Arama Sonuçları
Boş arama ile 190 sonuç bulundu
- Sürdürülebilir Teknolojinin Çevresel Etkileri ve Geleceği: Zorluklar ve Stratejiler
Önceki Sonraki Sürdürülebilir Teknolojinin Çevresel Etkileri ve Geleceği: Zorluklar ve Stratejiler 21.05.24 Yazar: Tuğçe Vural Bu makale teknolojik gelişmelerin insan toplumlarını şekillendirme sürecinde oynadığı merkezi rol, çevresel zorlukların yanı sıra sürdürülebilir teknolojik gelişimin önemini vurgulamaktadır. 1.Giriş Günümüzde hızla gelişen dünyada teknoloji, insan toplumlarını şekillendirmede ve çevre ile etkileşim biçimimizi dönüştürmede merkezi bir rol oynamaktadır. Teknolojik ilerlemeler, sayısız fayda ve kolaylık getirirken, aynı zamanda karmaşık çevresel sorunlara da yol açmıştır. Ayrıca, iklim değişikliği, kaynak tükenmesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi gerçeklerle yüzleşirken, sürdürülebilir teknolojik gelişim ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştı. Bu makale, teknoloji, çevre ve sürdürülebilirlik arasındaki karmaşık etkileşimi incelemekte, teknolojinin doğal dünya üzerindeki etkilerini ve sürdürülebilirlik ilkelerinin teknolojik gelişime entegre edilmesinin önemini vurgulamaktadır. 1.1. Teknolojinin Çevre Üzerindeki Etkisinin Genel Bir Görünümü Teknolojinin çevre üzerindeki etkisi çok yönlüdür ve hem olumlu hem de olumsuz yönleri kapsamaktadır. Bir yandan teknolojik yenilikler, insan refahında, verimlilikte ve yaşam kalitesinde önemli iyileştirmeler sağlamıştır. Sağlık hizmetleri, iletişim, ulaşım ve tarım alanlarındaki ilerlemeler, modern toplumun neredeyse her yönünü devrim niteliğinde değiştirerek verimlilik, kolaylık ve bağlantılılık sağlamıştır. Ancak, bu faydalar çevreye maliyet getirmiştir. Teknolojik ilerlemeyle ilişkili fosil yakıtların yaygın kullanımı, endüstriyel süreçler ve yoğun tarım uygulamaları, küresel ölçekte çevresel bozulmaya yol açmıştır. Hava, su ve toprak kirliliği, ormansızlaşma, habitat tahribatı ve biyolojik çeşitlilik kaybı, kontrolsüz teknolojik büyümenin bazı olumsuz sonuçlarıdır. Ayrıca, elektronik cihazların ve diğer teknolojik ürünlerin çıkarılması, üretilmesi ve bertaraf edilmesi, kaynak tükenmesi, enerji tüketimi ve elektronik atık birikimine katkıda bulunarak çevresel baskıları daha da artırmaktadır. 1.2. Teknolojik Gelişimde Sürdürülebilirliğin Önemi Bu bağlamda, sürdürülebilirlik kavramı, teknolojik gelişim ve yenilik için bir rehber ilke olarak ortaya çıkmıştır. Brundtland Komisyonu tarafından tanımlandığı şekliyle sürdürülebilirlik, "gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini tehlikeye atmadan, bugünün ihtiyaçlarını karşılamak" anlamına gelir. Teknoloji bağlamında sürdürülebilirlik, teknolojik çözümleri tasarlamak, üretmek ve kullanmak anlamına gelir; çevresel etkiyi en aza indirir, kaynakları korur ve sosyal adalet ve ekonomik refahı teşvik eder. Sürdürülebilirliği teknolojik gelişime entegre etmek, ürünlerin ve sistemlerin yaşam döngüsünün tamamını, hammadde çıkarımından ömrünün sonuna kadar dikkate alan daha bütünsel ve sistemik yaklaşımlara geçişi gerektirir. Bu, eko tasarım, enerji verimliliği, atık azaltma ve döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeyi içerir. Sürdürülebilir teknoloji çözümleri, yenilenebilir enerji kaynaklarını önceliklendirir, enerji ve kaynak verimliliğini teşvik eder, kirlilik ve atık üretimini en aza indirir ve toplulukların ve ekosistemlerin refahını önceliklendirir. Ayrıca, sürdürülebilir teknolojik gelişim sadece çevresel kaygılarla sınırlı kalmaz, sosyal ve ekonomik boyutları da kapsar. Kapsayıcı büyümeyi teşvik etmek, teknolojiye adil erişimi sağlamak ve toplulukları karar alma süreçlerine katılmaya teşvik etmek anlamına gelir. Sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek, teknolojik gelişim, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ‘ne (SKH) ulaşılmasına katkıda bulunabilir ve yoksulluk, eşitsizlik ve çevresel bozulma gibi birbirine bağlı zorlukları ele alabilir. Sonuç olarak, teknoloji, çevre ve sürdürülebilirlik arasındaki ilişki karmaşık ve dinamiktir ve insanlık ve gezegenin geleceği için derin etkileri vardır. 21. yüzyılın zorluklarını aşarken, teknolojinin gücünü olumlu değişim için kullanmamız ve mevcut ve gelecek nesiller için daha sürdürülebilir ve dirençli bir dünya inşa etmemiz zorunludur. 2.Çevresel Koruma İçin Teknolojik Yenilikler Artan çevresel zorluklar karşısında, teknolojik yenilikler, insan faaliyetlerinin gezegen üzerindeki etkilerini hafifletmede önemli bir rol oynamaktadır. Bu bölüm, çevresel koruma için üç anahtar teknolojik yenilik alanını incelemektedir: yenilenebilir enerji kaynakları, yeşil bina uygulamaları ve geri dönüşüm teknolojileri ile atık yönetim çözümleri. 2.1. Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Avantajları Yenilenebilir enerji kaynakları, dünyanın artan enerji taleplerine sürdürülebilir çözümler sunarken sera gazı emisyonlarını azaltan, fosil yakıtlara vazgeçilmez alternatifler olarak ortaya çıkmıştır. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, hidroelektrik ve biyokütle enerjisi, öne çıkan yenilenebilir enerji kaynakları arasındadır. Güneş enerjisi, fotovoltaik paneller veya güneş termal sistemleri aracılığıyla güneş ışığının gücünden yararlanarak, bol miktarda bulunabilirlik, düşük çevresel etki, ölçeklenebilirlik ve merkezi olmayan enerji üretim yetenekleri gibi avantajlar sunar. Rüzgâr enerjisi, kinetik enerjiyi elektriğe dönüştürmek için rüzgâr türbinlerinden yararlanır ve bol rüzgar kaynakları, minimum emisyonlar, hızlı kurulum ve maliyet rekabetçiliği avantajlarından faydalanır. Hidroelektrik enerji, elektrik üretmek için akan suyun çekim kuvvetini kullanır ve yüksek enerji yoğunluğu, güvenilirlik ve rezervuarlarda depolama yetenekleri ile öne çıkar. Biyokütle enerjisi, ısı, elektrik veya biyoyakıtlar üretmek için odun, tarım kalıntıları ve organik atıklar gibi organik malzemeleri kullanır ve sürdürülebilir yönetildiğinde esneklik ve karbon nötrlüğü sağlar. 2.2. Yeşil Bina Uygulamaları ve Sürdürülebilir Mimari Yeşil bina uygulamaları ve sürdürülebilir mimari, binaların tasarım, inşaat ve işletme süreçlerinde çevresel performans, kaynak verimliliği ve kullanıcı sağlığını ön planda tutar. Anahtar stratejiler arasında enerji verimli tasarım, pasif güneş teknikleri, yüksek performanslı bina kabukları, sürdürülebilir malzeme seçimi, su koruma önlemleri ve iç mekân çevre kalitesi iyileştirmeleri bulunur. LEED (Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik) ve Living Building Challenge gibi sertifika programları, sürdürülebilir bina uygulamalarını değerlendirmek ve tanımak için çerçeveler sunar. Yeşil binalar, enerji ve su tüketimini azaltma, işletme maliyetlerini düşürme, iç mekân hava kalitesini iyileştirme, kullanıcı konforunu artırma ve çevresel etkiyi en aza indirme gibi birçok fayda sağlar. 2.3. Atık Yönetim Çözümleri ve Geri Dönüşüm Teknolojileri Etkili atık yönetim çözümleri ve geri dönüşüm teknolojileri, kaynak tükenmesini, kirliliği ve atık üretimini en aza indirmek için gereklidir. Gelişmiş atık ayırma sistemleri, mekanik, optik ve sensör tabanlı teknolojileri kullanarak ayırma sürecini otomatikleştirir ve optimize eder, geri dönüşüm oranlarını artırır ve kontaminasyonu azaltır. Kimyasal geri dönüşüm, ileri kompostlama ve 3D baskı geri dönüşümü gibi yenilikçi geri dönüşüm teknolojileri, önceden geri dönüştürülemez olarak kabul edilen malzemelerin geri kazanılmasını ve yeniden kullanılmasını sağlayarak, kaynak koruma ve döngüsel ekonomi ilkelerine katkıda bulunur. Atıktan enerjiye dönüşüm teknolojileri, yakma, gazlaştırma ve piroliz gibi, geri dönüştürülemeyen atık akışlarından enerji geri kazanımı için alternatifler sunar, fosil yakıtlara ve çöp sahası bertarafına bağımlılığı azaltır. Bu teknolojiler, sera gazı emisyonlarını hafifletmeye, yenilenebilir enerji üretmeye ve çevresel etkiyi en aza indirmeye yardımcı olarak daha sürdürülebilir ve döngüsel bir ekonomiye geçişi ilerletir. 3.Sürdürülebilir Teknolojiyi Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar ve Sınırlamalar Sürdürülebilir teknolojiyi uygulamak, çevresel kaygıları ele almak ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gereklidir. Ancak, sürdürülebilir teknoloji çözümlerinin yaygın olarak benimsenmesini ve etkinliğini engelleyen çeşitli zorluklar ve sınırlamalar vardır. Bu bölüm, ekonomik ve finansal kısıtlamalar, sosyal ve davranışsal faktörler ve politika ve düzenleyici çerçeveler olmak üzere üç anahtar zorluk kategorisini incelemektedir. 3.1. Ekonomik ve Finansal Kısıtlamalar Sürdürülebilir teknolojiyi uygulamadaki ana engellerden biri, bu teknolojilerin benimsenmesiyle ilişkili ekonomik ve finansal kısıtlamalardır. Sürdürülebilir teknolojiler genellikle önemli bir başlangıç yatırımı gerektirir, bu da özellikle sıkı bütçelerle çalışan veya finansal belirsizliklerle karşı karşıya olan işletmeleri ve organizasyonları caydırabilir. Ayrıca, sürdürülebilir teknolojilerin algılanan veya gerçek yüksek maliyetleri, dar kar marjlarına sahip veya sınırlı sermaye erişimine sahip endüstrilerde caydırıcı olabilir. Buna ek olarak, krediler, hibeler veya teşvikler gibi finansman seçeneklerine erişim eksikliği, sürdürülebilir teknoloji projeleri için ekonomik engelleri daha da kötüleştirir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler), sürdürülebilir teknoloji projeleri için finansmana erişim konusunda, boyutları, teminat eksikliği veya sınırlı geçmiş performansları nedeniyle zorluklar yaşayabilir. Ayrıca, açık finansal teşviklerin veya destekleyici politikaların olmaması, sürdürülebilir teknoloji girişimlerine yatırım yapmayı caydırabilir, bu da sürdürülebilirlik hedeflerine ilerlemeyi engeller. 3.2. Sosyal ve Davranışsal Faktörler Sosyal ve davranışsal faktörler de sürdürülebilir teknoloji çözümlerinin benimsenmesi ve yayılması üzerinde önemli bir rol oynar. Tüketici tercihleri, tutumları ve davranışları, sürdürülebilir ürünler ve teknolojiler için talebi, bunların kabul edilmesini ve piyasada benimsenmesini etkileyebilir. Ancak, birçok tüketici satın alma kararlarını verirken sürdürülebilirlik yerine fiyat, kolaylık ve marka sadakatini önceliklendirir. Ayrıca, sürdürülebilir teknolojilere yönelik farkındalık, eğitim veya güven eksikliği, bunların benimsenmesini ve kullanımını engelleyebilir. Sürdürülebilir teknolojilerin etkinliği, güvenilirliği veya performansı hakkında yanlış anlamalar veya şüphecilik, potansiyel kullanıcıları bunları benimsemekten caydırabilir. Ek olarak, yerleşik alışkanlıklar, kültürel normlar ve sosyal uygulamalar, bireyler ve topluluklar düzeyinde davranış değişikliğine yönelik engeller oluşturarak, sürdürülebilir uygulamalar ve teknolojilerin benimsenmesini engelleyebilir. 3.3. Politika ve Düzenleyici Çerçeveler Politika ve düzenleyici çerçeveler, sürdürülebilir teknolojilerin benimsenmesini etkileyen teşvikleri, zorunlulukları ve kısıtlamaları şekillendirmede kritik bir rol oynar. Ancak, tutarsızlıklar, düzenleyici engeller ve politika belirsizlikleri, sürdürülebilir teknoloji çözümlerini geliştirmeye ve uygulamaya çalışan işletmeler, yatırımcılar ve yenilikçiler için zorluklar yaratabilir. Ulusal, bölgesel veya yerel düzeylerde parçalı veya çelişkili düzenlemeler, uyum yüklerini artırabilir ve sürdürülebilir teknoloji projelerine yatırımı caydırabilir. Ayrıca, uzun vadeli politika taahhütlerinin veya destekleyici teşviklerin eksikliği, sürdürülebilir teknoloji girişimlerine olan güveni ve yatırımı zayıflatabilir. Politika yapıcıların net sinyalleri ve düzenleyici kesinlik olmadan, işletmeler sürdürülebilir teknolojilere uzun vadeli yatırımlar yapmaktan çekinebilir, düzenleyici değişiklikler veya piyasa belirsizliklerinden korkar. Ek olarak, izleme, uygulama ve hesap verebilirlik mekanizmalarının olmaması, sürdürülebilirlik politikalarının etkinliğini zayıflatabilir ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada ilerlemeyi engelleyebilir. Sonuç olarak, sürdürülebilir teknolojiyi uygulamada karşılaşılan zorlukları ve sınırlamaları ele almak, ekonomik, sosyal ve politika engellerini ele alan çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Hükümetler, işletmeler, sivil toplum ve akademi arasındaki iş birliği, kolaylaştırıcı ortamlar yaratmak, yenilikçiliği teşvik etmek ve sürdürülebilir teknoloji benimseme ve yayılmasını engelleyen engelleri aşmak için önemlidir. 4.Sonuç ve Öneriler 4.1. Bulguların Özeti Bu çalışmada, ekonomik ve finansal kısıtlamalar, sosyal ve davranışsal faktörler ve politika ve düzenleyici çerçeveler üzerine odaklanarak, sürdürülebilir teknolojiyi uygulamada karşılaşılan zorluklar ve sınırlamalar incelenmiştir. Analiz, sürdürülebilir teknolojinin çevresel kaygıları ele almak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için büyük potansiyele sahip olmasına rağmen, yaygın benimsenmesini ve etkinliğini engelleyen çeşitli engeller olduğunu ortaya koymaktadır. Sürdürülebilir teknoloji girişimlerine yatırım yapmak isteyen işletmeler ve organizasyonlar için yüksek başlangıç maliyetleri, sınırlı finansman erişimi ve finansal teşviklerin yokluğu gibi ekonomik ve finansal kısıtlamalar önemli zorluklar oluşturur. Tüketici tercihleri, tutumları ve farkındalığı gibi sosyal ve davranışsal faktörler, sürdürülebilir ürünler ve teknolojilere yönelik talebi ve kabulünü etkiler. Politika ve düzenleyici çerçeveler, sürdürülebilir teknolojilerin benimsenmesini etkileyen teşvikleri, zorunlulukları ve kısıtlamaları şekillendirir, ancak tutarsızlıklar, düzenleyici engeller ve politika belirsizlikleri, işletmeler ve yatırımcılar için zorluklar yaratabilir. 4.2. Gelecek Araştırmalar İçin Öneriler Bu çalışmada belirlenen boşlukları ve zorlukları ele almak için, gelecekteki araştırma çabaları birkaç alana odaklanmalıdır. İlk olarak, sürdürülebilir teknoloji projelerine yatırım yapılmasını kolaylaştıracak yenilikçi finansman mekanizmaları ve iş modellerini keşfetmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır, özellikle KOBİ'ler ve gelişmekte olan piyasalarda. İkinci olarak, tüketici davranışı ve karar alma süreçleri üzerine yapılan araştırmalar, sürdürülebilir ürünler ve teknolojilerin benimsenmesini teşvik etmek için stratejiler hakkında değerli bilgiler sağlayabilir. Üçüncü olarak, sübvansiyonlar, vergi teşvikleri ve düzenleyici çerçeveler gibi politika araçlarının sürdürülebilir teknoloji benimsemesini teşvik etmedeki etkinliğini inceleyen çalışmalar, politika tasarımı ve uygulamasına bilgi sağlayabilir. Ayrıca, teknik engelleri aşabilecek ve sürdürülebilir teknolojilerin performansını ve ölçeklenebilirliğini artıracak teknolojik ilerlemeler ve yenilikler üzerine yapılan araştırmalar da gereklidir. Ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve politika çalışmalarından elde edilen içgörüleri birleştiren disiplinler arası araştırmalar, sürdürülebilir teknoloji benimsemesini etkileyen faktörlerin bütünsel bir anlayışını sağlayabilir ve etkili stratejiler ve müdahaleler geliştirilmesine bilgi verebilir. Sonuç olarak, sürdürülebilir teknolojinin benimsenmesini teşvik etmek, hükümetler, işletmeler, yatırımcılar ve sivil toplum da dahil olmak üzere tüm paydaşların ortak çabalarını gerektirir. Ekonomik, sosyal ve politika engellerini ele alarak ve hedefe yönelik stratejiler ve müdahaleler uygulayarak, daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir geleceğe geçişi hızlandırabiliriz. Referanslar Brundtland Commission. (1987). Our common future. Oxford University Press. United Nations. (2015). Transforming our world: The 2030 agenda for sustainable development. Erişim adresi: https://sustainabledevelopment.un.org/post2015/transformingourworld U.S. Green Building Council. (n.d.). LEED rating system. Retrieved May 15, 2024, erişim adresi: https://www.usgbc.org/leed International Energy Agency. (2020). Renewables 2020: Analysis and forecast to 2025. Ellen MacArthur Foundation. (2015). Towards a circular economy: Business rationale for an accelerated transition. Ellen MacArthur Foundation. International Renewable Energy Agency. (2019). Renewable energy and jobs – Annual review 2019. Intergovernmental Panel on Climate Change. (2021). Climate change 2021: The physical science basis. European Commission. (2018). A European strategy for plastics in a circular economy. World Resources Institute. (2019). Creating a sustainable food future: A menu of solutions to feed nearly 10 billion people by 2050. Ghosh, S. (2016). Circular economy: Global perspective. Springer. National Renewable Energy Laboratory. (2020). Renewable energy data book. 12.McKinsey & Company. (2017). Beyond the supercycle: How technology is reshaping resources. McKinsey Global Institute. World Economic Forum. (2020). The future of nature and business. World Economic Forum. Son Yayınlar 02.09.24 Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla 31.08.24 AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Daha Fazla 29.08.24 VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Daha Fazla 27.08.24 Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapotik Yaklaşımı Yapay zeka, psikoloji alanında bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemesi gibi konularda yeni fırsatlar sunarken, etik ve pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu teknolojinin, insan zihni ve davranışlarını anlamada devrim niteliğinde ilerlemelere yol açacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 25.08.24 Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 09.08.24 Teknolojinin Öğrencilerin Eğitim Platformlarını Terk Etmesindeki Etkisi ve Nedenleri Eğitim ve teknoloji, özellikle çevrimiçi öğrenmenin yaygınlaşmasıyla, birbirleri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bu makalede, teknolojinin erişim kolaylığı, teknik sorunlar ve dijital etkileşimlerin, öğrencilerin çevrimiçi öğrenme deneyimlerini ve topluluklardan ayrılma kararlarını nasıl şekillendirdiği incelenmektedir. Daha Fazla
- Artırılmış Gerçeklik: Teknolojinin Yeni Yüzü
Önceki Sonraki Artırılmış Gerçeklik: Teknolojinin Yeni Yüzü 19.07.24 Yazar: Zeynep Met Artırılmış Gerçeklik (AR), fiziksel dünyayı sanal elemanlarla birleştirerek kullanıcıların etkileşimli deneyimler yaşamasını sağlar. Bu makale, AR'ın sanat, eğitim ve sağlık gibi çeşitli alanlardaki uygulamalarını ve gelecekteki potansiyelini incelerken, kullanıcı gizliliği ve veri güvenliği gibi etik konuları da ele almaktadır. Artırılmış Gerçeklik (AR), fiziksel dünyayı sanal elemanlarla birleştirerek kullanıcıların çeşitli konumları algılamasını sağlayan önemli bir teknolojidir. AR, askeri simülasyonlardan sanat dünyasına kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir ve sanat eserlerini dijital ortama taşıyarak interaktif deneyimler sunar. Google Arts & Culture gibi platformlar, AR ile ünlü sanat eserlerini sanal olarak sergileyerek izleyicilere etkileşimli deneyimler sunar. Ancak AR'ın yaygınlaşmasıyla birlikte kullanıcı gizliliği ve veri güvenliği gibi etik sorunlar da dikkate alınmalıdır. Gelecekte AR'ın eğitim, sağlık ve sanat gibi alanlarda nasıl daha derinlemesine kullanılabileceği üzerine yapılan araştırmalar önem kazanmaktadır. Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality), başlangıçta birçok kişi tarafından hakkında çok az şey bilinen ve dikkat çekmeyen küçük bir teknoloji olarak adlandırıldı. Ancak, günümüzde artan ilgi nedeniyle, AR giderek daha fazla sektörde kullanılmaktadır. Bu makalede, söz konusu olan AR teknolojisinin genel tanımı, nasıl işlediği ve kullanıldığı sektörler ve sanat alanına etkisi incelenecektir. Ek olarak, AR teknolojisinin gelecekteki potansiyeli ve bu alandaki araştırma ve geliştirmelerin önemi ele alınacaktır. Özetle, AR, “fiziksel gerçekliğin ve sanal aletlerin birleştirildiği bir sistem” olarak tanımlanabilir. Naik, Keatler ve Boujut’a göre , AR, “3B grafikler, animasyon, konum tabanlı hizmetler ve benzeri teknolojileri entegre etmek için yapay zeka, bilgisayar görme ve sensörlerin düzenli bir yoludur”. Kısaltmasından da anlaşılacağı gibi, AR fiziksel dünyayı “artırmak” amaçlanmıştır. Daha spesifik olmak gerekirse, bu kullanıcıların birçok konumlarını ve sürekli değişen bilgileri algılamalarını sağlar. Bu nedenle, AR, geçen süre zarfında “her birimde düşme” deneyimine yol açmıştır. Artırılmış gerçeklik teknolojisi, AR, ilk kez 1990’ların başlarında geliştirilmiştir. İlk kullanıldığında, bu teknoloji özellikle askeri eğitim ve simülasyonlarda kullanılmıştır. Böylesine bir teknoloji modern sanat alanında da yer edinmeyi başarmıştır. Müzeler ve galeriler, geleneksel sergileri geliştirmek için AR kullanır. Ziyaretçiler, AR destekli cihazlarla ek içerikleri, sanatçı bilgilerini veya sanat eserlerinin sanal rekonstrüksiyonlarını görebilirler. AR, sokak sanatına entegre edilmiş olup, sanatçıların AR uygulamaları aracılığıyla görülebilen sanal duvar resimleri veya enstalasyonlar oluşturmasına olanak tanır. Bu, halka açık alanlarda dijital keşif katmanı ekler. Jeff Koons'un Snapchat filtreleri ile çalışması: Ünlü sanatçı Jeff Koons, Snapchat'in AR filtreleriyle işbirliği yaparak kendi sanat eserlerini dijital ortama taşıdı. Bu çalışma, sanat eserlerinin dijital dünyada geniş bir kitleyle etkileşime girmesine olanak sağladı (Voon, 2017). Olafur Eliasson'un "Rainbow" eseri: İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson, AR teknolojisini kullanarak "Rainbow" adlı interaktif sanat eserini yarattı. İzleyiciler, AR uygulaması aracılığıyla yağmur sonrası gökyüzünde beliren gökkuşağını fiziksel dünya ile etkileşim içinde deneyimleyebiliyorlar (Allen, 2012). Google Arts & Culture AR Deneyimleri: Google Arts & Culture platformu, AR teknolojisini kullanarak ünlü sanat eserlerini sanal olarak sergileyen ve izleyicilere interaktif deneyimler sunan uygulamalar geliştirdi. Bu sayede kullanıcılar, sanat tarihindeki önemli eserleri kendi çevrelerinde keşfedebiliyorlar. AR ile Canlı Performanslar: Bazı sanatçılar, AR teknolojisini canlı performanslarına entegre ederek izleyicilere eşsiz deneyimler sunuyorlar. Örneğin, bir dans gösterisinde dansçıların hareketleri AR ile senkronize edilerek görsel efektlerle zenginleştirilebilir. Street Art ve AR: Bazı sokak sanatçıları, duvar resimlerine AR uygulamaları aracılığıyla dijital katmanlar ekleyerek izleyicilere interaktif deneyimler sunuyorlar. Bu şekilde, fiziksel dünya ile dijital sanat arasında geçişken bir köprü oluşturulmuş oluyor. AR araştırma ve geliştirme yöntemleri , prototip geliştirip kullanıcılara test ettirmek ,tasarımın ve kullanılabilirliğin iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Kullanıcı deneyimi ve geri bildirimi almak bu yöntemin önemli bir parçasıdır. Aynı zamanda AR teknolojilerinin gerçek dünya ortamlarında nasıl kullanıldığını gözlemlemek ve değerlendirmek, kullanıcıların doğal etkileşimlerini anlamak için önemlidir. AR teknolojisinin birçok sektörde yaygın kullanımı ve Sanat dünyasında Artırılmış Gerçeklik (AR) kullanımı, geleneksel sanat pratiğini teknoloji ile harmanlayarak yeni ve etkileşimli deneyimler sunan çeşitli yaratıcı projelerle kendini göstermektedir. Bu alan, sanat ve teknoloji arasındaki sınırları zorlayan ve izleyicilere yenilikçi bir şekilde yaklaşan çalışmaları içermektedir. Sonuç olarak kadar AR, kolayca aramayı ve aramayı birleştirmenin yanı sıra kullanıcı deneyimini zenginleştirmesi nedeniyle birçok sektörde hızla yaygınlaşmıştır. Sanat dünyasında AR kullanımı, interaktif enstalasyonlardan sanal gerçeklik sanatına kadar geniş bir yelpazede gerçekleşmektedir. Sanat ve teknoloji arasındaki sınırları zorlayan yaratıcı projeler bu alanda dikkat çekmektedir. AR teknolojisinin yaygınlaşması ile birlikte geliştiricilerin kullanıcı gizliliği ve veri güvenliğini korumak açısından etik kurallara uymaları gerekmektedir. Gelecekteki araştırmaların, AR teknolojisinin daha geniş bir şekilde kullanılabilirliğini ve insan yaşamına katkılarının nasıl arttırılabileceğini ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca, AR'nin eğitim ve sağlık gibi diğer profesyonel alanlarda da etkilerinin daha derinlemesine araştırılması ve uygulanması teşvik edilmelidir. Referanslar Voon, C. (2017). The Augmented Banality of Jeff Koons Sculptures in Snapchat. Hyperallergic. Retrieved from https://hyperallergic.com/403768/jeff-koons-snapchat-augmented-reality Allen, L. (2012). There’s No End to Olafur Eliasson’s Rainbow. ArtNews. Retrieved from https://www.artnews.com/art-in-america/features/olafur-eliasson-aros-58729/ Google Arts & Culture. (n.d.). Reality Check: From dinosaurs to the Mona Lisa, bring culture to you with Augmented Reality. Retrieved from https://artsandculture.google.com/project/ar Pinot's Palette Naperville. (2023). What Is Augmented Reality Street Art?. Retrieved from https://www.pinotspalette.com/naperville/blog/creative-life/pinotspalettenaperville-what-is-augmented-reality-street-art PlugXR. (2022). Augmented Reality Art Creates New Opportunities and Contexts. Retrieved from https://www.plugxr.com/augmented-reality/creates-opportunities-ar-art/ Reydar. (n.d.). Exploring the Future Potential of Augmented Reality: Trends, Technology, and Impact. Retrieved from https://www.reydar.com/exploring-the-future-potential-of-augmented-reality-trends-technology-and-impact/ Son Yayınlar 02.09.24 Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla 31.08.24 AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Daha Fazla 29.08.24 VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Daha Fazla 27.08.24 Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapotik Yaklaşımı Yapay zeka, psikoloji alanında bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemesi gibi konularda yeni fırsatlar sunarken, etik ve pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu teknolojinin, insan zihni ve davranışlarını anlamada devrim niteliğinde ilerlemelere yol açacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 25.08.24 Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 09.08.24 Teknolojinin Öğrencilerin Eğitim Platformlarını Terk Etmesindeki Etkisi ve Nedenleri Eğitim ve teknoloji, özellikle çevrimiçi öğrenmenin yaygınlaşmasıyla, birbirleri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bu makalede, teknolojinin erişim kolaylığı, teknik sorunlar ve dijital etkileşimlerin, öğrencilerin çevrimiçi öğrenme deneyimlerini ve topluluklardan ayrılma kararlarını nasıl şekillendirdiği incelenmektedir. Daha Fazla
- Blog | TechMakale
All Posts Giriş Yap / Kayıt Ol Daha sonra tekrar deneyin Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
- Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) Teknolojileri
Önceki Sonraki Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) Teknolojileri 08.07.24 Yazar: Tuğçe Vural Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan CO2'yi yakalayıp depolayarak iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu makale, CCS teknolojilerinin temel prensiplerini, literatürünü ve gelecekteki potansiyelini incelemektedir. Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri; sera gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla geliştirilen yenilikçi çözümler arasında önemli bir yer tutmaktadır. CCS, fosil yakıtların yanması veya endüstriyel süreçler sonucunda, açığa çıkan karbondioksitin (CO2) atmosfere salınımını engelleyerek, yakalanması ve güvenli bir şekilde depolanması prensibine dayanmaktadır. Bu makale, CCS teknolojilerinin temel prensiplerini, mevcut literatürü, bulguları ve bu teknolojilerin gelecekteki potansiyelini incelemeyi amaçlamaktadır. Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, fosil yakıtların enerji üretiminde ve endüstriyel faaliyetlerde kullanılmasının bir sonucu olarak açığa çıkan karbondioksit (CO2) emisyonlarını azaltmak amacıyla geliştirilmiştir. CCS süreçleri genellikle üç aşamadan oluşmakta olup: karbondioksitin yakalanması, taşınması ve depolanması olarak isimlendirilmektedir. Yakalama aşaması; CO2'nin atmosfere salınımından önce emisyon kaynaklarından ayrıştırılmasını içermektedir. Taşıma aşaması; yakalanan CO2'nin depolama alanlarına güvenli şekilde taşınmasını sağlamaktadır. Depolama aşaması ise CO2'nin yeraltı jeolojik oluşumlarında, okyanuslarda veya diğer uygun alanlarda uzun vadeli olarak saklanmasını içermektedir (IPCC, 2005). CCS teknolojilerinin geliştirilmesinde ve uygulanması konusunda birçok çalışma yapılmıştır. İlk CCS projeleri, 1990'larda Kuzey Amerika ve Avrupa'da başlamış olup, bu alandaki araştırmalar ve uygulamalar hızla artmıştır. Geçmişte yapılan çalışmalar, CCS teknolojilerinin teknik fizibilitesini ve ekonomik etkinliğini incelemiş, bu teknolojilerin sera gazı emisyonlarını azaltma potansiyelini ortaya koymuştur. Özellikle enerji üretimi ve ağır sanayi gibi yüksek emisyonlu sektörlerde CCS'nin uygulanabilirliği üzerine yoğunlaşmışlardır (Metz et al., 2005). Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri üzerine yapılan çalışmalar, bu teknolojilerin etkinliğini ve potansiyelini ortaya koymuştur. Metz ve arkadaşları (2005), CCS'nin küresel karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip olduğunu ve bu teknolojilerin, özellikle enerji üretiminde ve sanayi sektöründe yaygın olarak kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Bu çalışmalarda, CCS'nin enerji üretim maliyetlerini artırabileceğini, fakat uzun vadede iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç olduğu vurgulanmaktadır. Karbon Yakalama Yöntemleri: CCS teknolojilerinde kullanılan başlıca karbon yakalama yöntemleri; pre-combustion (yanma öncesi), oxy-fuel combustion (oksijenle yakma) ve post-combustion (yanma sonrası) yöntemleridir. Pre-combustion yöntemi, fosil yakıtların gazlaştırılması sonucunda elde edilen sentez gazından CO2'nin ayrıştırılması işlemini içermektedir. Oxy-fuel combustion yöntemi ise fosil yakıtların saf oksijenle yakılması sonucunda oluşan CO2'nin doğrudan yakalanmasını sağlamaktadır. Post-combustion yöntemi, mevcut enerji santrallerine ve endüstriyel tesislere entegre edilebilmesi nedeni ile yaygın olarak tercih edilmektedir. Bu yöntemde, fosil yakıtların yanması sonucunda oluşan egzoz gazlarından CO2 ayrıştırılmakta ve yakalanmkatadır (IPCC, 2005). Karbon Taşıma ve Depolama: Yakalanan CO2'nin taşınması ve depolanması, CCS sürecinin önemli aşamalarını oluşturmaktadır. CO2 genellikle boru hatları veya gemiler aracılığı ile depolama alanlarına taşınmaktadır. Depolama aşamasında, CO2 yeraltı jeolojik oluşumlarında, özellikle boş petrol ve gaz rezervuarlarında, tuz akiferlerinde veya derin kömür yataklarında depolanmaktadır. Bu depolama alanları, CO2'nin uzun vadeli ve güvenli bir şekilde saklanmasını sağlayacak şekilde seçilmekte ve sürekli olarak izlenmektedir (Benson & Cole, 2008). Ekonomik ve Politik Etkenler: CCS teknolojilerinin uygulanabilirliği, teknik faktörlerin yanı sıra ekonomik ve politik etkenlerle de ilişkilidir. CCS projelerinin yüksek maliyetleri, bu teknolojilerin geniş çapta uygulanmasını engelleyebilecek önemli bir faktördür. Fakat, karbon vergileri, emisyon ticaret sistemleri ve diğer politika araçları, CCS'nin ekonomik cazibesini artırabilmektedir. Ayrıca, hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların da sağladığı teşvikler ve destekler de CCS teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için önemli bir rol oynamaktadır (IPCC, 2005). Bu makale, CCS teknolojilerinin sürdürülebilirlik üzerindeki etkilerini incelemek için literatür taraması yöntemini kullanmaktadır. Veri toplama teknikleri arasında akademik makaleler, hükümet raporları ve endüstri analizleri bulunmaktadır. Bu yöntemler, CCS teknolojilerinin teknik, ekonomik ve çevresel boyutlarını kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, CCS teknolojilerinin enerji verimliliğini artırdığını, karbon emisyonlarını önemli bir ölçüde azalttığını ve enerji üretiminde sürdürülebilirliği sağladığını göstermektedir. Özellikle, post-combustion ve oxy-fuel combustion yöntemleri, mevcut enerji santrallerine ve endüstriyel tesislere entegre edilebilmesi sebebiyle büyük bir potansiyele sahiptir. Yakalanan CO2'nin yeraltı jeolojik oluşumlarında güvenli bir şekilde depolanması, uzun vadeli iklim hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynamaktadır. Bulgular, CCS teknolojilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Enerji verimliliği, karbon emisyonlarının azaltılması ve uzun vadeli depolama çözümleri üzerindeki olumlu etkilerini, iklim değişikliğiyle mücadelede bu teknolojilerin önemini ortaya koymaktadır. Fakat, CCS projelerinin yüksek maliyetleri ve teknik zorlukları, bu teknolojilerin yaygınlaşmasını sınırlayabilmektedir. Bu sebeple ekonomik teşvikler ve politika destekleri, CCS'nin geniş çapta uygulanmasını teşvik etmek için kritik öneme sahiplerdir. CCS teknolojilerinin uygulanması, veri güvenliği ve çevresel riskler gibi etik konuları da gündeme getirmektedir. Yakalanan CO2'nin uzun vadeli depolama güvenliği, çevresel ve insan sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca, bu teknolojilerin yüksek maliyetleri, uygulama sürecinde pratik zorluklar da yaratabilmektedirler. Bu sebeple, CCS projelerinin ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için dikkatle planlanması ve yönetilmesi gerekmektedir. Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir araçtır. Enerji verimliliği, karbon emisyonlarının azaltılması ve uzun vadeli depolama çözümleri üzerindeki olumlu etkileri, çevresel sürdürülebilirliği artırmaktadır. Fakat, bu teknolojilerin yaygınlaştırılması için ekonomik teşvikler ve politika destekleri de gereklidir. Gelecekteki araştırmalar, CCS teknolojilerinin daha geniş çapta uygulanmasını ve bu teknolojilerin sosyal etkilerini incelemelidir. Ayrıca, veri güvenliği ve çevresel riskler konularında da daha fazla çalışma yapılmalıdır. Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, CCS projelerinin ekonomik cazibesini artırmak amacıyla teşvikler ve destekler sağlamalıdır. Referanslar Benson, S. M., & Cole, D. R. (2008). CO2 sequestration in deep sedimentary formations. Elements, 4 (5), 325-331. Fennell, P. S., & Anthony, E. J. (2015). Calcium and chemical looping technology for power generation and carbon dioxide (CO2) capture: Status, challenges, and future directions. Applied Energy, 138 , 150-166. Haszeldine, R. S. (2009). Carbon capture and storage: How green can black be? Science, 325 (5948), 1647-1652. IPCC. (2005). IPCC special report on carbon dioxide capture and storage . Cambridge University Press. Rubin, E. S., & Zhai, H. (2012). The cost of carbon capture and storage for natural gas combined cycle power plants. Environmental Science & Technology, 46 (6), 3076-3084. Son Yayınlar 16.07.24 Yapay Zeka ile Eğitimde Dönüşüm: Öğrenme Deneyimini Nasıl Etkiliyor? Yapay zeka destekli öğrenme yönetim sistemleri, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ve eğitim robotları gibi araçlar, eğitimde kişiselleştirilmiş öğrenme ve verimliliği artırarak eğitim sisteminde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Daha Fazla 15.07.24 Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Daha Fazla 08.07.24 Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) Teknolojileri Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan CO2'yi yakalayıp depolayarak iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu makale, CCS teknolojilerinin temel prensiplerini, literatürünü ve gelecekteki potansiyelini incelemektedir. Daha Fazla 05.07.24 Eğitim ve Teknolojinin Önündeki Engeller Bilgisayar teknolojisinin eğitimle birleşimi, öğrencilere daha geniş bilgi erişimi sağlayabilir ancak altyapı eksiklikleri ve öğretmen eğitimi gibi engellerle karşılaşabilir. Araştırmalar, teknolojinin öğrenci başarısını artırma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir, bu nedenle teknoloji entegrasyonunu teşvik edecek politika ve pratik çözümler önem taşımaktadır. Daha Fazla 02.07.24 Teknoloji İzinde Değişen Müzeler Deneyim müzeleri, artırılmış gerçeklik ve holografik düzenlemeler gibi teknolojilerle interaktif sanat deneyimleri sunuyor. Van Gogh'un 'Immersive' sergisi gibi örnekler, bu müzelerin sanata olan ilgiyi nasıl tazelediğini gösteriyor. Daha Fazla 27.06.24 Teknoloji Ve Yapay Zeka Sağlık Hizmetlerini Nasil Etkiliyor? Yapay zekanın sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ve teşhis, tedavi, ilaç geliştirme gibi alanlardaki etkileri incelenmiştir. Ayrıca, etik ve güvenlik sorunlarına dikkat çekilmiştir. Daha Fazla 25.06.24 CGI Sanatı: Dijital Dünyanın Estetik ve Teknolojik Evrimi CGI sanatı, bilgisayarlarla üretilen görsellerin sanat eseri olarak kabul edilmesini sağlar ve sanatçılara dijital ortamda yaratıcılık alanı sunar. Estetik değerlendirme, CGI sanatının benzersiz görsel çekiciliğini ortaya koyar. Sanat eleştirmenleri, bu sanatın dijital platformlarda nasıl yayıldığını ve geleneksel sanat formlarından nasıl farklılaştığını değerlendirirler. Daha Fazla 24.06.24 Dijital Medya ve Etkileşim: İçerik Üreticileri ve İzleyici ilişkileri Teknolojinin gelişmesi ile günümüzde önemli bir şekilde yer alan sosyal medya platformları ve popüler bir meslek haline gelen sosyal medya içerik üreticilerinin medyaya olan katkıları ve insanlara olan etkileri. Daha Fazla 23.06.24 Geçmişten Geleceğe ChatGPT Yatırımları OpenAI'nın en büyük yatırım kaynağı olan ChatGPT'nin doğuşu için yapılan yatırımlar ve bu yatırımlar neticesinde beklenen sonuçlar: Daha Fazla 22.06.24 Sürdürülebilir Teknoloji Benimsemesini Teşvik Etme Stratejileri Bu makalede, sürdürülebilir teknolojilerin benimsenmesini teşvik eden stratejiler incelenmiş ve farkındalık, teşvik programları, AR-GE faaliyetleriagibi çeşitli yöntemler ele alınmıştır. Sürdürülebilir teknolojilerin yaygınlaştırılmasının çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar sağladığı vurgulanmıştır. Daha Fazla 21.06.24 DİLİ KORUMADA YAPAY ZEKA : DİL MİRASININ KORUNMASI Yapay zeka, nesli tükenmekte olan dillerin korunması ve canlandırılmasında yeni ufuklar açıyor. Bu makale, AI'nin dil mirasını korumadaki rollerini, mevcut başarılarını ve gelecek vaatlerini detaylı bir şekilde inceliyor. Daha Fazla 20.06.24 Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak| Sal Khan tarafından kaleme alınan ve Bill Gates’in de şiddetle tavsiye ettiği kitap olan “Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak (Ve Neden Bu İyi Bir Şey)” yapay zekânın eğitimi nasıl herkes için erişilebilir kılacağından ve kişiselleştirilmiş öğrenmenin yararlarından bahsediyor. Daha Fazla
- Yeni Medya Teknolojisini Anlamak
Önceki Sonraki Yeni Medya Teknolojisini Anlamak 12.05.24 Yazar: Gamze Değirmen Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Yeni Medya Teknolojileri, bloglar, wikiler, sanal dünyalar ve diğer sosyal medya ağları gibi bir çok alanda günlük hayatımızda çoktan yer almışlardır. Yeni Medya Teknolojisi, eskilerden beri kullanılan, televizyon, radyo, yayıncılık gibi geleneksel medya araçlarının değişmesinde de büyük bir rol oynamıştır. Bu değişim ile birlikte medya hayatına medyanın her alanda kullanılmasına ve medya araçlarına ulaşımı kolaylaştıracak yeni araçlar doğmuştur. Bunlar, dijital kanallar, dijital platformlar ve Yapay Zeka (AI) olarak üçe ayrılabilir[1]. Bu teknolojiler şunları içerir 1. Sosyal Medya Platformları TikTok, Instagram, Twitter gibi uygulamaların hayatımıza girmesiyle günlük rutinimizde yer edinmeleri çok kısa bir sürede gerçekleşti. Yeni medya teknolojilerinin ve teknolojik cihazların günümüzde yaygınlaşması ile ilgili yapılan ulusal bir araştırmaya göre, 18 ila 24 yaş arasındaki Fransız gençlerinin haftada 27 saatlerini sosyal medya üzerinde geçirdikleri görülmüştür [2]. Öyle ki, bazıları sosyal medya ağlarını işleri haline bile getirerek “Influencerlık, YouTuberlık, Vloggerlık” adı verilen yeni meslek türlerini de hayatımıza katarak televizyonculuk, radyoculuk, gazetecilik gibi geleneksel medya alanlarının değişmesinde büyük bir rol oynamışlardır 2. Yayıncılık Platformları Yayıncılık platformlarının hayatımıza girmesiyle birlikte en sevdiğimiz dizilere, filmlere, şarkılara, kitaplara hatta artık gazetelere bile istediğimiz zaman, istediğimiz yerde, istediğimiz şekilde ulaşabiliyoruz. Geleneksel medyanın aksine, bu teknolojiler istediğiniz film, dizi ve benzeri şeylere erişiminizi kolaylaştırarak bize medya teknolojisinin her geçen gün geliştiğini gösterir 3. Yapay Zeka Günümüzde yapay zekanın bir kullanım yeri de medyadır. Sosyal medyada izlediğimiz birçok videolar ve hatta animasyonlar bile yapay zeka tarafından yapılmış olabiliyor. En sevdiğiniz sanatçıların sesleri ile yapılmış videolar ile karşılaşmanız bile mümkün. Yapay Zeka ile ses ve görüntü klonlama son senelerde oldukça popüler olmasıyla sosyal medyada yer edindi. Ortalama bir insanın yapay zeka ile yapılmış görüntü ve ses klonlarının ayırt etmesinin oldukça zor olduğu söylenmekte [3]. Bu bazı kişiler tarafından politikacılar, şarkıcılar, dublaj sanatçıları için bir tehdit olarak gözükürken, bazı insanlar yapay zekanın bu şekilde ilerleyebilmesinin insanlık için katkı sağlayabilecek bir şey olduğu yönünde düşüncelerini öne sürdüler. Yeni medya teknoloji araçları hayatımızın çoğu yerine ilişmiş durumda. Geleneksel medyaya kıyasla yeni medyanın gelişmiş teknolojisi hayatımızı daha da kolaylaştırmamıza katkı sağlamakta. Medya teknolojisinden yararlanarak iş hayatlarını kolaylaştıran insan sayısı her geçen gün artarken, medya teknolojisinin sunduğu olanaklar da giderek çeşitleniyor ve genişliyor. Geleneksel medya araçlarının değeri, dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte azalıyor ancak hala belirli bir öneme sahip. Özellikle belirli yaş grupları ve belirli coğrafi bölgelerde, geleneksel medya araçları hala güçlü bir etki sağlayabiliyor Referanslar Bigot, R., Crouette, P., & Daudey, E. (2013). Condition de vie et aspirations des Français. CREDOC. Retrieved October 27, 2015, http://www.credoc.fr/pdf/Rapp/R297.pdf Trivedi, R. (2023, October 18). Understanding new media technology. LinkedIn. https://www.linkedin.com/pulse/understanding-new-media-technology-reema-trivedi-d2gwc?utm_source=share&utm_medium=member_ios&utm_campaign=share_via Verma, P., & Oremus, W. (2023, October 15). AI voice clones mimic politicians and celebrities, reshaping reality. The Washington Post. https://www.washingtonpost.com/technology/2023/10/13/ai-voice-cloning-deepfakes/ Son Yayınlar 23.06.24 Geçmişten Geleceğe ChatGPT Yatırımları OpenAI'nın en büyük yatırım kaynağı olan ChatGPT'nin doğuşu için yapılan yatırımlar ve bu yatırımlar neticesinde beklenen sonuçlar: Daha Fazla 22.06.24 Sürdürülebilir Teknoloji Benimsemesini Teşvik Etme Stratejileri Bu makalede, sürdürülebilir teknolojilerin benimsenmesini teşvik eden stratejiler incelenmiş ve farkındalık, teşvik programları, AR-GE faaliyetleriagibi çeşitli yöntemler ele alınmıştır. Sürdürülebilir teknolojilerin yaygınlaştırılmasının çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar sağladığı vurgulanmıştır. Daha Fazla 21.06.24 DİLİ KORUMADA YAPAY ZEKA : DİL MİRASININ KORUNMASI Yapay zeka, nesli tükenmekte olan dillerin korunması ve canlandırılmasında yeni ufuklar açıyor. Bu makale, AI'nin dil mirasını korumadaki rollerini, mevcut başarılarını ve gelecek vaatlerini detaylı bir şekilde inceliyor. Daha Fazla 20.06.24 Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak| Sal Khan tarafından kaleme alınan ve Bill Gates’in de şiddetle tavsiye ettiği kitap olan “Cesur Yeni Kelimeler: Yapay Zekâ Eğitimde Nasıl Devrim Yapacak (Ve Neden Bu İyi Bir Şey)” yapay zekânın eğitimi nasıl herkes için erişilebilir kılacağından ve kişiselleştirilmiş öğrenmenin yararlarından bahsediyor. Daha Fazla 21.05.24 Sürdürülebilir Teknolojinin Çevresel Etkileri ve Geleceği: Zorluklar ve Stratejiler Bu makale teknolojik gelişmelerin insan toplumlarını şekillendirme sürecinde oynadığı merkezi rol, çevresel zorlukların yanı sıra sürdürülebilir teknolojik gelişimin önemini vurgulamaktadır. Daha Fazla 20.05.24 Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Daha Fazla 17.05.24 Teknoloji ve Sağlık'a Giriş Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Daha Fazla 15.05.24 Teknolojinin İzinde: Sanatın Dijital Dönüşümü Teknolojinin hızlı gelişimi, sanat dünyasında dijital dönüşümü başlattı. Dijital sanat, geleneksel malzemelerin sınırlamalarından kurtulup modern teknolojiyle birleşerek yeni bir form kazanıyor. Daha Fazla 12.05.24 Yeni Medya Teknolojisini Anlamak Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Daha Fazla 10.05.24 Öğrenmenin Verimli Yolu: Teknoloji İnsan yaşamının hemen hemen her alanında etkisinin bulunduğu teknoloji, eğitim alanında da çok önemli bir konu haline gelmiştir. Daha Fazla 02.05.24 Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk Duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonu, insan duygusal zekası ile makine öğrenimi arasındaki boşluğu kapatma yolunda hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Daha Fazla
- Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri
Önceki Sonraki Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri 20.05.24 Yazar: Nursima Çalış Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli rol oynayan ve ülkelerin en çok yatırım yaptığı alanlar genellikle sağlık,teknoloji,eğitim,tarım,sanayi ve turizm gibi alanlardır.özellikle ülkelerin teknoljik gelişmelere ve yapay zekaya AI yaptığı yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Teknolojik gelişmenin önemini ve uzun dönemde ekonomiye katkısını savunan Schumpeter, kapitalist sistemde uzun konjonktür dalgaları olduğu görüşünü benimsemiş ve kapitalist sistemin buhran evresinden çıkarak yeniden canlanma evresine geçişinin teknolojik yeniliklerle (inovasyon) gerçekleştiğini belirtmiştir.Kovid19 ile hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zeka bugün bir çok ülke tarafından öncü yatırım halini almış durumda .Yapılan çalışmaların hızına ve değişimine ayak uydurmaya çalışan ülkeler,yatırımları sadece kendi ülke sınırları içinde değil, potansiyel gördükleri yabancı ülkelere de yatırım yapmaktalar. Son yıllarda Çin, Kanada ve Fransa gibi ülkelerin yapay zekâ alanında yaptığı yatırımlar ve yatırımları sonucu elde ettikleri başarılar teknolojinin ekonominin merkezi konumunda olduğunu anlamamız için yeterli bir kanıt niteliğindedir.Bu alandaki en büyük yatırımı yapan dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin, yapay zeka teknolojilerinde 2017’de 12 milyar dolar yatırım yaparak,2030’da 150 milyar dolar değerinde bir yapay zeka endüstrisi ve ilgili sektörlerle beraber ise değeri 1.4 trilyon doları bulan bir endüstri hedeflemekte.Pekin yönetimi 2017’de Yeni Nesil Yapay Zeka Geliştirme Planı’nı duyurmuştu. Yapay zekada 2025’e kadar küresel lider olmayı amaçlayan Çin, 2030’de bu alanda inovasyon için ana merkez haline gelmek istemektedir. Çin’in yapay zeka alanındaki akademik araştırmalarda en fazla atıf alan araştırma sayısı bakımından ABD'yi geride bırakma ihtimali dikkatleri üzerine çekmektedir. ABD OpenAI gibi büyük kuruluşlara sahip olması onu yapay zeka konusunda iyi bir noktaya yerleştirmektedir ancak Çinin yapay zekayı günlük hayatta uyarlama politikası ile alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeler gibi bir çok yerde yapay zekayı görmemiz mümkün bu da Çini ekonomik anlamda bir adım öne taşımaktadır. Hata yapma oranının düşmesinden ,işleri daha hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirmesinden kaynaklı yapay zeka araçları çeşitli sektörlerde insan yerini alabilecek konumdadır Yapay zekanın birçok sektörde kullanılacağı gerçeği bazı meslek gruplarının yok olmasına neden olabilir. Bu da ileriki zamanlarda işsizlik oranında artış olarak gözlemlenebilir. Sonuç olarak yapay zeka çok hızlı bir şekilde büyümeye devam etmekte, yapay zeka evreni içinde yer almayan ülkeler gelecek zamanda ekonomik ve sosyal anlamda büyük sorunlarla karşılaşacak gibi görünmektedir. Referanslar Istanbul Ticaret Gazetesi. (t.y.). Dünya stratejisini yapay zeka üzerine kuruyor. Erişim adresi: https://istanbulticaretgazetesi.com/tr/dunya-stratejisini-yapay-zeka-uzerine-kuruyor Journal of Emerging Economies and Policy. (2022). Erişim adresi: http://dergipark.org.tr Author. (2024, Ocak 8). In the race for AI supremacy, China and the US are travelling on entirely different tracks. The Guardian . Erişim adresi: https://www.theguardian.com/world/2024/jan/09/in-the-race-for-ai-supremacy-china-and-the-us-are-travelling-on-entirely-different-tracks Gartner. (2023, Kasım 9). Invest Implications: Forecast Analysis: Artificial Intelligence Software, 2023-2027, Worldwide. Erişim adresi: https://www.gartner.com/en/documents/4925331 Güncel Teknoloji ve Finans/Ekonomi Makaleleri 20.05.24 Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Daha Fazla
- Teknoloji ve Sağlık'a Giriş
Önceki Sonraki Teknoloji ve Sağlık'a Giriş 17.05.24 Yazar: Neris Öncü Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Son yıllarda teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler, sağlık sektöründe önemli değişikliklere yol açmıştır. Dijitalleşme, yapay zeka, büyük veri analitiği ve tele sağlık hizmetleri gibi yenilikçi teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırmaktadır. Bu makale, sağlık teknolojilerinin sunduğu fırsatlar ve karşılaşılan zorlukları değerlendirerek, bu yeniliklerin sağlık hizmetleri üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Teknoloji ve sağlık alanındaki hızlı gelişmeler, hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Dijital sağlık uygulamaları, tele sağlık, yapay zeka destekli tanı sistemleri ve büyük veri analitiği, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırmaktadır. Bu teknolojiler, sağlık sektöründe daha verimli ve etkili çözümler sunarak hasta bakımını iyileştirmektedir. Geçmişte yapılan çalışmalar, teknolojinin sağlık hizmetlerinde nasıl kullanıldığını ve bu kullanımın sonuçlarını ortaya koymuştur. Örneğin, yapay zekanın radyoloji alanında tanı doğruluğunu artırdığı, tele sağlık uygulamalarının kırsal bölgelerde sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdığı ve büyük veri analitiğinin hastalıkların erken teşhisinde önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Buna ek olarak bir araştırma, yapay zeka tabanlı görüntü analiz sistemlerinin, doktorlara kıyasla belirli hastalıkların teşhisinde daha yüksek doğruluk oranlarına sahip olduğunu göstermiştir. Başka bir çalışma, tele sağlık hizmetlerinin, özellikle pandemi döneminde, sağlık hizmetlerine erişimi nasıl artırdığını ve hasta memnuniyetini nasıl iyileştirdiğini incelemiştir. Yani araştırmalar, yapay zekanın teşhis ve tedavi süreçlerinde doğruluğu ve hızı artırdığını göstermektedir. Ayrıca, büyük veri analitiğinin kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarında ve halk sağlığı politikalarının geliştirilmesinde önemli katkılar sağladığı belirlenmiştir. Bulgular, teknolojinin sağlık sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırabileceğini göstermektedir. Ancak, bu teknolojilerin entegrasyonunda bazı zorluklar ve etik sorunlar da mevcuttur. Örneğin, veri gizliliği ve güvenliği konuları, yapay zeka sistemlerinin eğitiminde kullanılan verilerin doğruluğu ve çeşitliliği gibi konular önem arz etmektedir. Teknolojik yeniliklerin uygulanması, sağlık hizmetlerinde eşitlik ve erişilebilirlik açısından önemli faydalar sağlarken, aynı zamanda etik sorumluluklar da getirmektedir. Sağlık verilerinin güvenliği, hasta mahremiyeti ve adil erişim gibi konular, teknolojik ilerlemelerin pratik uygulamaları sırasında dikkatle ele alınmalıdır. Son olarak gelecekteki araştırmalar, sağlık teknolojilerinin daha geniş ve kapsayıcı bir şekilde uygulanmasını desteklemelidir. Özellikle veri güvenliği, etik sorumluluklar ve hasta mahremiyeti konularına odaklanılmalı ve bu alanlarda kapsamlı rehberlikler geliştirilmelidir. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin teknoloji kullanımına yönelik eğitimleri artırılmalı ve yeniliklerin pratik uygulamalara entegrasyonu sağlanmalıdır. Referanslar Impact Networking. (t.y). 5 Examples of Smart Technology in Healthcare. Alındığı Kaynak: https://www.impactmybiz.com/blog/smart-technology-in-healthcare/ Health Smart Technologies. (t.y). Alındığı Kaynak: https://healthsmarttech.com/ Global TeleHealth Network. (t.y). Mission & Scope of Work. Alındığı Kaynak: https://www.globaltelenet.org/mission-scope-of-work-1 Teknoloji ve Sağlık Son Yazılar 17.05.24 Teknoloji ve Sağlık'a Giriş Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Daha Fazla
- Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk
Previous Article Next Article Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk 03.05.24 By: Merve Baran Duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonu, insan duygusal zekası ile makine öğrenimi arasındaki boşluğu kapatma yolunda hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Bu makale, özellikle AI'nin dil analizi yoluyla insan duygularını nasıl yorumladığını ve buna nasıl tepki verdiğini kapsayan bu alanlar arasındaki karmaşık etkileşimi keşfetmektedir. Çalışma, mevcut araştırma durumunu, metodolojileri, bulguları ve sınırlamaları gözden geçirir ve duygusal olarak farkında olan AI sistemlerinin gelecekteki etkilerini tartışır. Bu keşif, AI teknolojisini insan duygusal durumlarına daha duyarlı ve hassas bir şekilde ilerletmek için hayati öneme sahiptir. Duygusal zeka, dilbilimsel karmaşıklık ve yapay zeka arasındaki yakınsama, teknoloji alanında benzersiz bir meydan okuma ve fırsat sunmaktadır. Bu deneme, AI sistemlerinin dil yoluyla insan duygularını nasıl yorumladığı ve taklit ettiği, bu alanda uygulanan metodolojiler, önemli bulgular ve bu tür ilerlemelerden kaynaklanan etik düşünceleri incelemektedir. Bu çalışma için araştırma metodolojisi, duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonuna dair içgörüler elde etmek için sistematik bir literatür taraması kullanılarak nitel bir yaklaşımda temellendirilmiştir. Bu, akran değerlendirmesinden geçmiş akademik makaleler, teknik raporlar, endüstri analizleri ve ana metinlerin kapsamlı bir incelemesini içermiştir. AI sistemlerinin metin ve vokal girdiler aracılığıyla insan duygularını nasıl tanıdığı ve yorumladığına dair çalışmaları keşfetmek. Bu, algoritmik yaklaşımları, makine öğrenimi tekniklerini ve duygu tanıma konusunda yapılmış vaka çalışmalarını gözden geçirmeyi içermiştir. AI'da dilbilimin rolünü vurgulayan araştırmaları incelemek, özellikle AI sistemlerine insan dilinin nüanslarını ve karmaşıklıklarını anlamayı öğretmek. Bu, doğal dil işleme (NLP), semantik analiz ve empatik konuşma ajanlarının geliştirilmesi üzerine yapılan çalışmaları içermiştir. Duygu farkında olan AI sistemlerinin etik sonuçlarını incelemek, gizlilik endişeleri, veri güvenliği ve duygusal verilerin kötüye kullanılma potansiyeline odaklanmak. AI etiği, veri koruma ve insan hakları gibi disiplinlerarası alanlardan literatür, geniş toplumsal etkileri anlamak için gözden geçirilmiştir. Metodoloji, duygusal olarak zeki AI sistemlerinin mevcut durumu ve gelecek perspektiflerine kapsamlı bir bakış sunmak amacıyla tasarlanmıştır, teknolojik ilerlemeler ve etik düşünceler arasında dengeli bir perspektif sağlamaktadır. AI, insan duygularını tanımada önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Örneğin, Picard (2000), AI'nin dilbilimsel ipuçlarını ve vokal tonlamalarını analiz eden algoritmalar aracılığıyla konuşma ve metinden duyguları ayırt edebileceğini göstermiştir. Bu ilerlemeler, müşteri hizmetleri botları, terapötik yardımcılar ve etkileşimli öğrenme araçları gibi uygulamalar için hayati öneme sahiptir. Dilbilim, AI sistemlerini daha insan benzeri hale getirmede hayati bir rol oynamaktadır. Cambria ve diğerleri (2014), NLP tekniklerinin dildeki duygusal içeriği analiz ederek AI'nin empatik olarak yanıt vermesini sağladığını vurgulamıştır. Bu, çeşitli alanlardaki insan-AI etkileşimlerinin kalitesini artırma potansiyeline sahiptir. Duyguların AI'ye entegrasyonu önemli etik kaygılar doğurur. Robbins ve Wallace (2019), gizlilik, veri güvenliği ve duygusal verilerin kötüye kullanılma potansiyelinin ele alınmasının önemini tartışmıştır. Bu kaygılar, AI gelişiminde sağlam etik çerçeveler ve düzenlemelerin gerekliliğini vurgular. Duygu tanıma algoritmalarının doğruluğunu artırmak birincil bir hedeftir. Bu, AI'nin karmaşık duygusal durumları ve ince dilbilimsel ipuçlarını daha iyi yorumlamasını geliştirmeyi içerir. Daha geniş bir diller ve diyalektler yelpazesini anlayıp işleyebilecek sofistike NLP algoritmalarının geliştirilmesi esastır. Riek (2019) tarafından önerildiği gibi, etik sonuçları ele almak ve duygu farkında olan AI sistemlerinin sorumlu bir şekilde geliştirilmesini sağlamak için disiplinlerarası işbirlikleri hayati öneme sahiptir. Duyguların, dilbilimin ve AI'nin entegrasyonu, insan-bilgisayar etkileşimlerini devrim niteliğinde değiştirecek önemli bir potansiyele sahiptir. Adreslenmesi gereken zorluklar olmasına rağmen, bu alandaki ilerlemeler, çeşitli uygulamalar için umut verici fırsatlar sunmaktadır, bu da sürekli araştırma ve etik uyanıklık ihtiyacını vurgulamaktadır. Referanslar E. Cambria, B. Schuller, Y. Xia, and C. Havasi, "New Avenues in Opinion Mining and Sentiment Analysis," IEEE Intelligent Systems, vol. 28, no. 2, pp. 15-21, Mar.-Apr. 2013. E. Hovy and J. Lavid, "Towards a ‘Science’ of Corpus Annotation: A New Methodological Challenge for Corpus Linguistics," International Journal of Translation, vol. 22, no. 1, pp. 13-36, 2010. L. D. Riek, "Healthcare Robotics," Communications of the ACM, vol. 60, no. 11, pp. 68-78, Nov. 2017. R. Picard, "Affective Computing," MIT Press, 2000. R. W. Levenson, P. Ekman, and W. V. Friesen, "Voluntary Facial Action Generates Emotion-Specific Autonomic Nervous System Activity," Psychophysiology, vol. 27, no. 4, pp. 363-384, 1990. S. Robbins and M. Wallace, "The Last Asylum: A Memoir of Madness in Our Times," University of Chicago Press, 2019. Teknoloji ve Dil Son Yazılar 03.05.24 Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk Duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonu, insan duygusal zekası ile makine öğrenimi arasındaki boşluğu kapatma yolunda hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Read More
- Öğrenmenin Verimli Yolu: Teknoloji
Önceki Sonraki Yeni Medya Teknolojisini Anlamak 12.05.24 Yazar: Gamze Değirmen Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Yeni Medya Teknolojileri, bloglar, wikiler, sanal dünyalar ve diğer sosyal medya ağları gibi bir çok alanda günlük hayatımızda çoktan yer almışlardır. Yeni Medya Teknolojisi, eskilerden beri kullanılan, televizyon, radyo, yayıncılık gibi geleneksel medya araçlarının değişmesinde de büyük bir rol oynamıştır. Bu değişim ile birlikte medya hayatına medyanın her alanda kullanılmasına ve medya araçlarına ulaşımı kolaylaştıracak yeni araçlar doğmuştur. Bunlar, dijital kanallar, dijital platformlar ve Yapay Zeka (AI) olarak üçe ayrılabilir[1]. Bu teknolojiler şunları içerir 1. Sosyal Medya Platformları TikTok, Instagram, Twitter gibi uygulamaların hayatımıza girmesiyle günlük rutinimizde yer edinmeleri çok kısa bir sürede gerçekleşti. Yeni medya teknolojilerinin ve teknolojik cihazların günümüzde yaygınlaşması ile ilgili yapılan ulusal bir araştırmaya göre, 18 ila 24 yaş arasındaki Fransız gençlerinin haftada 27 saatlerini sosyal medya üzerinde geçirdikleri görülmüştür [2]. Öyle ki, bazıları sosyal medya ağlarını işleri haline bile getirerek “Influencerlık, YouTuberlık, Vloggerlık” adı verilen yeni meslek türlerini de hayatımıza katarak televizyonculuk, radyoculuk, gazetecilik gibi geleneksel medya alanlarının değişmesinde büyük bir rol oynamışlardır 2. Yayıncılık Platformları Yayıncılık platformlarının hayatımıza girmesiyle birlikte en sevdiğimiz dizilere, filmlere, şarkılara, kitaplara hatta artık gazetelere bile istediğimiz zaman, istediğimiz yerde, istediğimiz şekilde ulaşabiliyoruz. Geleneksel medyanın aksine, bu teknolojiler istediğiniz film, dizi ve benzeri şeylere erişiminizi kolaylaştırarak bize medya teknolojisinin her geçen gün geliştiğini gösterir 3. Yapay Zeka Günümüzde yapay zekanın bir kullanım yeri de medyadır. Sosyal medyada izlediğimiz birçok videolar ve hatta animasyonlar bile yapay zeka tarafından yapılmış olabiliyor. En sevdiğiniz sanatçıların sesleri ile yapılmış videolar ile karşılaşmanız bile mümkün. Yapay Zeka ile ses ve görüntü klonlama son senelerde oldukça popüler olmasıyla sosyal medyada yer edindi. Ortalama bir insanın yapay zeka ile yapılmış görüntü ve ses klonlarının ayırt etmesinin oldukça zor olduğu söylenmekte [3]. Bu bazı kişiler tarafından politikacılar, şarkıcılar, dublaj sanatçıları için bir tehdit olarak gözükürken, bazı insanlar yapay zekanın bu şekilde ilerleyebilmesinin insanlık için katkı sağlayabilecek bir şey olduğu yönünde düşüncelerini öne sürdüler. Yeni medya teknoloji araçları hayatımızın çoğu yerine ilişmiş durumda. Geleneksel medyaya kıyasla yeni medyanın gelişmiş teknolojisi hayatımızı daha da kolaylaştırmamıza katkı sağlamakta. Medya teknolojisinden yararlanarak iş hayatlarını kolaylaştıran insan sayısı her geçen gün artarken, medya teknolojisinin sunduğu olanaklar da giderek çeşitleniyor ve genişliyor. Geleneksel medya araçlarının değeri, dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte azalıyor ancak hala belirli bir öneme sahip. Özellikle belirli yaş grupları ve belirli coğrafi bölgelerde, geleneksel medya araçları hala güçlü bir etki sağlayabiliyor Referanslar Bigot, R., Crouette, P., & Daudey, E. (2013). Condition de vie et aspirations des Français. CREDOC. Retrieved October 27, 2015, http://www.credoc.fr/pdf/Rapp/R297.pdf Trivedi, R. (2023, October 18). Understanding new media technology. LinkedIn. https://www.linkedin.com/pulse/understanding-new-media-technology-reema-trivedi-d2gwc?utm_source=share&utm_medium=member_ios&utm_campaign=share_via Verma, P., & Oremus, W. (2023, October 15). AI voice clones mimic politicians and celebrities, reshaping reality. The Washington Post. https://www.washingtonpost.com/technology/2023/10/13/ai-voice-cloning-deepfakes/ Son Yayınlar 12.05.24 Yeni Medya Teknolojisini Anlamak Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Daha Fazla 10.05.24 Öğrenmenin Verimli Yolu: Teknoloji İnsan yaşamının hemen hemen her alanında etkisinin bulunduğu teknoloji, eğitim alanında da çok önemli bir konu haline gelmiştir. Daha Fazla 02.05.24 Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk Duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonu, insan duygusal zekası ile makine öğrenimi arasındaki boşluğu kapatma yolunda hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Daha Fazla
- Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk
Önceki Sonraki Yeni Medya Teknolojisini Anlamak 12.05.24 Yazar: Gamze Değirmen Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Yeni Medya Teknolojileri, bloglar, wikiler, sanal dünyalar ve diğer sosyal medya ağları gibi bir çok alanda günlük hayatımızda çoktan yer almışlardır. Yeni Medya Teknolojisi, eskilerden beri kullanılan, televizyon, radyo, yayıncılık gibi geleneksel medya araçlarının değişmesinde de büyük bir rol oynamıştır. Bu değişim ile birlikte medya hayatına medyanın her alanda kullanılmasına ve medya araçlarına ulaşımı kolaylaştıracak yeni araçlar doğmuştur. Bunlar, dijital kanallar, dijital platformlar ve Yapay Zeka (AI) olarak üçe ayrılabilir[1]. Bu teknolojiler şunları içerir 1. Sosyal Medya Platformları TikTok, Instagram, Twitter gibi uygulamaların hayatımıza girmesiyle günlük rutinimizde yer edinmeleri çok kısa bir sürede gerçekleşti. Yeni medya teknolojilerinin ve teknolojik cihazların günümüzde yaygınlaşması ile ilgili yapılan ulusal bir araştırmaya göre, 18 ila 24 yaş arasındaki Fransız gençlerinin haftada 27 saatlerini sosyal medya üzerinde geçirdikleri görülmüştür [2]. Öyle ki, bazıları sosyal medya ağlarını işleri haline bile getirerek “Influencerlık, YouTuberlık, Vloggerlık” adı verilen yeni meslek türlerini de hayatımıza katarak televizyonculuk, radyoculuk, gazetecilik gibi geleneksel medya alanlarının değişmesinde büyük bir rol oynamışlardır 2. Yayıncılık Platformları Yayıncılık platformlarının hayatımıza girmesiyle birlikte en sevdiğimiz dizilere, filmlere, şarkılara, kitaplara hatta artık gazetelere bile istediğimiz zaman, istediğimiz yerde, istediğimiz şekilde ulaşabiliyoruz. Geleneksel medyanın aksine, bu teknolojiler istediğiniz film, dizi ve benzeri şeylere erişiminizi kolaylaştırarak bize medya teknolojisinin her geçen gün geliştiğini gösterir 3. Yapay Zeka Günümüzde yapay zekanın bir kullanım yeri de medyadır. Sosyal medyada izlediğimiz birçok videolar ve hatta animasyonlar bile yapay zeka tarafından yapılmış olabiliyor. En sevdiğiniz sanatçıların sesleri ile yapılmış videolar ile karşılaşmanız bile mümkün. Yapay Zeka ile ses ve görüntü klonlama son senelerde oldukça popüler olmasıyla sosyal medyada yer edindi. Ortalama bir insanın yapay zeka ile yapılmış görüntü ve ses klonlarının ayırt etmesinin oldukça zor olduğu söylenmekte [3]. Bu bazı kişiler tarafından politikacılar, şarkıcılar, dublaj sanatçıları için bir tehdit olarak gözükürken, bazı insanlar yapay zekanın bu şekilde ilerleyebilmesinin insanlık için katkı sağlayabilecek bir şey olduğu yönünde düşüncelerini öne sürdüler. Yeni medya teknoloji araçları hayatımızın çoğu yerine ilişmiş durumda. Geleneksel medyaya kıyasla yeni medyanın gelişmiş teknolojisi hayatımızı daha da kolaylaştırmamıza katkı sağlamakta. Medya teknolojisinden yararlanarak iş hayatlarını kolaylaştıran insan sayısı her geçen gün artarken, medya teknolojisinin sunduğu olanaklar da giderek çeşitleniyor ve genişliyor. Geleneksel medya araçlarının değeri, dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte azalıyor ancak hala belirli bir öneme sahip. Özellikle belirli yaş grupları ve belirli coğrafi bölgelerde, geleneksel medya araçları hala güçlü bir etki sağlayabiliyor Referanslar Bigot, R., Crouette, P., & Daudey, E. (2013). Condition de vie et aspirations des Français. CREDOC. Retrieved October 27, 2015, http://www.credoc.fr/pdf/Rapp/R297.pdf Trivedi, R. (2023, October 18). Understanding new media technology. LinkedIn. https://www.linkedin.com/pulse/understanding-new-media-technology-reema-trivedi-d2gwc?utm_source=share&utm_medium=member_ios&utm_campaign=share_via Verma, P., & Oremus, W. (2023, October 15). AI voice clones mimic politicians and celebrities, reshaping reality. The Washington Post. https://www.washingtonpost.com/technology/2023/10/13/ai-voice-cloning-deepfakes/ Son Yayınlar 12.05.24 Yeni Medya Teknolojisini Anlamak Yeni medya teknolojilerinin etkisini ve geleneksel medya ile ilişkisini anlamak. Sosyal medya, yayıncılık platformları ve yapay zeka gibi alanlardaki gelişmeler, medya kullanımını ve içerik üretimini değiştirmiştir. Daha Fazla 10.05.24 Öğrenmenin Verimli Yolu: Teknoloji İnsan yaşamının hemen hemen her alanında etkisinin bulunduğu teknoloji, eğitim alanında da çok önemli bir konu haline gelmiştir. Daha Fazla 02.05.24 Duygular, Dilbilim ve Yapay Zekanın Etkileşimi: Anlayışlı Bir Yolculuk Duyguların, dilbilimin ve yapay zekanın (AI) entegrasyonu, insan duygusal zekası ile makine öğrenimi arasındaki boşluğu kapatma yolunda hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Daha Fazla
Öne Çıkanlar











