top of page
  • Instagram
  • LinkedIn
  • YouTube
  • 040b2b_ea491279772b40e59c1f037380cc484f~mv2_edited_edited

Arama Sonuçları

Boş arama ile 188 sonuç bulundu

  • Merkez Bankalarının Dijital Para Birimine Geçişi

    Bu makalede, Merkez Bankası Dijital Para Sistemleri (CBDC) ve avantajları ile dezavantajları ele alınmaktadır. Özellikle dijital para sistemlerinin ekonomik etkileri, finansal sistemdeki dönüşüm ve potansiyel riskler üzerine bir analiz yapılmaktadır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Merkez Bankalarının Dijital Para Birimine Geçişi 05.12.24 Yazar: Nursima Çalış Bu makalede, Merkez Bankası Dijital Para Sistemleri (CBDC) ve avantajları ile dezavantajları ele alınmaktadır. Özellikle dijital para sistemlerinin ekonomik etkileri, finansal sistemdeki dönüşüm ve potansiyel riskler üzerine bir analiz yapılmaktadır. Geçmişten günümüze insanlar önce ödeme aracı olarak takas yöntemini kullanmıştır. Takas yöntemi zamanla yerini kağıt ve madeni para olan fiziki paraya bırakmıştır. Günümüzde ise fiziki paranın kalkacağı ve yerini sanal paraya bırakacağı düşünülmektedir ve bunu kullanan çeşitli ülkeler mevcuttur. Türkiye ise sanal paraya geçiş için çeşitli adımlar atmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle 2008 yılında kripto paralara geçiş gerçekleşmiştir.devletlerden bağımsız olmasından kaynaklı popülerliği artmıştır. Devletler sanal piyasaları kontrol etmek istesede petrol krizi gibi nedenlerden kaynaklı sanal paralar devletlerden bağımsız hallerini sürdürmüşlerdir.Bu da sanal paraların devletlerden bağımsız özel girişimlerin kontrolünde olduğunu düşündürmektedir.Ama Günümüzde devletlerin bu piyasaya girme çabası ile sistemin değişebileceği varsayılmaktadır. Dijital para ,değerin dijital temsilidir. internet veya mobil uygulama kullanılarak sanal ortamda üretilir,depolanır ve transfer edilir.kısacası her türlü işlemi sanal ortamda tek tıkla yapılabilmesidir. Hem özel sektör hem de kamu sektörü (Merkez bankası ) para üretebilir(Adrian ve Mancini-Griffoli, 2021). Merkez bankası dijital parası (CBDC), devlet güvencesi altında merkez bankası tarafından dijital ortamda üretilen ve kağıt paranın yerini alan dijital paradır (Atlanticcouncil, 2021). Dar para arzından geniş para arzına geçildikçe yani M1 den M2 ye M2 den M3 geçildikçe fiziki paranın payı azalıp sanal paranın payı artmaktadır.CBDC (Merkez bankası sanal parası) ile banka hesaplarında tutulan sanal para arasındaki en büyük fark CBDC nin asla fiziki paraya dönüştürülememesidir (Rodeck ve Curry, 2021) Teknolojinin gelişmesi ile mobil bankacılığa olan talep artmıştır.Dünyada 95 ülkeden 1 milyar mobil bankacılık kullancısı bulunmakta Bu kullanıcılar Dünyada günlük yaklaşık olarak 2 milyar dolar değerinde işlem yapmaktadır.Türkiye incelendiğinde 2016 dan 2020 ye kadar en az bir kez işlem yapan kullanıcı sayısı 31 milyondan 98 milyona ulaşmıştır (Türkiye Bankalar Birliği, 2021a). Dünyada CBDC ye sahip ilk ülke Bahamalardır. Bu geçiş sayesinde 700 adaya yayılmış bankamatiklerde nakit paraya olan ulaşım zorlukları ortadan kalkmıştır.CBDC konusunda en iddialı pilot uygulamayı Çin yürütmektedir. Çin başarılı olursa dünyanın en büyük ve canlı ekonomilerinden dijitalleşme ve finansal katılım artacaktır. Bu da diğer ülkelerin aynı şeyi yapmaya ikna edebilecek (Adrian ve Mancini- Griffoli, 2021). Bu araştırma yapılırken çeşitli makaleler incelenmiş ve Önemli olan içerikler sentezlenip yalın bir anlatım ile aktarılmaya çalışılmıştır. İnternet bankacılığı,online ödeme,kredi kartı kullanımı gibi uygulamalar CBDC ye geçiste bir alt zemin oluşturmaktadır. CBDC yi Geçişi pilot uygulama haline getiren bir kaç ülke vardır bunlar daha çok Asya ülkeleri olan Çin,Güney Kore ,Tayland gibi ülkedir. Türkiye ise araştırma aşamasındadır.CBDC nin sağlayacağı fırsatlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin de kısa zaman da CBDC ye geçeceği düşünülüyor. CBDC sayesinde kara para ,vergi kaçakçılığı gibi sorunların çözümünde hatta karbon ayak izi gibi konularda da fayda Sağlamaktadır.ama diğer yandan siber saldırılar ekonomik dalgalanmalar spekülasyonlar gibi olaylarda dezavantajları arasında yer almaktadır. CBDC konusu günümüzde dikkat çekici bir konu haline gelmiştir. Avantaj ve dezavantajları düşünüldüğünde gelecekte ülkeleri neyin beklediği soruları artmaktadır. Bu soruların bir çoğunun cevabı Çin’in pilot uygulamasının başarı veya başarısızlıkla sonuçlanması sonucu Ortaya çıkacaktır. Asya ülkeleri sanal paraya geçişte çalışmalarına hız kazandırmıştır. Bunun başarılı olması durumunda bir çok ülke çalışmasına hız kazandıracaktır ama sistem entegrasyonundan kaynaklı gecikmeler yaşanabilir buda Asya ülkelerini hızlı işlemlerinden kaynaklı bir adım öne taşıyabilir. Referanslar: Adrian, T., & Mancini-Griffoli, T. (2021, Haziran). Dijital parada yeni bir çağ. IMF . https://www.imf.org/external/pubs/ftfandd/2021/06/online/digital-money-new-era-adrian-mancini-griffoli.htm Atlantic Council. (2021, Ekim). Race for the future of money. Atlantic Council . https://www.atlanticcouncil.org/cbdctracker/ Rodeck, D., & Curry, B. (2021, Nisan 1). Digital currency: The future of your money. Forbes . https://www.forbes.com/advisor/investing/digital-currency/ Türkiye Bankalar Birliği. (2021a). Dijital, internet ve mobil bankacılık istatistikleri. Türkiye Bankalar Birliği . https://www.tbb.org.tr/tr/banka-ve-sektor-bilgileri/istatistiki-Raporlar/Dijital,_Internet_ve_Mobil_Bankacilik_Istatistikleri/4001 Demir, O., & Odabaşı, H. (2022). Merkez bankası dijital para sisteminin avantaj ve dezavantajları neler olabilir? Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi . Dergipark . https://dergipark.org.tr/tr/pub/erciyesiibd/issue/69602/981733 Yanar, H. İ., Çetin, M. Ş., & Kılıç, V. (2022). Devletsiz yönetimin yeni ekonomik enstrümanı: Kripto para ve geleceği. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi . Dergipark . https://dergipark.org.tr/tr/pub/kusbd/issue/68301/1028440 Güncel Teknoloji ve Finans/Ekonomi Makaleleri 01.04.25 Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur. Daha Fazla 04.02.25 Şeffaf Finans Dünyası:Regtech RegTech, finans sektöründe düzenleyici uyumluluk, veri analizi ve kimlik doğrulama gibi alanlarda düşük maliyetli ve etkili çözümler sunarak şeffaflık ve istikrar sağlamaktadır. Aynı zamanda zamandan tasarruf ve itibar kaybını önleme gibi avantajlarla bankacılık sektörünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Daha Fazla 05.12.24 Merkez Bankalarının Dijital Para Birimine Geçişi Bu makalede, Merkez Bankası Dijital Para Sistemleri (CBDC) ve avantajları ile dezavantajları ele alınmaktadır. Özellikle dijital para sistemlerinin ekonomik etkileri, finansal sistemdeki dönüşüm ve potansiyel riskler üzerine bir analiz yapılmaktadır. Daha Fazla 30.10.24 Yeşil Teknolojiler Ve Ekonomik Çözüm Yeşil ekonomi, çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomik yaklaşımdır. Yeşil teknoloji ise çevre dostu üretim süreçleri ile enerji tasarrufu ve doğal kaynakların verimli kullanımını sağlayarak bu hedefe ulaşmada önemli bir rol oynar. Daha Fazla 25.08.24 Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 07.07.24 E-Ticaretin Ülke Ekonomilerindeki Yeri E-ticaretin ekonomik büyüme, istihdam ve verimliliğe katkılarını incelerken; lojistik zorluklar ve sürdürülebilirlik sorunlarına da değinmektedir. Ayrıca, e-ticaretin geleneksel perakende sektöründe rekabet baskısı yarattığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla

  • Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri 08.04.25 Yazar: İrem Erdönmez İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. İşaret dili; kişinin kendini ifade etme istediği nedeniyle ellerini önceden belirlenmiş sembolleri kullanarak karşısındaki kişiye duygu veya düşüncelerini anlatmaktır. Bu geliştirilmiş semboller ise evrensel olmayıp her bir ülkeye ait farklı standartlar bulunmaktadır. İşaret dilleri bağlı oldukları ülkenin sözsel diline alternatif olarak oluşturulmuş dil yapıları değildir aksine aynı ülkeye ait olan sözsel ve işaret dillerin gramatik yapılarında bile farklılıklar gözlenir. Türkiye’de en son sayımda 89.000 (Vikiped, 2024) kişi işaret dili kullanıcısıdır ve bu sayı gittikçe artmakta olup işaret dili kullanıcılarının ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş dijital projelerin önemin de artmıştır. Dijital platformlar sayesinde işaret dili kullanıcılarının işaret dilini öğrenmesi kolaylaşmış ve yayılımıyla birlikte farkındalık da artmaya başlamıştır. İşaret dili öğrenimi ve çeviri yapma amaçlarıyla oluşturulmuş dijital platformlardan bazılarına SignSchool (SignSchoolbeta, tarih yok) ve SignIt ASL (ASL, tarih yok) olarak örnek verilebilir. Bu mobil uygulamalarda özellikle American Sign Language (ASL)’le alakalı çeşitli eğitici videolar, bilgi kartları ve egzersizler bulunmaktadır. Bu uygulamalar işaret dili öğrenenler için ulaşılır bir alternatif olmasına rağmen her işaret diline ait alıştırmalar ve etkinlikler bulunmamaktadır. Yapay zeka ile oluşturulmuş işaret dili tanıma programları da işaret dili kullanıcıları için alternatif bir uygulamadır. Bu uygulamaların içinde diyalog bulunan videolara sahip olması, görsel veri girişlerini yazılı metne veya işaret diline dönüştürebilmesi ve aynı şekilde işaret dilini de yazılı metne ya da sözel veriye dönüştürebilmesi sayesinde bu uygulamaların popülerliğini artmıştır. Bunlara örnek olarak Google'ın Yapay Zeka Projesi (Google DeepMind, tarih yok)gösterilebilir. Bu projeler gerçek zamanlı konuşmaları birbirine çevrilebildiği için işaret dili kullanıcılarıyla olan etkileşimi arttırmaktadır ancak hala bir proje olup çevirilerde bazı hataların olması olasıdır. Bu uygulamalara bir diğer örnek olarak da Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisi kullanılarak sanal ortamda işaret dili öğrenimi veya öğretimi sağlanılabilmektedir. Herkesin ulaşabileceği bir başka uygulama ise Youtube ’dur. İçerisinde ücretsiz dersler bulunmaktadır. Konuşmayı metne dönüştüren yardımcı teknoloji araçları ise metini işaret diline çevirebilmektedir. Örnek olarak Google Live Transcribe (transkriptor.com, tarih yok) ve Dragon NaturallySpeaking (Wikipedia, 2024) uygulamaları verilebilir. İşaret dilinin yaygınlığını ve öğrenilebilirliğini arttırmak için dijital platformlarda oluşturulan uygulama ve projelerin kapsamını ve kullanımını değerlendirebilmek için bu makalede nitel analizlere, makalelerin incelenmesine ve gözlemlere başvurulmuştur. Kullanılan bu platformların gelişimi ve çoğalmasına dair bulguların araştırılması için konu üzerine yazılan çeşitli raporların özeti kullanılmıştır. Dijital ortamlarda da teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yayılmaya başlayan işaret dili öğrenimi ve bu dili kullananların topluma katılımını arttırmak için yapılan çalışmalardan bazıları bu makalede örneklenmiştir. İşaret dili kullanıcıları kadar bu dili kullanmayan insanlarında, kullanıcıların ihtiyaçlarının farkına varmasında ve bu dillere olan ilginin artmasını da sağlamıştır. Farkındalığın artmasıyla birlikte bu kullanıcıların iş dünyasına da katılımı sağlanmaktadır. Aktif olarak kullanıcısı bulunan ve örnek olarak verilen dijital projelerinin birçoğu belli başlı işaret dillerinin eğitimini ve çevirisini sağlamaktadır. Örneklerde verdiğimiz projelerin birçoğu Türk işaret dili gibi kullanıcısı diğerlerine oranla daha az yaygın olan diller bazı programlarda desteklememektedir veya çevirileri sorunludur. Sözel dillerin yanı sıra işaret dillerinin de dijital ortamlarda yaygınlığının artması işaret dili kullanıcıları ve öğrenmek isteyen bireyler için önemli birer gelişmedir. İşaret dillerinin öğrenimi ve farkındalığının yayılması da bu projelerle daha da hız bulmuştur. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte sözel dillere oranla kullanıcısı daha az bulunan işaret dili kullanıcılar için bu gibi programların her bir işaret dilini kapsayabilecek bir projenin geliştirilebilirliği ön görülmüştür. Referanslar: ASL, S. (tarih yok). SignIT ASL . SignIT ASL: https://www.signitasl.com/?utm_source=chatgpt.com adresinden alındı Google DeepMind . (tarih yok). Gemini.02: https://deepmind.google/technologies/gemini/ adresinden alındı SignSchoolbeta. (tarih yok). SignSchoolbeta . SignSchool: https://www.signschool.com/?utm_source=chatgpt.com adresinden alındı transkriptor.com . (tarih yok). transkriptor: https://transkriptor.com/audio-to-text/?utm_agid=1322714883751017&utm_adgroup=&creative=&device=c&placement=&targetid=kwd-82670817160085:loc-182&matchtype=p&network=o&devicemodel=&msclkid=aa3e0cbbf232155f3f546b1c4cd2eeb2&utm_source=bing&utm_medium=cpc&utm adresinden alındı Vikiped . (2024, Kasım 13). Türk İşaret Dili: https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_%C4%B0%C5%9Faret_Dili adresinden alındı Wikipedia . (2024, Eylül 18). Dragon NaturallySpeaking: https://en.wikipedia.org/wiki/Dragon_NaturallySpeaking adresinden alındı Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi 18.03.25 Yazar: Zeynep Met Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Yapay zeka (YZ) teknolojilerinin sanatta kullanımı, geleneksel yaratıcı süreçleri dönüştürme potansiyeline sahiptir. İnsan sanatçılığı ve YZ arasındaki simbiyotik ilişki, sanatın üretim biçimlerini yeniden şekillendirirken, estetik algıyı da derinlemesine etkileyebilir. Bu makale, YZ’nin sanatla entegrasyonunun, yaratıcı süreçlerde insan ve makine arasında nasıl bir etkileşim oluşturduğunu incelemeyi amaçlamaktadır. YZ’nin yaratıcı kapasitesi ile insan sanatçılarının özgünlük ve duygusal derinlik gibi insana özgü unsurlarını birleştirerek sanat üretimindeki yeni yolları keşfetmeyi hedefler. Yapay zeka, sanat üretiminde kullandığı algoritmalarla görsel sanatlardan müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar geniş bir yelpazede eserler yaratmaktadır. YZ’nin sanattaki rolü, sadece bir araç olmanın ötesine geçerek, kendi başına yaratıcı bir güç haline gelmiştir. Bununla birlikte, insan sanatçılarının hala yaratıcı sürecin öznesi olarak kalıp kalmayacağı sorusu, sanat ve teknoloji arasındaki ilişkiyi sorgulayan önemli bir konudur. YZ ve insan sanatçılığı arasındaki bu etkileşim, sadece teknik bir sorundan ziyade kültürel, etik ve estetik boyutları olan derin bir meseleye dönüşmüştür. Yapay zekanın sanatta kullanımıyla ilgili önceki araştırmalar, genellikle YZ’nin yaratıcı potansiyelini ve sınırlamalarını incelemiştir. McCormack ve Hutchings (2018), YZ’nin sanatsal yaratımı nasıl dönüştürdüğünü tartışırken, YZ’nin insan sanatçılarından farklı olarak, estetik ve duygusal anlayışa sahip olmadığına vurgu yapmıştır. Bununla birlikte, bazı çalışmalar, YZ'nin insan sanatçılarının yaratıcı süreçlerine etkisini ele alarak, bu iki gücün bir arada çalışarak ortaya çıkan yeni sanat formlarını keşfetmiştir (Elgammal et al., 2017). Bu araştırmalar, YZ’nin yalnızca teknik bir araç değil, aynı zamanda yaratıcı bir partner olarak işlev görebileceğini göstermiştir. YZ ve sanat ilişkisini ele alan en önemli çalışmalar arasında, Obvious Collective ’in ürettiği ve 432.500 dolara satılan “Edmond de Belamy” adlı portre yer almaktadır. Bu eser, YZ tarafından üretilmiş ve geleneksel sanat dünyasında önemli bir tartışma başlatmıştır. Yapay zeka tarafından üretilen eser, Christie’s New York’taki bir satışta yer alan ve Jeff Koons, Banksy gibi sanatçılara ait eserlerin arasında ikinci en pahalı lot oldu. Eserin açıklamasında, sanatçısının adı yerine, yapay zeka teknolojisiyle üretilen bir baskı olduğu ve yayımlandığı detayları belirtilmişti. Bu durum, satıştaki tek anonim eser olmasına yol açtı. Diğer önemli çalışmalar arasında, Refik Anadol ’ın medya sanatları üzerine yaptığı çalışmalar, veri ve algoritmalarla yapılan estetik üretimlerin geleneksel sanatla nasıl entegre olabileceğini araştırmaktadır. Bu çalışmalar, insan ve makine arasındaki yaratıcı ortaklıkların potansiyelini göstermektedir.Refik Anadol’un sanatına dair bir gözlemci şöyle diyebilir: "Refik Anadol, dijital sanatın sınırlarını genişleten bir sanatçı olarak öne çıkıyor. Onun eserleri, izleyicilerin zihinlerinde yeni kapılar aralarak, duygusal ve düşünsel deneyimlerini derinlemesine sorgulamalarına olanak tanıyor. Çoğunlukla devasa boyutlarda olan bu projeler, dünyanın farklı yerlerinde sergilerde izlenebilir ve izleyicileri etkileyici görsel ve işitsel bir yolculuğa çıkarır. Bu araştırma, literatür taraması ve vaka analizi yöntemlerini kullanarak yapılacaktır. YZ ve sanat üzerine yapılan mevcut çalışmaları inceleyerek, insan sanatçılarının YZ ile iş birliği yaptığı projelerden örnekler analiz edilecektir. Ayrıca, bazı sanatsal projeler üzerinde derinlemesine analiz yapılarak, YZ ve insan sanatçılarının nasıl bir simbiyotik ilişki kurdukları ve bunun estetik sonuçları ele alınacaktır Araştırma, YZ ve insan sanatçılarının birbirlerini nasıl tamamladığına dair birkaç ana bulguya ulaşmıştır: Yaratıcı Süreçte Entegrasyon : İnsan sanatçılarının YZ ile etkileşime girerek, geleneksel yöntemleri birleştirdiği ve yeni, özgün sanat formları ürettiği gözlemlenmiştir. Yapay Zeka’nın Özgünlük Üzerindeki Etkisi : YZ, estetik anlamda ilginç ve yenilikçi sonuçlar üretse de, insan sanatçılarının müdahalesi olmadan yalnızca teknik bir araç olarak kalmaktadır. Duygusal Derinlik ve YZ : İnsan sanatçılarının YZ’nin ürettiği eserlerde duygusal derinlik ekleyerek, eserin anlamını zenginleştirdiği ve estetik bir deneyim haline getirdiği görülmüştür. YZ'nin sanat üretiminde önemli bir araç olduğu, ancak insan yaratıcılığının hala bu süreçte kritik bir rol oynadığı sonucuna varılmıştır. İnsan sanatçılarının estetik anlayışları, duygusal zekâları ve kültürel bağlamları, YZ’nin sunduğu potansiyeli daha derin bir anlam taşıyan sanat eserlerine dönüştürmektedir. Bu durum, YZ ve insan sanatçılığı arasında tam anlamıyla bir "simbiyotik ilişki" kurulduğunu gösterir. YZ'nin yaratıcı süreçlere dahil olması, yeni estetik dil ve formların ortaya çıkmasına olanak sağlar, fakat bu süreçte insan müdahalesi ve yaratıcı yönü, eserin kültürel ve duygusal değerini artırmaktadır. YZ’nin sanatla entegrasyonu, sanat dünyasında birkaç etik ve pratik sorunu gündeme getirmektedir. İlk olarak, YZ’nin sanat üretiminde ne kadar "özgün" olduğu sorusu önemli bir tartışma konusudur. Ayrıca, YZ ile üretilen sanat eserlerinin telif hakları ve sanatçının rolü hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Bu durum, sanat dünyasında YZ'nin yerinin ne olacağına dair yeni etik normların geliştirilmesini gerektiriyor. Ayrıca, insan ve makine arasındaki etkileşimin nasıl daha verimli hale getirileceği üzerine pratik çözümler aranmalıdır. Bu makalede, YZ ve insan sanatçılığı arasındaki simbiyotik ilişki incelenmiş ve YZ'nin yaratıcı süreçlerdeki rolü ile insan sanatçılarının katkılarının nasıl birleşebileceği araştırılmıştır. YZ, yaratıcı bir araç olarak insan sanatçılarının etkileşimiyle, sanatı dönüştüren ve zenginleştiren bir potansiyel sunmaktadır. Ancak, bu süreçte insan faktörü, duygusal derinlik ve kültürel bağlam açısından kritik bir rol oynamaktadır. Yapay zeka ve insan sanatçılığı arasındaki simbiyotik ilişkiyi daha derinlemesine araştıran gelecekteki çalışmalar, bu iki alanın daha verimli bir şekilde iş birliği yapabilmesi için yeni teknolojik ve estetik modeller geliştirmelidir. Ayrıca, YZ'nin sanat üretimindeki etik sorunlar üzerine daha kapsamlı bir tartışma yapılmalı ve bu sorunların çözümü için sanat dünyasında yeni normlar oluşturulmalıdır. Gelecekte, YZ ve insan sanatçılarının birlikte çalıştığı projelerle, sanatın sınırlarının daha da genişlemesi ve yeni, bilinmeyen estetik deneyimlerin ortaya çıkması beklenmektedir. Referanslar: Anadol, R. (2023, November 19 - October 29). Unsupervised — Machine Hallucinations — MoMA . Refik Anadol. https://refikanadol.com/works/ Pilevneli. (n.d.). Refik Anadol Biography . Pilevneli. https://www.pilevneli.com/tr/artists/29-refik-anadol/overview/ Art.Art. (2023, May 19). Refik Anadol: Creating narratives where art, science and technology collide . Art.Art Blog. https://art.art/blog/refik-anadol-creating-narratives-where-art-science-and-technology-collide Kinsella, E. (2018, October 25). The first AI-generated portrait ever sold at auction shatters expectations, fetching $432,500—43 times its estimate. Artnet News . https://news.artnet.com/market/first-ever-artificial-intelligence-portrait-painting-sells-at-christies-1379902 Im, J. (2018, October 25). This portrait made by A.I. just sold for $432,000 — that's 40 times the original estimate. CNBC . https://www.cnbc.com/amp/2018/10/25/portrait-made-by-artificial-intelligence-sold-for-432k-at-christies.html Arfbot. (2023, October 4). Tanıyalım Öğrenelim: Refik Anadol Kimdir? Arfbot. https://blog.arfbot.com/taniyalim-ogrenelim-refik-anadol-kimdir/ Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Eğitimde AR ve VR Teknolojisi | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Eğitimde AR ve VR Teknolojisi 22.11.24 Yazar: Nisa Nur Taş AR ve VR teknolojileri, eğitimde soyut kavramları görselleştirerek öğrencilerin anlamalarını kolaylaştırmak ve öğrenme deneyimini zenginleştirmek için kullanılan yenilikçi araçlardır. Bu teknolojiler, özellikle Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat eğitiminde motivasyonu artırarak etkili öğrenme imkânı sunmaktadır. Teknoloji çağı olarak anılan yirmi birinci yüzyılda, teknolojinin sürekli gelişmesinden nasibini alan alanlardan biri de eğitimdir. Teknoloji ile öğrenciler, geleneksel eğitim yöntemlerindense teknoloji ile eğitimin entegre edildiği yöntemlerle eğitim almayı tercih etmektedir. Özellikle öğrencilerin zor konuları daha iyi anlayabilmesine yardımcı olan teknolojiler öğrencilerin ilgisini çekmektedir. Bu bağlamda, Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojileri, özellikle Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat sektöründe eğitim ve öğretim süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. AR ve VR, kullanıcıların dijital bilgileri ve ortamları gerçek dünya ile etkileşimli bir şekilde deneyimlemelerini sağlayan yenilikçi teknolojilerdir. Artırılmış gerçeklik (AR), gerçek dünya görüntülerine dijital bilgilerin yerleştirilmesini sağlayan bir teknolojidir. AR, kullanıcının bulunduğu fiziksel çevreye bilgisayar tarafından üretilen grafik, ses, video veya diğer duyusal bilgileri ekler. Bu teknoloji bir akıllı telefon, tablet veya AR gözlükleri gibi cihazlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Örneğin, bir öğrenci AR teknolojisi kullanarak bir müzede bir tarihi eserin üzerine eklenen dijital bilgiler ile o eser hakkında detaylı bir bilgi edinebilir. Ya da tasarladığı ir projenin gerçek hayatta nasıl gözükeceğini telefonu yardımıyla öğrenebilir. AR’nin en yaygın kullanımlarından biri, eğitimde öğrenciler için fazla karmaşık olan konuları daha anlaşılır hale getirmek için görsel ve etkileşimli materyaller sunmaktır. Sanal Gerçeklik (VR), kullanıcıyı tamamen sanal bir ortama taşıyan bir teknolojidir. VR, özel VR gözlükleri ve bazı ek ekipmanları ile kullanıcının fiziksel dünyadan tamamen koparak sanal bir dünyaya girmesini sağlar. VR’nin eğitimdeki en büyük avantajlarından biri öğrencilere gerçek hayatta deneyimleyemeyecekleri durumları sanal olarak yaşama fırsatıdır. Örneğin, bir mimarlık öğrencisi, VR kullanarak henüz inşa edilmemiş bir binayı sanal olarak gezebilir ve tasarımı inceleyebilir. Geçmişte yapılan çalışmalar, AR ve VR'nin eğitimdeki potansiyel faydalarını vurgulamıştır. Örneğin, Birt ve Cowling (2018), AR'nin mühendislik eğitiminde karmaşık kavramları görselleştirmede etkili olduğunu belirtmiştir. Benzer şekilde, Cheng ve Wang (2019), VR'nin mimarlık eğitiminde öğrencilerin tasarım ve yapı süreçlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olduğunu göstermiştir. Tan ve arkadaşlarının (Tan, 2024) yaptığı çalışmada, AR ve VR teknolojilerinin AEC endüstrisindeki eğitim uygulamaları incelenmiştir. Çalışma, bu teknolojilerin kullanımının öğrenci motivasyonunu artırdığını ve öğrenme sürecini daha etkili hale getirdiğini ortaya koymuştur. Diğer bir çalışma ise, Ayer ve arkadaşlarının (Ayer, 2016) VR'nin inşaat mühendisliği eğitiminde uygulamalı deneyimler sunarak öğrenci başarısını artırdığını göstermiştir. Ayer ve arkadaşlarının (2016) çalışmasında ise, sanal gerçeklik teknolojisinin inşaat mühendisliği eğitimindeki etkilerini değerlendirmek için deneysel bir araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmada, VR teknolojisi kullanılarak eğitim verilen öğrencilerin performansları ve motivasyonları, geleneksel yöntemlerle eğitim alan öğrencilerle karşılaştırılmıştır. Araştırma, veri toplama sürecinde öğrenci anketleri, performans değerlendirmeleri ve gözlemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Birt ve Cowling (2018), mühendislik eğitiminde artırılmış gerçeklik uygulamalarının etkilerini incelemek için nitel bir araştırma yöntemi kullanmıştır. Bu çalışmada, AR teknolojisi ile desteklenen ders materyalleri kullanılarak öğrenci deneyimleri ve geri bildirimleri toplanmıştır. Veri toplama sürecinde, öğrenci görüşmeleri ve odak grup tartışmaları yapılmıştır. Cheng ve Wang (2019), mimarlık eğitiminde VR teknolojisinin kullanımını araştırmak için karma yöntem araştırması kullanmışlardır. Bu çalışmada, öğrenci anketleri ve performans değerlendirmeleri toplanırken, öğrenci görüşmeleri ve ders gözlemleri de kullanılmıştır. Bu şekilde, VR teknolojisinin öğrencilerin tasarım ve yapı süreçlerini anlama üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirme amaçlanmıştır. AR ve VR teknolojilerinin AEC endüstrisindeki eğitim uygulamalarında birçok avantaj sunduğu bulunmuştur. Bu teknolojiler, öğrencilere karmaşık kavramları daha iyi anlama ve pratik deneyimler kazanma imkânı sunmaktadır. Ayrıca, AR ve VR'nin öğrenci motivasyonunu ve katılımını artırdığı gözlemlenmiştir. Örneğin, bir çalışma, AR tabanlı eğitim materyallerinin kullanımıyla öğrencilerin öğrenme sürecine daha aktif katıldıklarını göstermiştir (Tan et al., 2024). Elde edilen bulgular, AR ve VR'nin eğitimde büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Bu teknolojiler, özellikle karmaşık ve soyut kavramların öğretiminde etkili olabilir. Ayrıca, öğrencilerin aktif katılımını teşvik ederek öğrenme sürecini daha etkili hale getirebilir. Ancak, bu teknolojilerin uygulanması sırasında dikkat edilmesi gereken etik ve pratik konular da bulunmaktadır. Bulgular, AR ve VR teknolojilerinin mimarlık, mühendislik ve inşaat endüstrisindeki eğitimde kullanımının, öğrenci başarısını artırma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Ancak, öğrencilerin bu teknolojileri sağlıklı bir şekilde kullanabilmesi için etik kurallara uyulması ve öğrenci verilerinin güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, bu teknolojilerin yaygınlaştırılması için gerekli olan altyapı ve kaynakların sağlanması önemlidir. Elde edilen bulgular, bu teknolojilerin eğitimde önemli avantajlar sunduğunu göstermektedir. Öğrencilerin karmaşık kavramları daha iyi anlamalarına ve hayal güçlerini daha iyi kullanmalarına yardımcı olan bu teknolojiler, aynı zamanda öğrenci motivasyonunu ve katılımını artırmaktadır. Gelecekteki araştırmalar, bu teknolojilerin eğitimde uzun vadedeki etkilerini daha ayrıntılı olarak incelemelidir. Bu teknolojilerin diğer alanlardaki öğrencileri nasıl etkilediği ve aynı şekilde verimlilik sağlayıp sağlamadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, bu teknolojilerin uygulanmasında karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukların nasıl aşılabileceği konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Eğitim kurumları, bu teknolojileri yaygınlaştırmak için gerekli altyapı ve kaynakları sağlamalıdır. Referanslar: Ayer, S. K., Messner, J. I., & Anumba, C. J. (2016). Augmented reality gaming in sustainable design education. Journal of Architectural Engineering, 22(1), 04015012. Birt, J., & Cowling, M. (2018). Assessing mobile mixed reality affordances as a comparative visualization pedagogy for design communication. Research in Learning Technology, 26. Cheng, K. H., & Wang, S. L. (2019). Applying augmented reality to enhance learning: A study of different teaching methods. Journal of Computer Assisted Learning, 35(5), 614-622. Tan, Y., Xu, W., Li, S., & Chen, K. (2024). Augmented and Virtual Reality (AR/VR) for Education and Training in the AEC Industry: A Systematic Review of Research and Applications. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Üye Sayfası | TechMakale

    Aradığınız Sayfayı Bulamıyoruz Bu sayfa mevcut değil. Ana sayfaya giderek keşfetmeye devam edin. Ana Sayfa

  • Self-Healing Concrete: İnşaat Malzemelerinde Devrimsel Bir Yaklaşım

    fae8f01d-4bd8-4c12-8675-e60d546948f3Kendini iyileştiren beton, çatlakları süreç içerisinde onararak yapıların dayanıklılığını artıran ve bakım maliyetlerini azaltan yenilikçi bir malzemedir. Otojen iyileşme, kapsülleme ve bakteriyel iyileşme gibi mekanizmalar ile çalışan bu beton türü, inşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmektedir. Önceki Makale Sonraki Makale Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Self-Healing Concrete: İnşaat Malzemelerinde Devrimsel Bir Yaklaşım 14.01.25 Yazar: Tuğçe Vural Kendini iyileştiren beton, çatlakları süreç içerisinde onararak yapıların dayanıklılığını artıran ve bakım maliyetlerini azaltan yenilikçi bir malzemedir. Otojen iyileşme, kapsülleme ve bakteriyel iyileşme gibi mekanizmalar ile çalışan bu beton türü, inşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmektedir. İnşaat endüstrisi, beton yapılarının dayanıklılığı ve bakımı ile ilgili önemli zorluklar ile karşı karşıyadır. Geleneksel betonun kendini onarma yeteneği sınırlı olduğundan, sık sık onarım ve kaynak tüketimi gerektirmektedir. Kendini iyileştiren beton, malzeme bilimi alanında bir paradigma değişikliğini temsil etmekle beraber biyolojik ve kimyasal mekanizmaları entegre ederek beton yapıların ömrünü ve dayanıklılığını artırmaktadır. Bu yenilikçi yaklaşım, sadece çatlama sorununu ele almakla kalmamakta, aynı zamanda da sürdürülebilirliğe katkıda bulunarak onarım ihtiyacını azaltmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, çeşitli kendini iyileştirme tekniklerine odaklanmıştır; bunlar arasında otojen iyileşme, iyileştirme ajanlarının kapsüllenmesi ve bakterilerin kullanımı yer almaktadır. Otojen iyileşme, betonun doğal olarak küçük çatlaklarını iyileştirme yeteneğini ifade etmektedir. Fakat bu yöntem genellikle yalnızca sınırlı bir dayanıklılık geri kazanmasını sağlamaktadır (Huang & Ye, 2011). Kapsül bazlı kendini iyileştirme ise beton matrisine iyileştirme ajanlarını içeren mikro kapsüllerin yerleştirilmesini içermektedir. Çatlaklar oluştuğunda, bu kapsüller patlayarak çatlakları doldurmakta ve yapısal bütünlüğün yeniden sağlaması amacıyla iyileştirme ajanlarını serbest bırakmaktadır (Jonkers, 2017). Bakteriyel kendini iyileştiren beton, çatlakları kapatmak için kalsiyum karbonat çökelti üreten mikroorganizmaları kullanmakta ve bu da malzemenin genel dayanıklılığını artırmaktadır (Wang et al., 2016). Kendini iyileştiren beton, birkaç mekanizma aracılığıyla çalışmaktadır: Otojen İyileşme : Bu süreç, beton matrisinde reaktifi kalmış çimento parçacıklarının hidratasyonuna dayanmaktadır. Çatlaklar oluştuğunda, nem bu parçacıklara nüfuz edebilmekte ve bu da kalsiyum karbonat oluşumuna yol açarak küçük çatlakları kapatabilmektedir. Kapsülleme : İyileştirme ajanlarını içeren mikro kapsüller, betona entegre edilmektedir. Çatlak oluştuğunda, bu kapsüller açılmakta ve içerikleri serbest bırakılarak iyileşme sürecini başlatmaktadır. Bakteriyel İyileşme : Belirli bakteri türleri beton karışımına eklenmektedir. Çatlaklar geliştiğinde, nem bakterileri aktive etmekte ve kalsiyum karbonat üreterek çatlakları doldurup dayanıklılığı geri kazandırmaktadır (Wang et al., 2016). Birçok deneysel çalışma, kendini iyileştiren betonun etkinliğini göstermektedir. Örneğin, Jonkers ve arkadaşları (2010) tarafından yapılan araştırmada, bakteriyel kendini iyileştiren betonun 63 gün sonra %40'a kadar iyileşme verimliliği elde edebildiği gösterilmiştir; bu da malzemenin dayanıklılığını önemli ölçüde artırmaktadır. Benzer şekilde, kapsüllü iyileştirme ajanları üzerine yapılan çalışmalar, kapsüllü sistemlerin etkili bir şekilde çatlakları onarma yeteneğini sergilemiştir (Huang & Ye, 2011). Kendini iyileştiren teknolojilerin betona entegrasyonu, bakım maliyetlerinin azaltılması, hizmet ömrünün uzatılması ve sürdürülebilirliğin artırılması gibi birçok avantajı sunmaktadır. Fakat bu malzemelerin yaygınlaşması önünde de bazı engeller bulunmaktadır. Yüksek maliyetler, hükümet politikaları ve düzenleyici engeller, bu malzemelerin kullanımını sınırlayabilmektedir. Ayrıca sektördeki bazı firmaların yenilikçi malzemelere karşı isteksizliği, bu sürecin önündeki bir diğer engeldir. Bununla beraber kendini iyileştiren beton, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularında büyük bir potansiyele sahiptir. İnovasyon ve teknoloji, bu malzemelerin geliştirilmesi ve uygulanmasında kritik bir rol oynamaktadır. Sektörün bu malzemelerin faydalarını anlaması ve benimsemesi, sürdürülebilir inşaatın geleceği için hayati önem taşımaktadır. Kendini iyileştiren beton, inşaat malzemelerinde önemli bir ilerlemeyi temsil etmekte ve geleneksel betonun karşılaştığı zorluklara sürdürülebilir bir çözüm sunmaktadır. Çatlakları otomatik olarak onararak kendini iyileştiren beton, yapıların dayanıklılığını artırabilir iken bakım maliyetlerini de azaltmaktadır. Kendini iyileştiren betonun potansiyelini tam olarak gerçekleştirmek için aşağıdaki öneriler sunulmaktadır: Test Yöntemlerinin Standardizasyonu : Farklı beton türlerinin kendini iyileştirme verimliliğini değerlendirmek için standart protokoller geliştirilmelidir. Ekonomik Fizibilite Çalışmaları : Kendini iyileştiren betonun inşaat projelerinde ekonomik uygulanabilirliğini değerlendirmek amacıyla kapsamlı maliyet-fayda analizleri yapılmalıdır. Disiplinlerarası Araştırma : Araştırmacılar arasında işbirliği teşvik edilmeli ve kendini iyileştiren betonun performansını artırmak için yenilikçi yaklaşımlar da keşfedilmelidir. Saha Uygulamaları : Kendini iyileştiren betonun gerçek dünya koşullarında test edilmesi için pilot projeler uygulanmalıdır, bu da performansı ve dayanıklılığı hakkında değerli veriler sağlayacaktır. Bu önerileri dikkate alarak, inşaat sektörü kendini iyileştiren betonun avantajlarından yararlanabilir ve daha dayanıklı ve sürdürülebilir altyapılar inşa edebilir. Referanslar Huang, H., Ye, G., Leung, C., & Wan, K. (2011, September). Application of sodium silicate solution as self-healing agent in cementitious materials. In International RILEM conference on advances in construction materials through science and engineering (pp. 530-536). RILEM Publications SARL: Hong Kong, China. Mors, R. M., & Jonkers, H. M. (2017). Feasibility of lactate derivative based agent as additive for concrete for regain of crack water tightness by bacterial metabolism. Industrial crops and products , 106 , 97-104. Van Tittelboom, K., Wang, J., Araújo, M., Snoeck, D., Gruyaert, E., Debbaut, B., ... & De Belie, N. (2016). Comparison of different approaches for self-healing concrete in a large-scale lab test. Construction and building materials , 107 , 125-137. Jonkers, H. M., Thijssen, A., Muyzer, G., Copuroglu, O., & Schlangen, E. (2010). Application of bacteria as self-healing agent for the development of sustainable concrete. Ecological engineering , 36 (2), 230-235. Teknoloji ve Sürdürülebilirkik/Çevre Son Yazılar 11.03.25 Yapay Zeka ve İklim Krizi: Akıllı Çözümlerle Karbon Ayak İzini Azaltmak Yapay zeka, iklim değişikliğiyle mücadelede enerji verimliliği, ulaşım optimizasyonu, tarımsal faaliyetler ve hava kirliliği yönetimi gibi alanlarda önemli çözümler sunarak karbon ayak izini azaltma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması için altyapı, maliyet ve etik zorluklar gibi engellerin aşılması gerekmektedir. Daha Fazla 14.01.25 Self-Healing Concrete: İnşaat Malzemelerinde Devrimsel Bir Yaklaşım Kendini iyileştiren beton, çatlakları süreç içerisinde onararak yapıların dayanıklılığını artıran ve bakım maliyetlerini azaltan yenilikçi bir malzemedir. Otojen iyileşme, kapsülleme ve bakteriyel iyileşme gibi mekanizmalar ile çalışan bu beton türü, inşaat sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmektedir. Daha Fazla 26.11.24 Döngüsel Ekonomi ve Atık Azaltma Döngüsel ekonomi, kaynakların yeniden kullanımı ve atık azaltma yoluyla sürdürülebilir ekonomik büyümeyi hedefleyen bir modeldir. Bu yaklaşım, geri dönüşüm, tüketici bilinci ve hükümet politikaları gibi stratejilerle çevresel etkileri minimize etmeyi amaçlamaktadır. Daha Fazla 15.10.24 Akıllı Şehirler ve Sürdürülebilirlik: Geleceğin Şehirleri İçin Bir Yol Haritası Bu makale, akıllı binaların enerji verimliliği, su tasarrufu ve çevre dostu malzeme kullanımı gibi unsurlarla sürdürülebilir inşaat üzerindeki etkilerini incelemektedir. Akıllı teknolojilerin çevresel etkileri azaltır iken yaşam kalitesini artırdığı fakat yüksek maliyetler ve gerekli bilgi birikimi gibi zorlukları doğurduğu vurgulanmaktadır. Daha Fazla 22.07.24 Karbon Nötr Beton ve Malzemeler: İnşaat Sektörünün Geleceği Bu makale, karbon nötr betonun tanımını, üretim tekniklerini ve çevresel etkilerini incelemektedir. Literatürde, karbon nötr betonun üretiminde karbon yakalama ve depolama teknolojileri, düşük karbonlu bağlayıcılar ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yer verilmiştir. Daha Fazla 08.07.24 Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) Teknolojileri Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan CO2'yi yakalayıp depolayarak iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu makale, CCS teknolojilerinin temel prensiplerini, literatürünü ve gelecekteki potansiyelini incelemektedir. Daha Fazla

  • Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri 20.05.24 Yazar: Nursima Çalış Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli rol oynayan ve ülkelerin en çok yatırım yaptığı alanlar genellikle sağlık,teknoloji,eğitim,tarım,sanayi ve turizm gibi alanlardır.özellikle ülkelerin teknoljik gelişmelere ve yapay zekaya AI yaptığı yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Teknolojik gelişmenin önemini ve uzun dönemde ekonomiye katkısını savunan Schumpeter, kapitalist sistemde uzun konjonktür dalgaları olduğu görüşünü benimsemiş ve kapitalist sistemin buhran evresinden çıkarak yeniden canlanma evresine geçişinin teknolojik yeniliklerle (inovasyon) gerçekleştiğini belirtmiştir.Kovid19 ile hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zeka bugün bir çok ülke tarafından öncü yatırım halini almış durumda .Yapılan çalışmaların hızına ve değişimine ayak uydurmaya çalışan ülkeler,yatırımları sadece kendi ülke sınırları içinde değil, potansiyel gördükleri yabancı ülkelere de yatırım yapmaktalar. Son yıllarda Çin, Kanada ve Fransa gibi ülkelerin yapay zekâ alanında yaptığı yatırımlar ve yatırımları sonucu elde ettikleri başarılar teknolojinin ekonominin merkezi konumunda olduğunu anlamamız için yeterli bir kanıt niteliğindedir.Bu alandaki en büyük yatırımı yapan dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin, yapay zeka teknolojilerinde 2017’de 12 milyar dolar yatırım yaparak,2030’da 150 milyar dolar değerinde bir yapay zeka endüstrisi ve ilgili sektörlerle beraber ise değeri 1.4 trilyon doları bulan bir endüstri hedeflemekte.Pekin yönetimi 2017’de Yeni Nesil Yapay Zeka Geliştirme Planı’nı duyurmuştu. Yapay zekada 2025’e kadar küresel lider olmayı amaçlayan Çin, 2030’de bu alanda inovasyon için ana merkez haline gelmek istemektedir. Çin’in yapay zeka alanındaki akademik araştırmalarda en fazla atıf alan araştırma sayısı bakımından ABD'yi geride bırakma ihtimali dikkatleri üzerine çekmektedir. ABD OpenAI gibi büyük kuruluşlara sahip olması onu yapay zeka konusunda iyi bir noktaya yerleştirmektedir ancak Çinin yapay zekayı günlük hayatta uyarlama politikası ile alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeler gibi bir çok yerde yapay zekayı görmemiz mümkün bu da Çini ekonomik anlamda bir adım öne taşımaktadır. Hata yapma oranının düşmesinden ,işleri daha hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirmesinden kaynaklı yapay zeka araçları çeşitli sektörlerde insan yerini alabilecek konumdadır Yapay zekanın birçok sektörde kullanılacağı gerçeği bazı meslek gruplarının yok olmasına neden olabilir. Bu da ileriki zamanlarda işsizlik oranında artış olarak gözlemlenebilir. Sonuç olarak yapay zeka çok hızlı bir şekilde büyümeye devam etmekte, yapay zeka evreni içinde yer almayan ülkeler gelecek zamanda ekonomik ve sosyal anlamda büyük sorunlarla karşılaşacak gibi görünmektedir. Referanslar Istanbul Ticaret Gazetesi. (t.y.). Dünya stratejisini yapay zeka üzerine kuruyor. Erişim adresi: https://istanbulticaretgazetesi.com/tr/dunya-stratejisini-yapay-zeka-uzerine-kuruyor Journal of Emerging Economies and Policy. (2022). Erişim adresi: http://dergipark.org.tr Author. (2024, Ocak 8). In the race for AI supremacy, China and the US are travelling on entirely different tracks. The Guardian . Erişim adresi: https://www.theguardian.com/world/2024/jan/09/in-the-race-for-ai-supremacy-china-and-the-us-are-travelling-on-entirely-different-tracks Gartner. (2023, Kasım 9). Invest Implications: Forecast Analysis: Artificial Intelligence Software, 2023-2027, Worldwide. Erişim adresi: https://www.gartner.com/en/documents/4925331 Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri

    Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknolojinin Ülke Ekonomisindeki Yeri 20.05.24 Yazar: Nursima Çalış Yeni dünya ülkelerinin ekonomilerini büyütmek için yaptığı yatırımlar ve bu yatırımlar arasında teknolojinin yeri - ABD ve Çin arasındaki AI savaşı Bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli rol oynayan ve ülkelerin en çok yatırım yaptığı alanlar genellikle sağlık,teknoloji,eğitim,tarım,sanayi ve turizm gibi alanlardır.özellikle ülkelerin teknoljik gelişmelere ve yapay zekaya AI yaptığı yatırımlar her geçen gün artmaktadır. Teknolojik gelişmenin önemini ve uzun dönemde ekonomiye katkısını savunan Schumpeter, kapitalist sistemde uzun konjonktür dalgaları olduğu görüşünü benimsemiş ve kapitalist sistemin buhran evresinden çıkarak yeniden canlanma evresine geçişinin teknolojik yeniliklerle (inovasyon) gerçekleştiğini belirtmiştir.Kovid19 ile hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen yapay zeka bugün bir çok ülke tarafından öncü yatırım halini almış durumda .Yapılan çalışmaların hızına ve değişimine ayak uydurmaya çalışan ülkeler,yatırımları sadece kendi ülke sınırları içinde değil, potansiyel gördükleri yabancı ülkelere de yatırım yapmaktalar. Son yıllarda Çin, Kanada ve Fransa gibi ülkelerin yapay zekâ alanında yaptığı yatırımlar ve yatırımları sonucu elde ettikleri başarılar teknolojinin ekonominin merkezi konumunda olduğunu anlamamız için yeterli bir kanıt niteliğindedir.Bu alandaki en büyük yatırımı yapan dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin, yapay zeka teknolojilerinde 2017’de 12 milyar dolar yatırım yaparak,2030’da 150 milyar dolar değerinde bir yapay zeka endüstrisi ve ilgili sektörlerle beraber ise değeri 1.4 trilyon doları bulan bir endüstri hedeflemekte.Pekin yönetimi 2017’de Yeni Nesil Yapay Zeka Geliştirme Planı’nı duyurmuştu. Yapay zekada 2025’e kadar küresel lider olmayı amaçlayan Çin, 2030’de bu alanda inovasyon için ana merkez haline gelmek istemektedir. Çin’in yapay zeka alanındaki akademik araştırmalarda en fazla atıf alan araştırma sayısı bakımından ABD'yi geride bırakma ihtimali dikkatleri üzerine çekmektedir. ABD OpenAI gibi büyük kuruluşlara sahip olması onu yapay zeka konusunda iyi bir noktaya yerleştirmektedir ancak Çinin yapay zekayı günlük hayatta uyarlama politikası ile alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeler gibi bir çok yerde yapay zekayı görmemiz mümkün bu da Çini ekonomik anlamda bir adım öne taşımaktadır. Hata yapma oranının düşmesinden ,işleri daha hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirmesinden kaynaklı yapay zeka araçları çeşitli sektörlerde insan yerini alabilecek konumdadır Yapay zekanın birçok sektörde kullanılacağı gerçeği bazı meslek gruplarının yok olmasına neden olabilir. Bu da ileriki zamanlarda işsizlik oranında artış olarak gözlemlenebilir. Sonuç olarak yapay zeka çok hızlı bir şekilde büyümeye devam etmekte, yapay zeka evreni içinde yer almayan ülkeler gelecek zamanda ekonomik ve sosyal anlamda büyük sorunlarla karşılaşacak gibi görünmektedir. Referanslar Istanbul Ticaret Gazetesi. (t.y.). Dünya stratejisini yapay zeka üzerine kuruyor. Erişim adresi: https://istanbulticaretgazetesi.com/tr/dunya-stratejisini-yapay-zeka-uzerine-kuruyor Journal of Emerging Economies and Policy. (2022). Erişim adresi: http://dergipark.org.tr Author. (2024, Ocak 8). In the race for AI supremacy, China and the US are travelling on entirely different tracks. The Guardian . Erişim adresi: https://www.theguardian.com/world/2024/jan/09/in-the-race-for-ai-supremacy-china-and-the-us-are-travelling-on-entirely-different-tracks Gartner. (2023, Kasım 9). Invest Implications: Forecast Analysis: Artificial Intelligence Software, 2023-2027, Worldwide. Erişim adresi: https://www.gartner.com/en/documents/4925331 Güncel Teknoloji ve Finans/Ekonomi Makaleleri 01.04.25 Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur. Daha Fazla 04.02.25 Şeffaf Finans Dünyası:Regtech RegTech, finans sektöründe düzenleyici uyumluluk, veri analizi ve kimlik doğrulama gibi alanlarda düşük maliyetli ve etkili çözümler sunarak şeffaflık ve istikrar sağlamaktadır. Aynı zamanda zamandan tasarruf ve itibar kaybını önleme gibi avantajlarla bankacılık sektörünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Daha Fazla 05.12.24 Merkez Bankalarının Dijital Para Birimine Geçişi Bu makalede, Merkez Bankası Dijital Para Sistemleri (CBDC) ve avantajları ile dezavantajları ele alınmaktadır. Özellikle dijital para sistemlerinin ekonomik etkileri, finansal sistemdeki dönüşüm ve potansiyel riskler üzerine bir analiz yapılmaktadır. Daha Fazla 30.10.24 Yeşil Teknolojiler Ve Ekonomik Çözüm Yeşil ekonomi, çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomik yaklaşımdır. Yeşil teknoloji ise çevre dostu üretim süreçleri ile enerji tasarrufu ve doğal kaynakların verimli kullanımını sağlayarak bu hedefe ulaşmada önemli bir rol oynar. Daha Fazla 25.08.24 Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 07.07.24 E-Ticaretin Ülke Ekonomilerindeki Yeri E-ticaretin ekonomik büyüme, istihdam ve verimliliğe katkılarını incelerken; lojistik zorluklar ve sürdürülebilirlik sorunlarına da değinmektedir. Ayrıca, e-ticaretin geleneksel perakende sektöründe rekabet baskısı yarattığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla

  • Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme 10.06.25 Yazar: Neris Öncü Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini zaman ve mekan sınırlarını aşarak daha erişilebilir hale getiriyor. Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte bu teknolojiler hızla yaygınlaştı. Yapay zeka, hastaların sağlık durumlarını izlemek, semptomları değerlendirmek ve tedavi süreçlerini daha etkili hale getirmek için kullanılıyor. Bunun yanında, bireylere özel tedaviler geliştirilmesine ve sağlık sistemlerinde verimliliğin artmasına katkı sağlıyor. Bu makalede, Yapay zekanın telesağlık ve uzaktan izleme alanındaki rolü, hastalar ve sağlık sistemleri için sunduğu faydalar, karşılaşılan zorluklar ve bu teknolojilerin gelecekte sağlık sektörünü nasıl dönüştürebileceği ele alınacak. [7] Telesağlık ve uzaktan izleme, hastaların sağlık hizmetlerine uzaktan erişimini sağlayan ve sağlık verilerinin dijital araçlarla takip edildiği modern sağlık yöntemleridir. Özellikle kronik hastalıkların yönetimi, yaşlı bakımı ve acil durumlarda erişim ihtiyacı gibi alanlarda önemli çözümler sunmaktadır. Bu sistemler, yalnızca hasta-hekim iletişimini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda zaman, maliyet ve kaynak yönetimi açısından da sağlık sistemlerini daha verimli hale getirir. Semptom değerlendirme, teşhis önerileri, hasta verilerinin analizi ve tahminler gibi süreçlerde telesağlık teknolojileri hız ve doğruluk sağlar. Pandemi döneminde hızla artan telesağlık kullanımı, bu teknolojinin gelecekteki potansiyelini ve önemini gözler önüne sermiştir. Günümüzde telesağlık, daha kişiselleştirilmiş, kesintisiz bir sağlık deneyimi sunma yolunda hızla gelişmektedir. [6] [7] Yapılan araştırmalar, yapay zekanın dijital sağlık hizmetlerinde kullanımının giderek arttığını ortaya koymaktadır. 2019 yılında gerçekleştirilen bir incelemede, yapay zeka ile ilgili 27,451 akademik çalışma olduğu ve bu çalışmaların son yıllarda eksponansiyel bir ivme kazandığı belirtilmiştir. Ayrıca, yapay zekanin sağlık hizmetlerinde sağladığı faydalar arasında maliyet düşürme, tedavi süreçlerinin hızlandırılması ve hasta memnuniyetinin artırılması yer almaktadır. [1] [2] "Watson for Health" gibi yapay zeka uygulamaları, doktorlara teşhis koyma süreçlerinde destek sağlamaktadır. Bunun yanı sıra "Deep Mind" gibi sistemler de sağlık profesyonellerinin çevrimiçi olarak işbirliği yapmasına olanak tanımaktadır [3] Wysa, stres, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklara yönelik destek sunan bir yapay zeka uygulamasıdır. Kullanıcıların ruh sağlığını iyileştirmek için kişiselleştirilmiş önerilerde bulunmaktadır. (Inkster, Sarda & Subramanian, 2019) [4] Bu çalışma, nesnelerin interneti (IoT) kullanarak kronik hastalıkların uzaktan izlenmesi üzerine odaklanmaktadır. Yapay zeka destekli bu sistemler, hastaların sağlık verilerini gerçek zamanlı olarak takip etmektedir. (Büyükgöze&Dereli, 2019) [5] Çalışmada betimsel nitelikte ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama için yapay zeka ve telesağlık ile ilişkili gücel kaynaklar ve çalışmalar incelenmiş, gözden geçirilmiştir. Telesağlık ve Uzaktan İzleme Sistemlerinde Yapay Zeka Kullanımı: Semptom analizi, teşhis önerileri ve tedavi planlamasında yapay zeka önemli bir rol oynar. Sağlık verilerinin gerçek zamanlı analizi, hastaların durumunun daha hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirilmesine imkan tanır. Kronik Hastalık Yönetimi ve Uzaktan İzleme: Yapay zeka, kronik hastalıkların takibi için giyilebilir cihazlar ve mobil uygulamalar aracılığıyla kişisel sağlık verilerini sürekli izler. Kalp hastalıkları, diyabet ve solunum problemleri gibi durumlarda erken müdahaleyi mümkün kılar. Erişilebilirlik ve Eşitlik: Telesağlık, kırsal veya sağlık hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu bölgelerde sağlık hizmetlerini daha ulaşılabilir hale getirir. Ancak, teknolojik altyapı eksiklikleri ve dijital uçurum, eşit erişim konusunda hala zorluklar yaratmaktadır. Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirme potansiyeli taşıyor. Özellikle kronik hastalıkların yönetimi, hasta memnuniyeti ve maliyet azaltımı gibi alanlarda büyük faydalar sağlıyor. Ancak, veri gizliliği, eşit erişim ve etik sorumluluklar gibi konular bu teknolojilerin daha geniş çapta uygulanması için aşılması gereken önemli engeller olarak öne çıkıyor. Gelecekte, bu sistemlerin gelişen teknolojiyle daha kapsamlı ve etkili hale gelmesi bekleniyor. Yapay zeka destekli telesağlık sistemleri, sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırsa da veri gizliliği, güvenlik ve eşitlik gibi etik sorunları beraberinde getiriyor. Hastaların kişisel bilgilerinin korunması kritik bir öncelikken, teknolojik altyapıya erişim eksiklikleri, bu hizmetlerin herkese eşit şekilde sunulmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, bu sistemlerin etik standartlara uygun şekilde geliştirilmesi ve uygulanması büyük önem taşıyor. Sonuç olarak, yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve verimli hale getirme potansiyeline sahiptir. Ancak, veri güvenliği, erişim eşitsizliği ve etik sorumluluklar gibi zorluklar, bu teknolojilerin etkin bir şekilde uygulanmasını engelleyebilir. Bu nedenle, güvenlik önlemleri güçlendirilerek ve altyapı erişimi iyileştirilerek bu sistemlerin daha geniş kitlelere ulaşması sağlanmalıdır. Ayrıca, etik standartlar oluşturularak, hasta hakları ve gizliliği korunmalıdır. Referanslar: [1] National Library of Medicine. (2019, April 25). Role of artificial intelligence within the telehealth domain . https://www.ncbi.nlm.nih.gov/ [2] AppMaster. (2023, November 27). Düşük kodlu yapay zeka ile akıllı sağlık sistemleri oluşturma . https://appmaster.io/ [3] Winss. (n.d.). Teletıbbın şimdi ve gelecekte sağlık alanını gerçekten nasıl dönüştürebileceği . https://winss.com/ [4] Anadolu Ajansı. (2023, December 21). Bilim insanları, 2023'te birçok keşif ve buluşla yeni gelişmelere ışık tuttu . https://www.aa.com.tr/ [5] Dusuniot. (2024, August 29). IoT tabanlı uzaktan yaşlı izleme nasıl çalışır: Teknolojiler, cihazlar ve kullanım örnekleri . https://www.dusuniot.com/ [6] Yeşil Science. (n.d.). 16 sağlıkta yapay zeka uygulaması . https://yesilscience.com/ [7] Speaker Agency. (2024, January 30). Sağlık teknolojisinin yükselişi: Tele-tıp, mobil sağlık uygulamaları ve yapay zeka destekli tıbbi tanı . https://speakeragency.com.tr/ Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Dijital Medya ve Etkileşim: İçerik Üreticileri ve İzleyici ilişkileri

    Teknolojinin gelişmesi ile günümüzde önemli bir şekilde yer alan sosyal medya platformları ve popüler bir meslek haline gelen sosyal medya içerik üreticilerinin medyaya olan katkıları ve insanlara olan etkileri. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Dijital Medya ve Etkileşim: İçerik Üreticileri ve İzleyici ilişkileri 24.06.24 Yazar: Gamze Değirmen Teknolojinin gelişmesi ile günümüzde önemli bir şekilde yer alan sosyal medya platformları ve popüler bir meslek haline gelen sosyal medya içerik üreticilerinin medyaya olan katkıları ve insanlara olan etkileri. Dijital medya, geleneksel medya uygulamalarının ötesinde, bireylerin ve insan gruplarının geniş kitlelere ulaşmasını mümkün kılmıştır. YouTube, Instagram, TikTok gibi platformlar, sosyal medya içerik üreticilerinin (influencer'lar, vlogerlar, eğitimciler vb.) izleyicilere doğrudan erişim sağlayarak içeriklerini paylaşmalarına olanak tanır. Bu olanaklar günümüzde herkesin birer içerik üreticisi olabileceğini, sosyal medyada içerik üretmenin de artık bir meslek olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır. Geleneksel medyanın aksine, izleyicilerin içeriklere aktif katılım sağlayabilmesi sosyal medya platformlarının en öne çıkan özelliklerinden birisidir. İzleyiciler, içerik üreticileriyle yorumlar, mesajlar ve benzeri şekilde kolayca iletişime geçerek içerik üreticisinin başarısını önemli ölçüde etkileyebilmektedirler. Bu kolaylıklar ise izleyicilerin sosyal medyaya daha fazla bağlı olmalarına sebep olmakla beraber sosyal medya içerik üreticilerine daha fazla sadık kalarak etkileşim vermelerine yol açmaktadır. Peki sosyal medya ve sosyal medya içerik üreticileri izleyicileri nasıl etkilemektedir? New Media, New Influencers and Implications for the Public Relations Profession (Yeni Medya, Yeni Etkileyiciler ve Halkla İlişkiler Mesleğine Etkileri) araştımasına göre, yeni medya araçları ve sosyal medya platformları, sosyal medya içerik üreticilerinin halkla ilişkiler ve pazarlama üzerindeki etkisini büyük ölçüde değiştirmiştir. Bloglar, videolar ve podcast’ler gibi araçlar, insanların görüşlerini geniş kitlelere duyurmasına olanak tanımakta ve bu yeni sosyal medya içerik üreticileri, geleneksel pazarlama yöntemlerine göre daha çok tercih edilmeye başlanmıştır. Sosyal medya içerik üreticilerinin etki etme kriterlerinin arasında içerik kalitesi, markaya uygunluk ve arama motoru sıralamaları öne çıkarken, katılım ve etkileşim düzeyleri de önemli ölçütler arasında yer almaktadır. Bu değişim, pazarlama ve halkla ilişkiler profesyonellerini hem heyecanlandırmakta hem de endişelendirmektedir.[1] Yapılan başka bir araştırmaya göre, sosyal medya içerik üreticileri ile Mısır’daki gençlerin sanal dünyadaki oluşturdukları kimlikler arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu araştırma, 2011’de devrim geçiren ve genç nüfusunun yaklaşık %60’ını oluşturan Mısır’daki gençlerin, sosyal medyayı en yoğun kullanan ve etkileyicilerin en büyük hayran kitlesini oluşturan grup olduğunu vurgulamaktadır. Dokuz sosyal medya içerik üreticisi ve on sekiz izleyici genç ile yapılan yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmelerin analizi, sosyal medya içerik üreticilerinin takipçilerinin çevrimiçi kimlik oluşturma süreçlerinde aracı bir rol oynadığını göstermiştir.[2] Her geçen gün sosyal medya platformlarına eklenen yeni özellikler ve hatta piyasaya sürülen rakip platformlar ile izleyicilerin ve içerik üreticilerinin çoğaldığını söylemek mümkün. Bu yeni gelişmeler, içerik üreticilerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlarken, izleyicilerin de çeşitli ve zengin içeriklere erişimini kolaylaştırmakla beraber, rakip platformlar için de yapılması gereken yenilikler açısından birçok fikir vermiş olur çünkü, sosyal medya platformlarına eklenen yeni özellikler ve piyasaya sürülen rakip platformlar, içerik üreticileri ve izleyiciler için daha fazla seçenek sunar. Örneğin, TikTok’un kısa video formatı diğer platformların da benzer özellikler sunmasına yol açmıştır, bu da içerik üreticileri için yeni fırsatlar yaratmıştır. Yeni özellikler ve platformlar, izleyicilerin dikkatini çekmek ve etkileşimi artırmak için içerik üreticilerini daha yaratıcı olmaya teşvik etmektedir. Her gün eklenen özellikler ve piyasaya sürülen rakip platformlar sadece sosyal medya içerik üreticilerini değil, izleyicileri de içlerine sürükleyen unsurlar olmalarıyla beraber izleyicilerin platformlarda oluşturdukları online kimliklerini de sosyal medya içerik üreticileri aracılığıyla etkilemektedirler. Dijital medya ve sosyal platformlar, içerik üreticileri ve izleyiciler arasındaki etkileşimi ve medya tüketim alışkanlıklarında köklü değişikliklere yol açmıştır. Sosyal medya içerik üreticilerinin ve izleyicilerinin karşılıklı etkileşimleri, içerik üreticilerinin kimlik inşası üzerinde dolaylı bir etkiye sahip olup, bu yeni medya ortamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu yapı, gelecekte de teknoloji ve trendlerin evrilmesiyle şekillenmeye devam edecektir. Referanslar [1] https://issuelab.org/resources/928/928.pdf [2] https://intellectdiscover.com/content/journals/10.1386/cjcs_00017_1 Teknoloji ve Medya Son Yazılar 14.12.24 Yapay Zeka ve Gazetecilik: Dijital Dönüşümde Yeni Bir Araç Bu makalede, gazetecilikte yapay zeka kullanımının etkileri incelenmektedir. Yapay zekanın haber üretim sürecinde hız, doğruluk ve kişiselleştirme gibi avantajlar sağladığı, ancak tarafsızlık ve etik sorunlar gibi dikkat edilmesi gereken zorluklar sunduğu vurgulanmaktadır. Daha Fazla 09.11.24 Podcast’lerin Yükselişi Podcast'ler sosyal medya ve teknolojinin etkisiyle popülerlik kazanarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmakta ve içerik üreticilerinin toplumsal farkındalık yaratma ve eğlence alanında etkili bir araç olarak kullanmaları önerilmektedir. Daha Fazla 02.09.24 Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla 29.08.24 VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Daha Fazla 07.08.24 Sosyal Medya Kullanıcıları ve Sahte Haberler: Sosyal Medyada Bilgiye Erişim ve Dijital Yeterliliklerin Rolü Sahte haberler, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla artmış ve özellikle yaşlı kesim üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, gençlerin dijital yetkinlikleri sayesinde bu konuda daha bilinçli oldukları bulunmuş; bu nedenle yaşlıların bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Daha Fazla 15.07.24 Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Daha Fazla

  • Karbon Nötr Beton ve Malzemeler: İnşaat Sektörünün Geleceği | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Karbon Nötr Beton ve Malzemeler: İnşaat Sektörünün Geleceği 22.07.24 Yazar: Tuğçe Vural Bu makale, karbon nötr betonun tanımını, üretim tekniklerini ve çevresel etkilerini incelemektedir. Literatürde, karbon nötr betonun üretiminde karbon yakalama ve depolama teknolojileri, düşük karbonlu bağlayıcılar ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yer verilmiştir. İnşaat sektörü, küresel karbondioksit (CO2) emisyonlarının yaklaşık %8'ini oluşturmakta ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir etkiye sahiptir. Bu sebeple, karbon nötr beton ve malzemeler, inşaat endüstrisinin çevresel etkisini azaltmada kritik bir rol oynamaktadırlar. Karbon nötr beton, üretimi ve kullanımı sırasında atmosfere salınan CO2 miktarının, eşdeğer miktarda karbonun tutulması veya azaltılmasıyla dengelendiği bir malzemedir. Bu makalede, karbon nötr betonun tanımı, üretim teknikleri, faydaları ve zorlukları ele alınmıştır. Karbon nötr beton, üretim sürecinde ve kullanım ömrü boyunca net bir karbon emisyonuna sahip olmayan betondur. Geleneksel beton, çimento üretiminde büyük miktarda CO2 salınımına neden olmaktadır. Çimento üretimi, dünya çapında toplam endüstriyel CO2 emisyonlarının yaklaşık %7'sini oluşturmakta ve karbon nötr beton, bu emisyonları dengelemek için çeşitli stratejiler kullanmaktadır. Bunlar arasında karbon yakalama ve depolama (CCS) teknolojileri, düşük karbonlu bağlayıcılar ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı yer almaktadır (Andrew, 2018). Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, çimento üretim sürecinde açığa çıkan CO2'nin yakalanarak depolanmasını sağlamaktadır. Bu süreç, atmosfere salınmadan önce CO2'nin emilmesini ve yer altı rezervuarlarında veya diğer depolama alanlarında saklanmasını içermektedir. Bu teknoloji, çimento fabrikalarında uygulandığın zaman, karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilmektedir (Liu, Gao, & Zhang, 2020). Geleneksel Portland çimentosu yerine, düşük karbonlu bağlayıcılar kullanılarak karbon nötr beton da üretilebilmektedir. Bu bağlayıcılar, yüksek fırın cürufu, uçucu kül ve doğal puzolanlar gibi atık malzemelerden elde edilmektedir. Bu alternatif bağlayıcılar, çimento üretimindeki enerji tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltmaktadır (Gartner & Macphee, 2011; Scrivener, John, & Gartner, 2018). Beton üretiminde geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması, çevresel sürdürülebilirliği artırmaktadır. Geri dönüştürülmüş agregalar, inşaat ve yıkım atıklarından elde edilmekte, doğal kaynakların tüketimini azaltmakta ve atık miktarını düşürmektedir. Ayrıca, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, betonun mekanik özelliklerini ve dayanıklılığını artırabilmektedir (Vickers & Russell, 2018; Wang, Li, & Wang, 2015). Karbonlaştırma süreci, betonun CO2'yi absorbe etmesini ve karbonat minerallerine dönüştürmesini içermektedir. Bu işlem, betonun hem mekanik özelliklerini iyileştirmekte hem de atmosferdeki CO2 miktarını azaltmaktadır. Karbon nötr beton, kullanım ömrü süresince karbonu yakalayıp depolayarak, net sıfır karbon emisyonu elde etmeye katkıda bulunmaktadır (Schneider et al., 2011). Çevresel Etki Azalması: Karbon nötr beton, inşaat sektörünün çevresel etkisini azaltarak, sürdürülebilir bir yapılaşma için önemli bir adım atmaktadır. Düşük karbonlu malzemelerin kullanımı ve karbon yakalama teknolojileri, CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltmaktadır. Kaynak Verimliliği: Geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, atık malzemelerin yeniden kullanımı ve atık yönetimi sorunlarını hafifletmekte, böylece döngüsel ekonomiyi teşvik etmektedir. Ekonomik Avantajlar: Karbon nötr beton üretimi, uzun vadede maliyet tasarrufu sağlayamaktadır. Enerji verimli üretim süreçleri ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, üretim maliyetlerini düşürebilmektedir. Ayrıca, karbon nötr projelere yönelik artan talep nedeniyle yeni iş fırsatları yaratmaktadır. Dayanıklılık ve Performans: Karbon nötr beton, geleneksel beton ile kıyaslandığında üstün dayanıklılık ve performans özelliklerine sahiptir. Karbonlaştırma süreçleri, betonun mekanik özelliklerini iyileştirmekte ve uzun ömürlü yapılar sağlamaktadır. Teknolojik Gelişim: Karbon nötr beton üretim teknikleri, henüz yaygın olarak benimsenmemiştir ve geliştirilmesi gereken teknolojik zorluklar bulunmaktadır. CCS teknolojileri, yüksek maliyetli ve karmaşık süreçler içerebilmektedir. Ayrıca, düşük karbonlu bağlayıcıların ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, standartlara uyum ve kalite kontrolü gerektirmektedir. Maliyet: Karbon nötr beton üretim maliyetleri, geleneksel beton üretim maliyetlerinden daha yüksek olabilmektedir. Bu durum nedeniyle geniş ölçekli projelerde ekonomik sürdürülebilirliği zorlaştırabilmektedir. Fakat, uzun vadeli maliyet tasarrufları ve çevresel faydalar göz önüne alındığında, bu maliyetler dengelenebilmektedir. Bilgi ve Farkındalık: Karbon nötr betonun avantajları ve kullanım alanları hakkında bilgi ve farkındalık eksikliği, benimsenmesini engelleyebilmektedir. İnşaat sektöründe çalışan profesyonellerin ve karar vericilerin, karbon nötr beton hakkında da bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Regülasyon ve Standartlar: Karbon nötr betonun yaygın olarak benimsenmesi için uygun regülasyon ve standartların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu standartlar, karbon nötr malzemelerin kalite kontrolünü ve güvenli kullanımını sağlamalıdırlar. Ayrıca, hükümetlerin ve düzenleyici kurumların, karbon nötr projeleri teşvik eden politikalar oluşturması da önem arz etmektedir. Karbon nötr beton ve malzemeler, inşaat sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak ve çevresel etkilerini azaltmak için kritik öneme sahiptirler. Düşük karbonlu bağlayıcılar, geri dönüştürülmüş malzemeler ile karbon yakalama teknolojileri gibi yenilikçi yaklaşımlar, karbon nötr beton üretiminde kullanılmaktadır. Bu malzemeler, çevresel faydalarının yanında ekonomik ve performans avantajları da sunmaktadır. Fakat, teknolojik gelişim, maliyetler, bilgi eksikliği ve uygun regülasyonlar gibi zorluklar aşılmalıdır. Karbon nötr betonun yaygın olarak benimsenmesi, inşaat sektörünün geleceği için sürdürülebilir bir çözüm sunmakta ve çevresel sürdürülebilirliği artırmaktadır. Bu sebep ile karbon nötr beton ve malzemelerin geliştirilmesi ve kullanımı teşvik edilmelidir. Referanslar Andrew, R. M. (2018). Global CO2 emissions from cement production. Earth System Science Data, 10(1), 195-217. Gartner, E., & Macphee, D. (2011). A review of alternative cements with reduced CO2 emissions. Cement and Concrete Research, 41(7), 750-759. Scrivener, K. L., John, V. M., & Gartner, E. M. (2018). Eco-efficient cements: Potential, economically viable solutions for a low-CO2, eco-efficient cement-based materials industry. Cement and Concrete Research, 114, 2-26. Schneider, M., Romer, M., Tschudin, M., & Bolio, H. (2011). Sustainable cement production—present and future. Cement and Concrete Research, 41(7), 642-650. Liu, J., Gao, Y., & Zhang, G. (2020). Carbon capture and storage: Concepts, application and recent advancements. Science of The Total Environment, 714, 136517. Vickers, J., & Russell, M. (2018). The role of recycled aggregates in reducing the environmental impact of concrete. Resources, Conservation and Recycling, 133, 283-295. Wang, G., Li, Y., & Wang, Y. (2015). Performance of recycled aggregate concrete under environmental temperature. Construction and Building Materials, 81, 29-33. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Podcast’lerin Yükselişi | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Podcast’lerin Yükselişi 09.11.24 Yazar: Gamze Değirmen Podcast'ler sosyal medya ve teknolojinin etkisiyle popülerlik kazanarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmakta ve içerik üreticilerinin toplumsal farkındalık yaratma ve eğlence alanında etkili bir araç olarak kullanmaları önerilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte sosyal medyanın yaygınlaşması ve medya ürünlerine herkesin daha kolay bir şekilde ulaşabilmesi nedeniyle videolar, müzikler ve hatta Podcast’lere olan ilgi dahi bir hayli artmıştır. Son zamanlarda özellikle sosyal medyada çoğu kişinin Podcast yayını yaptığını, kendi Podcast’lerinin kesitlerini paylaştıklarını rahatça görebilirsiniz. Podcast’lerin bir anda bu şekilde yaygınlaşması da Podcast’lerin daha da çoğalmasına neden açmış bulunmakta. Geçmiş zamanlara kıyasla Podcast’ler ne kadar değişti diye sorarsak, popüler olan türler, konuşulan konular gibi şeyler epey bir değişmiş bulunmakta. Podcast'lerin geçmişten bugüne geçirdiği dönüşüm, hem içerik üreticilerinin çeşitliliğini artırmış hem de dinleyicilerin ilgi alanlarına göre daha spesifik ve niş konulara ulaşmalarını sağlamıştır. Bu konularda yapılan araştırmalar ve makalelerden birisine göre, Podcast'leri özellikle yeni ürünler, sosyal altyapı değişiklikleri ve iş sosyal ağları konusunda bilgi ve materyal dönüşüm araçları olarak kullanmayı hedefliyorlar. Özellikle Afrika kıtasında bu tür dönüşümlerin sağlanmasında Podcast'lerin önemli bir rol oynadığını belirtiyorlar. [1] Podcast'lerin bu şekilde kullanılması, bilgi paylaşımını yaygınlaştırıp girişimcilerin seslerini duyurarak önemli değişimlere katkı sağlamaktadır. Ayrıca, CommsConsult’un “Adolescents in Crisis: Unheard Voices” gibi projelerle, podcastlerin genç mültecilerin ve zor durumdaki gençlerin seslerini duyurmak için etkili bir yol olduğunu söylemek mümkündür. Bu tür Podcas’tler, dinleyicilere global sorunlar hakkında daha derin bir anlayış sunmakta ve gençlerin yaşamlarına dair güçlü bir bağ kurmaktadır. [2] Araştırma yöntemleri genellikle anketler, dinleyici analizleri ve içerik analizleri olarak ayrılmaktadır. Örneğin; Anketler ve Dinleyici Analizleri Reuters Digital News Report, dinleyicilerin podcast kullanımı ve tercihleri hakkında veri toplamak için geniş ölçekli anketler kullanmaktadır. [3] İçerik Analizi CommsConsult'un projelerinde, podcast içeriklerinin analizi yapılmaktadır. Görüşmeler ve Niteliksel Araştırmalar Yapımcılarla ve dinleyicilerle yapılan interviewlar, podcastlerin nasıl algılandığı ve hangi amaçlarla kullanıldığı hakkında derinlemesine bilgiler sunmaktadır. [4] Bulgular gösteriyor ki Podcast’ler genç mülteciler ve zor durumda olan genclerin sesini duyurmaktan, girişimciler için bir pazarlama arcı olarak kullanılmak ve eğlence materyali olarak kullaılmaya kadar çeşitli alanlarda geçmişte ve günümüzde oldukça fazla bir şekilde kullanılmaktadırlar. Podcast’lerin de videolar ve yazılar gibi çeşitli alanlarda kullanılabilmesinin yanında son zamanlarda yapılan Podcast’lerin coğalması ile birlikte sosyal medya ile ilgilenen genç kesimin de ilgisini çekmiş bulunması Podcast’lerin popülerliğini daha da çoğalmaktadır. Sosyal Medya ve Teknoloji’nin gelişmesi ile birlikte herkesin her şeye erişebilir olması medya işlerini daha kolay ve hatta sıkıcı hale getirmekte olduğunu söyleyebiliriz. Podcast’lerin daha önceden videolar gibi medya ürünleri kadar popüler olmayışı ve son zamanlarda popülerlik açısından yükselişe geçmesi ile birlikte belki de bazı genel sorunları medyaya yansıtıp bir farkındalık oluşturmak veya eğlence sektörünü kullanma açısından videolardan daha etkili bir yöntem olabileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Podcast'lerin popülerliği, sosyal medya ve teknolojinin gelişimi ile artmakta ve genç kesimin ilgisini çekmektedir. Öneri olarak, içerik üreticilerinin Podcast'leri, toplumsal farkındalık yaratmak veya eğlence sektöründe daha etkili bir araç olarak kullanmaları tavsiye edilebilir. Referanslar [1] Hutchby, I. (2021). Podcasting as social action: Form, identity, and interaction in the genre of online audio broadcasting. Discourse Studies, 23 (5), 539-557. https://doi.org/10.1177/14614448211021032 [2] Reboot (2021, December 1). A world in your ear: The power of podcasts . Research to Action. Retrieved from https://www.researchtoaction.org/2021/12/a-world-in-your-ear-the-power-of-podcasts/ [3] WAN-IFRA (2020, October 22). How podcasting is developing in Africa . WAN-IFRA. Retrieved from https://wan-ifra.org/2020/10/how-podcasting-is-developing-in-africa/ [4] Reboot (2021, December 1). A world in your ear: The power of podcasts . Research to Action. Retrieved from https://www.researchtoaction.org/2021/12/a-world-in-your-ear-the-power-of-podcasts/ Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

Öne Çıkanlar

bottom of page