarına ve geçmiş etkileşimlerine göre kişiselleştirilmiş içerik sunması kullanıcıların daha önce etkileşimde bulundukları türdeki içerikleri kaşılarına çıkartarak sahte haberlerin daha fazla kullanıcıya ulaşmasını kolaylaştırmaktdır. Sosyal medyadaki sahte haberler ve paylaşımların hem insanlara hem de markalara karşı ciddi kötü etkileri vardır. Sosyal medyadaki sahte haberlerin kötü etkilerine rağmen insanların neden hala paylaşmaya devam ettikleri konusunda ortada pek bir bilgi bulunmamaktadır. Newhoff (2018), insanların sahte haberleri isteyerek veya istemeden neden paylaştıklarını daha iyi anlamak için, sosyolojik veya psikolojik araştırmaların kesinlikle gerekli olduğunu savunmaktadır. Güncel çalışmalar, sosyal medyanın olumsuz yönleri ve sosyal medya kullanıcılarının sahte haber paylaşma eğilimleri arasındaki gözlemsel ilişkileri araştırarak bu konudaki boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Sosyal medya kullanımına bağlı belirli davranışlar ve eğilimler tespit edilerek tüketicilerin sahte haber paylaşma davranışlarına ilişkin bir model oluşturulmuştur. [1] Aralık 2016'da Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırma, ABD'li yetişkinlerin yaklaşık üçte ikisinin (%64) sahte haberlerin güncel olaylar ve konular hakkındaki temel bilgiler konusunda ciddi bir kafa karışıklığı oluşturduğunu düşündüklerini göstermiştir. Ayrıca, %23'ü sosyal medyada bilerek veya bilmeyerek sahte bir haber paylaştığını kabul etmektedir. Sahte haberlerin nasıl yayıldığını ve ağ ortamında görüşleri nasıl etkilediğini anlamak, çalışmalarının odak [2] Bu araştırmalar yapılırken kullanılan yöntemlerden birisi Sahte haberleri bulup yayan kişileri tespit etmektir. Diğer bir yöntem ise sosyal medyada veya özel olarak araştırmalar için hazırlanmış olan anketlerdir. Bulunan bulgular genel olarak yaşlı kesimin sahte haberlere inanma oranının yüksek olduğunu göstermektedir. Stanford Üniversitesi'nin "Stanford History Education Group (SHEG)" tarafından yürütülen "Civic Online Reasoning" çalışması ile bu konuda yapılan araştırmalara göre gençlerin de sahte haberleri fark etme ve doğru bilgiyi ayırt etme konusunda daha bilinçli oldukları fark edilmiştir. Bulguların sonucuna göre, sosyal medyayı kullanan yaşlı kesime göre genç kesim sahte haberleri ayırt etme konusunda daha bilinçlidirler. Bu bulgu, gençlerin dijital yetkinlikleri ve bilgi erişimindeki avantajlarının sosyal medya kullanımında nasıl bir rol oynadığını göstermektedir. Özellikle genç kesimin teknoloji ve sosyal medya ile daha haşır neşir olmaları da bu bulgunun nedenlerinden birisi olarak gösterilebilir. Peki yaşlı kesimin bu sahte haberlere inanıyor olmasını nasıl engelleyebiliriz? Bu konuda hala deneyler ve araştırmaların sürüyor olması ile birlikte kesinlikle yaşlı kesimin bilgilendirilmesi gereken oldukça ciddi bir konudur. Daha çok anket ve araştırmalar yaparak bu konudaki bilgi ve deneyim açığını kapatıp özellikle yaşlı kesimi sosyal medyadaki sahte haberler konusunda hem sosyal medya kullanıcılarının hem sosyal medya içerik üreticilerinin hem de markalarının iyiliği ve sosyal medyayı en doğru şekilde kullanabilmek içim kesinlikle olabilecek en yakın zamanda bilinçlendirmek gerekmektedir. Bu sahte haberler her geçen gün sosyal medyayı sarmışken bizlerin yapabileceği şeylerden birisi çevremizdeki insanları bilinçlendiriyor olmamız olacaktır. Böylece biz de yapılan çalışmalara az da olsa katkıda bulunabilir ve sosyal medyayı en doğru şekilde kullanmaya yol açabiliriz. Referanslar [1]Aydın, F., & Karadağ, E. (2023). Dijital medya okuryazarlığı ve sosyal medya kullanımı: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma. Erciyes İletişim Dergisi, 10 (2), 123-145. https://doi.org/10.21547/erciyesiletisim.1189483 [2] Bilgi University. (2023, June 1). Gençler ve sosyal medya: Pew Araştırma Merkezi anketlerinden elde edilen temel bulgular. Dijital Medya ve Çocuk. https://dijitalmedyavecocuk.bilgi.edu.tr/2023/06/01/gencler-ve-sosyal-medya-pew-arastirma-merkezianketlerinden-elde-edilen-temel-bulgular/ Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla
Öne Çıkanlar













