top of page
  • Instagram
  • LinkedIn
  • YouTube
  • 040b2b_ea491279772b40e59c1f037380cc484f~mv2_edited_edited

Arama Sonuçları

Boş arama ile 190 sonuç bulundu

  • Karbon Nötr Beton ve Malzemeler: İnşaat Sektörünün Geleceği | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Karbon Nötr Beton ve Malzemeler: İnşaat Sektörünün Geleceği 22.07.24 Yazar: Tuğçe Vural Bu makale, karbon nötr betonun tanımını, üretim tekniklerini ve çevresel etkilerini incelemektedir. Literatürde, karbon nötr betonun üretiminde karbon yakalama ve depolama teknolojileri, düşük karbonlu bağlayıcılar ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yer verilmiştir. İnşaat sektörü, küresel karbondioksit (CO2) emisyonlarının yaklaşık %8'ini oluşturmakta ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir etkiye sahiptir. Bu sebeple, karbon nötr beton ve malzemeler, inşaat endüstrisinin çevresel etkisini azaltmada kritik bir rol oynamaktadırlar. Karbon nötr beton, üretimi ve kullanımı sırasında atmosfere salınan CO2 miktarının, eşdeğer miktarda karbonun tutulması veya azaltılmasıyla dengelendiği bir malzemedir. Bu makalede, karbon nötr betonun tanımı, üretim teknikleri, faydaları ve zorlukları ele alınmıştır. Karbon nötr beton, üretim sürecinde ve kullanım ömrü boyunca net bir karbon emisyonuna sahip olmayan betondur. Geleneksel beton, çimento üretiminde büyük miktarda CO2 salınımına neden olmaktadır. Çimento üretimi, dünya çapında toplam endüstriyel CO2 emisyonlarının yaklaşık %7'sini oluşturmakta ve karbon nötr beton, bu emisyonları dengelemek için çeşitli stratejiler kullanmaktadır. Bunlar arasında karbon yakalama ve depolama (CCS) teknolojileri, düşük karbonlu bağlayıcılar ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı yer almaktadır (Andrew, 2018). Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) teknolojileri, çimento üretim sürecinde açığa çıkan CO2'nin yakalanarak depolanmasını sağlamaktadır. Bu süreç, atmosfere salınmadan önce CO2'nin emilmesini ve yer altı rezervuarlarında veya diğer depolama alanlarında saklanmasını içermektedir. Bu teknoloji, çimento fabrikalarında uygulandığın zaman, karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilmektedir (Liu, Gao, & Zhang, 2020). Geleneksel Portland çimentosu yerine, düşük karbonlu bağlayıcılar kullanılarak karbon nötr beton da üretilebilmektedir. Bu bağlayıcılar, yüksek fırın cürufu, uçucu kül ve doğal puzolanlar gibi atık malzemelerden elde edilmektedir. Bu alternatif bağlayıcılar, çimento üretimindeki enerji tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltmaktadır (Gartner & Macphee, 2011; Scrivener, John, & Gartner, 2018). Beton üretiminde geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması, çevresel sürdürülebilirliği artırmaktadır. Geri dönüştürülmüş agregalar, inşaat ve yıkım atıklarından elde edilmekte, doğal kaynakların tüketimini azaltmakta ve atık miktarını düşürmektedir. Ayrıca, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, betonun mekanik özelliklerini ve dayanıklılığını artırabilmektedir (Vickers & Russell, 2018; Wang, Li, & Wang, 2015). Karbonlaştırma süreci, betonun CO2'yi absorbe etmesini ve karbonat minerallerine dönüştürmesini içermektedir. Bu işlem, betonun hem mekanik özelliklerini iyileştirmekte hem de atmosferdeki CO2 miktarını azaltmaktadır. Karbon nötr beton, kullanım ömrü süresince karbonu yakalayıp depolayarak, net sıfır karbon emisyonu elde etmeye katkıda bulunmaktadır (Schneider et al., 2011). Çevresel Etki Azalması: Karbon nötr beton, inşaat sektörünün çevresel etkisini azaltarak, sürdürülebilir bir yapılaşma için önemli bir adım atmaktadır. Düşük karbonlu malzemelerin kullanımı ve karbon yakalama teknolojileri, CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltmaktadır. Kaynak Verimliliği: Geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, atık malzemelerin yeniden kullanımı ve atık yönetimi sorunlarını hafifletmekte, böylece döngüsel ekonomiyi teşvik etmektedir. Ekonomik Avantajlar: Karbon nötr beton üretimi, uzun vadede maliyet tasarrufu sağlayamaktadır. Enerji verimli üretim süreçleri ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, üretim maliyetlerini düşürebilmektedir. Ayrıca, karbon nötr projelere yönelik artan talep nedeniyle yeni iş fırsatları yaratmaktadır. Dayanıklılık ve Performans: Karbon nötr beton, geleneksel beton ile kıyaslandığında üstün dayanıklılık ve performans özelliklerine sahiptir. Karbonlaştırma süreçleri, betonun mekanik özelliklerini iyileştirmekte ve uzun ömürlü yapılar sağlamaktadır. Teknolojik Gelişim: Karbon nötr beton üretim teknikleri, henüz yaygın olarak benimsenmemiştir ve geliştirilmesi gereken teknolojik zorluklar bulunmaktadır. CCS teknolojileri, yüksek maliyetli ve karmaşık süreçler içerebilmektedir. Ayrıca, düşük karbonlu bağlayıcıların ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, standartlara uyum ve kalite kontrolü gerektirmektedir. Maliyet: Karbon nötr beton üretim maliyetleri, geleneksel beton üretim maliyetlerinden daha yüksek olabilmektedir. Bu durum nedeniyle geniş ölçekli projelerde ekonomik sürdürülebilirliği zorlaştırabilmektedir. Fakat, uzun vadeli maliyet tasarrufları ve çevresel faydalar göz önüne alındığında, bu maliyetler dengelenebilmektedir. Bilgi ve Farkındalık: Karbon nötr betonun avantajları ve kullanım alanları hakkında bilgi ve farkındalık eksikliği, benimsenmesini engelleyebilmektedir. İnşaat sektöründe çalışan profesyonellerin ve karar vericilerin, karbon nötr beton hakkında da bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Regülasyon ve Standartlar: Karbon nötr betonun yaygın olarak benimsenmesi için uygun regülasyon ve standartların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu standartlar, karbon nötr malzemelerin kalite kontrolünü ve güvenli kullanımını sağlamalıdırlar. Ayrıca, hükümetlerin ve düzenleyici kurumların, karbon nötr projeleri teşvik eden politikalar oluşturması da önem arz etmektedir. Karbon nötr beton ve malzemeler, inşaat sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak ve çevresel etkilerini azaltmak için kritik öneme sahiptirler. Düşük karbonlu bağlayıcılar, geri dönüştürülmüş malzemeler ile karbon yakalama teknolojileri gibi yenilikçi yaklaşımlar, karbon nötr beton üretiminde kullanılmaktadır. Bu malzemeler, çevresel faydalarının yanında ekonomik ve performans avantajları da sunmaktadır. Fakat, teknolojik gelişim, maliyetler, bilgi eksikliği ve uygun regülasyonlar gibi zorluklar aşılmalıdır. Karbon nötr betonun yaygın olarak benimsenmesi, inşaat sektörünün geleceği için sürdürülebilir bir çözüm sunmakta ve çevresel sürdürülebilirliği artırmaktadır. Bu sebep ile karbon nötr beton ve malzemelerin geliştirilmesi ve kullanımı teşvik edilmelidir. Referanslar Andrew, R. M. (2018). Global CO2 emissions from cement production. Earth System Science Data, 10(1), 195-217. Gartner, E., & Macphee, D. (2011). A review of alternative cements with reduced CO2 emissions. Cement and Concrete Research, 41(7), 750-759. Scrivener, K. L., John, V. M., & Gartner, E. M. (2018). Eco-efficient cements: Potential, economically viable solutions for a low-CO2, eco-efficient cement-based materials industry. Cement and Concrete Research, 114, 2-26. Schneider, M., Romer, M., Tschudin, M., & Bolio, H. (2011). Sustainable cement production—present and future. Cement and Concrete Research, 41(7), 642-650. Liu, J., Gao, Y., & Zhang, G. (2020). Carbon capture and storage: Concepts, application and recent advancements. Science of The Total Environment, 714, 136517. Vickers, J., & Russell, M. (2018). The role of recycled aggregates in reducing the environmental impact of concrete. Resources, Conservation and Recycling, 133, 283-295. Wang, G., Li, Y., & Wang, Y. (2015). Performance of recycled aggregate concrete under environmental temperature. Construction and Building Materials, 81, 29-33. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Podcast’lerin Yükselişi | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Podcast’lerin Yükselişi 09.11.24 Yazar: Gamze Değirmen Podcast'ler sosyal medya ve teknolojinin etkisiyle popülerlik kazanarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmakta ve içerik üreticilerinin toplumsal farkındalık yaratma ve eğlence alanında etkili bir araç olarak kullanmaları önerilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte sosyal medyanın yaygınlaşması ve medya ürünlerine herkesin daha kolay bir şekilde ulaşabilmesi nedeniyle videolar, müzikler ve hatta Podcast’lere olan ilgi dahi bir hayli artmıştır. Son zamanlarda özellikle sosyal medyada çoğu kişinin Podcast yayını yaptığını, kendi Podcast’lerinin kesitlerini paylaştıklarını rahatça görebilirsiniz. Podcast’lerin bir anda bu şekilde yaygınlaşması da Podcast’lerin daha da çoğalmasına neden açmış bulunmakta. Geçmiş zamanlara kıyasla Podcast’ler ne kadar değişti diye sorarsak, popüler olan türler, konuşulan konular gibi şeyler epey bir değişmiş bulunmakta. Podcast'lerin geçmişten bugüne geçirdiği dönüşüm, hem içerik üreticilerinin çeşitliliğini artırmış hem de dinleyicilerin ilgi alanlarına göre daha spesifik ve niş konulara ulaşmalarını sağlamıştır. Bu konularda yapılan araştırmalar ve makalelerden birisine göre, Podcast'leri özellikle yeni ürünler, sosyal altyapı değişiklikleri ve iş sosyal ağları konusunda bilgi ve materyal dönüşüm araçları olarak kullanmayı hedefliyorlar. Özellikle Afrika kıtasında bu tür dönüşümlerin sağlanmasında Podcast'lerin önemli bir rol oynadığını belirtiyorlar. [1] Podcast'lerin bu şekilde kullanılması, bilgi paylaşımını yaygınlaştırıp girişimcilerin seslerini duyurarak önemli değişimlere katkı sağlamaktadır. Ayrıca, CommsConsult’un “Adolescents in Crisis: Unheard Voices” gibi projelerle, podcastlerin genç mültecilerin ve zor durumdaki gençlerin seslerini duyurmak için etkili bir yol olduğunu söylemek mümkündür. Bu tür Podcas’tler, dinleyicilere global sorunlar hakkında daha derin bir anlayış sunmakta ve gençlerin yaşamlarına dair güçlü bir bağ kurmaktadır. [2] Araştırma yöntemleri genellikle anketler, dinleyici analizleri ve içerik analizleri olarak ayrılmaktadır. Örneğin; Anketler ve Dinleyici Analizleri Reuters Digital News Report, dinleyicilerin podcast kullanımı ve tercihleri hakkında veri toplamak için geniş ölçekli anketler kullanmaktadır. [3] İçerik Analizi CommsConsult'un projelerinde, podcast içeriklerinin analizi yapılmaktadır. Görüşmeler ve Niteliksel Araştırmalar Yapımcılarla ve dinleyicilerle yapılan interviewlar, podcastlerin nasıl algılandığı ve hangi amaçlarla kullanıldığı hakkında derinlemesine bilgiler sunmaktadır. [4] Bulgular gösteriyor ki Podcast’ler genç mülteciler ve zor durumda olan genclerin sesini duyurmaktan, girişimciler için bir pazarlama arcı olarak kullanılmak ve eğlence materyali olarak kullaılmaya kadar çeşitli alanlarda geçmişte ve günümüzde oldukça fazla bir şekilde kullanılmaktadırlar. Podcast’lerin de videolar ve yazılar gibi çeşitli alanlarda kullanılabilmesinin yanında son zamanlarda yapılan Podcast’lerin coğalması ile birlikte sosyal medya ile ilgilenen genç kesimin de ilgisini çekmiş bulunması Podcast’lerin popülerliğini daha da çoğalmaktadır. Sosyal Medya ve Teknoloji’nin gelişmesi ile birlikte herkesin her şeye erişebilir olması medya işlerini daha kolay ve hatta sıkıcı hale getirmekte olduğunu söyleyebiliriz. Podcast’lerin daha önceden videolar gibi medya ürünleri kadar popüler olmayışı ve son zamanlarda popülerlik açısından yükselişe geçmesi ile birlikte belki de bazı genel sorunları medyaya yansıtıp bir farkındalık oluşturmak veya eğlence sektörünü kullanma açısından videolardan daha etkili bir yöntem olabileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Podcast'lerin popülerliği, sosyal medya ve teknolojinin gelişimi ile artmakta ve genç kesimin ilgisini çekmektedir. Öneri olarak, içerik üreticilerinin Podcast'leri, toplumsal farkındalık yaratmak veya eğlence sektöründe daha etkili bir araç olarak kullanmaları tavsiye edilebilir. Referanslar [1] Hutchby, I. (2021). Podcasting as social action: Form, identity, and interaction in the genre of online audio broadcasting. Discourse Studies, 23 (5), 539-557. https://doi.org/10.1177/14614448211021032 [2] Reboot (2021, December 1). A world in your ear: The power of podcasts . Research to Action. Retrieved from https://www.researchtoaction.org/2021/12/a-world-in-your-ear-the-power-of-podcasts/ [3] WAN-IFRA (2020, October 22). How podcasting is developing in Africa . WAN-IFRA. Retrieved from https://wan-ifra.org/2020/10/how-podcasting-is-developing-in-africa/ [4] Reboot (2021, December 1). A world in your ear: The power of podcasts . Research to Action. Retrieved from https://www.researchtoaction.org/2021/12/a-world-in-your-ear-the-power-of-podcasts/ Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Geçmişten Geleceğe ChatGPT Yatırımları | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Geçmişten Geleceğe ChatGPT Yatırımları 23.06.24 Yazar: Nursima Çalış OpenAI'nın en büyük yatırım kaynağı olan ChatGPT'nin doğuşu için yapılan yatırımlar ve bu yatırımlar neticesinde beklenen sonuçlar: 2015 yılında kurulan OpenAI yapay zeka geliştirme ve pazarlama üzerine odaklandı. Bu odaklanma neticesinde günümüzde yapay zeka da büyük başarılara imza atan ChatGPT’yi piyasaya sürdü. ChatGPT’nin piyasaya sürülmesi ile çeşitli araştırmalar ve harcamalar için her şirket gibi OpenAI de yatırım toplamaya başladı. ChatCPT’nin başarısını gören Microsoft şirketi 2019 yılında OpenAI'ye 1 milyar dolar yatırım yaparak büyük bir destek sağladı. OpenAI bu fonu çeşitli diller geliştirme ve dağıtımı için kullandı. Zamanla ChatCPT’nin çeşitli versiyonlarının oluşması ve bu versiyonlarının eğitilmesi için OpenAI büyük veri merkezlerine ve çok sayıda GPU ya ihtiyaç duymaktaydı. Bu ihtiyaçlar çok yüksek maliyetler oluşturmaktaydı. OpenAI bu sorunu Microsoft'un Azure programını kullanarak çözüme kavuşturmuştur. Piyasaya sürülen ChatGPT nin halka açılıp yaygınlaştırılması da OpenAI için büyük bir yatırımdı. OpenAI API’ler kullanarak GPT-3 ‘ü erişilebilir hale getirdi. Çeşitli tanıtımlar ile çeşitli şirketleri de kullanıma teşvik etti. OpenAI'ın yakın geçmişi olan 2023 ü incelediğinde OpenAI'nın 2023 yılında büyük bir gelir atışı sağlamıştır. OpenAI ın yıllık gelirinin 1,6 milyar doları aştığı görülmektedir. 2022 yılına göre %700 lük bir artış olduğu gözler önüne seriliyor. OpenAI nın bu denli gelişiminin ChatGPT nin başarısı ile bağlantılı olduğunu ve çeşitli sektörlerde geniş çapta benimsenmesinin bu büyümeye katkıda bulunduğu net bir şekilde anlaşılıyor. Open AI ve stratejik ortağı Microsoft ile ortaklığı derinleşiyor. 2024 yılında Microsoft OpenAI'ye 10 milyar dolarlık bir yatırım yaptı. OpenAI’nın Microsoft’un bulut bilişim koluna harcadığı paranın yatırımın telafisi hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağı bilinmiyor. Semafor’un kaynaklarına göre Microsoft parasını geri aldığında anlaşma mülkiyet yapısına geçecek. Bu yapı altında Microsoft %49 hisseye sahip olacak, diğer yatırımcılar %49 hisseye sahip olacak ve OpenAI’nın kar amacı gütmeyen ana şirketi %2 hisseye sahip olacak ayrıca Microsoft’un yatırımının, şirketin yatırımını telafi edene kadar OpenAI’nın karının %75’ini alacağı bir anlaşmanın parçası olduğu düşünülüyor. Araştırmaları, yeni modellerin geliştirilmesi ve AI teknolojilerinin güvenli dağıtımını destekleyen Microsoft şirketi milyar dolarlık yatırımlar yapmaya devam etmekte ayrıca Microsoft’un Azure bulut alt yapısı, OpenAI'nın AI eğitim ve dağıtım çalışmalarının ölçeklendirilmesi için önemli ve vazgeçilmez bir bileşen olarak kalacak gibi. Bu makale için, çeşitli haber kaynakları ve şirketin resmi hesapları incelenmiş, OpenAI ve Microsoft arasındaki ortaklık ile ilgili veriler ve analizler toplanmıştır. Ayrıca, OpenAI'ın CEO'su Sam Altman'nın çip üretimi ve sermaye artırma stratejileri üzerine odaklanmalarına dair bilgiler derlenmiştir ChatGPT nin arkasındaki kuruluş yani OpenAI başarılarını artırmak ve gelecekte daha fazla yatırım alabilmek için çeşitli planlar yapmakta. Bu planların bazıları incelediğinde OpenAI ın CEO’su olan Sam Altman’ın yarı iletken çip üzerine odaklandığı ve üretim kapasitesini artırıp önemli miktarda sermaye artırmayı hedeflemekte olduğu görülüyor ve AI gelişimi için önemli olan çip üretimini desteklemektedir. OpenAI, yapay zeka modellerini daha uyumlu ve yönlendirilebilir bir yapıya getirmeyi hedefliyor. Ayrıca AI yönetimi, AI’dan gelebilecek faydaları dağıtılması ve teknolojiye adil erişim konusunda küresel bir diyalog başlatmayı hedefliyor. Günümüzde yani 2024 te OpenAI ChatGPT’nin gelişimini artırmak için yaptığı bazı çalışmalar vardır. Bu çalışmalar incelendiğinde ChatGPT’nin AGI yani yapay genel zeka ilerlemesi dikkatleri çekiyor. OpenAI insan özellikleri ile uyumlu yüksek kapasiteli modeller oluşturma hedefi ile AGI’ye doğru önemli adımlar atmaktadır.OpenAI aynı zamanda yapay zekanın karmaşık olayları anlayıp onları çözüme kovuşturması için ciddi yatırımlar yapmaktadır. Yapay zekanın beklenmedik olaylarda ve karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilme yani uyumlu bir şekilde devam edebilmesi için ve çeşitli beceriler kazandırmakta OpenAI'ın büyük hedefleri içinde yer alıyor. OpenAI şirketi büyük başarılara imza atmış ve atmaya devam edecek olan ChatGPT’nin gelişimi için çeşitli yol haritaları belirlediği ve bu doğrultuda çeşitli yatırımlara ihtiyaç duyulacağı öngörülmektedir. Ticari ortağı olan Microsoft ile anlaşmalarının önümüzdeki yıllarda da devam edecek gibi duruyor. REFERANSLAR Reuters. (2023, December 30). OpenAI annualized revenue tops $1.6 billion. https://www.reuters.com/technology/openai-annualized-revenue-tops-16-billion-information-2023-12-30/ Search Engine Journal. (2024). Microsoft Reportedly Planning A $10 Billion Investment In OpenAI. https://www.searchenginejournal.com/microsoft-reportedly-planning-a-10-billion-investment-in-openai/476083/ Business Review. (2023). OpenAI 2023 revenue up 700% compared to 2022. https://business-review.eu/tech/openai-2023-revenue-up-700-compared-to-2022-255758 Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Teknoloji ve Sağlık'a Giriş

    Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknoloji ve Sağlık'a Giriş 17.05.24 Yazar: Neris Öncü Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Son yıllarda teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler, sağlık sektöründe önemli değişikliklere yol açmıştır. Dijitalleşme, yapay zeka, büyük veri analitiği ve tele sağlık hizmetleri gibi yenilikçi teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırmaktadır. Bu makale, sağlık teknolojilerinin sunduğu fırsatlar ve karşılaşılan zorlukları değerlendirerek, bu yeniliklerin sağlık hizmetleri üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Teknoloji ve sağlık alanındaki hızlı gelişmeler, hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Dijital sağlık uygulamaları, tele sağlık, yapay zeka destekli tanı sistemleri ve büyük veri analitiği, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırmaktadır. Bu teknolojiler, sağlık sektöründe daha verimli ve etkili çözümler sunarak hasta bakımını iyileştirmektedir. Geçmişte yapılan çalışmalar, teknolojinin sağlık hizmetlerinde nasıl kullanıldığını ve bu kullanımın sonuçlarını ortaya koymuştur. Örneğin, yapay zekanın radyoloji alanında tanı doğruluğunu artırdığı, tele sağlık uygulamalarının kırsal bölgelerde sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdığı ve büyük veri analitiğinin hastalıkların erken teşhisinde önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Buna ek olarak bir araştırma, yapay zeka tabanlı görüntü analiz sistemlerinin, doktorlara kıyasla belirli hastalıkların teşhisinde daha yüksek doğruluk oranlarına sahip olduğunu göstermiştir. Başka bir çalışma, tele sağlık hizmetlerinin, özellikle pandemi döneminde, sağlık hizmetlerine erişimi nasıl artırdığını ve hasta memnuniyetini nasıl iyileştirdiğini incelemiştir. Yani araştırmalar, yapay zekanın teşhis ve tedavi süreçlerinde doğruluğu ve hızı artırdığını göstermektedir. Ayrıca, büyük veri analitiğinin kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarında ve halk sağlığı politikalarının geliştirilmesinde önemli katkılar sağladığı belirlenmiştir. Bulgular, teknolojinin sağlık sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırabileceğini göstermektedir. Ancak, bu teknolojilerin entegrasyonunda bazı zorluklar ve etik sorunlar da mevcuttur. Örneğin, veri gizliliği ve güvenliği konuları, yapay zeka sistemlerinin eğitiminde kullanılan verilerin doğruluğu ve çeşitliliği gibi konular önem arz etmektedir. Teknolojik yeniliklerin uygulanması, sağlık hizmetlerinde eşitlik ve erişilebilirlik açısından önemli faydalar sağlarken, aynı zamanda etik sorumluluklar da getirmektedir. Sağlık verilerinin güvenliği, hasta mahremiyeti ve adil erişim gibi konular, teknolojik ilerlemelerin pratik uygulamaları sırasında dikkatle ele alınmalıdır. Son olarak gelecekteki araştırmalar, sağlık teknolojilerinin daha geniş ve kapsayıcı bir şekilde uygulanmasını desteklemelidir. Özellikle veri güvenliği, etik sorumluluklar ve hasta mahremiyeti konularına odaklanılmalı ve bu alanlarda kapsamlı rehberlikler geliştirilmelidir. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin teknoloji kullanımına yönelik eğitimleri artırılmalı ve yeniliklerin pratik uygulamalara entegrasyonu sağlanmalıdır. Referanslar Impact Networking. (t.y). 5 Examples of Smart Technology in Healthcare. Alındığı Kaynak: https://www.impactmybiz.com/blog/smart-technology-in-healthcare/ Health Smart Technologies. (t.y). Alındığı Kaynak: https://healthsmarttech.com/ Global TeleHealth Network. (t.y). Mission & Scope of Work. Alındığı Kaynak: https://www.globaltelenet.org/mission-scope-of-work-1 Teknoloji ve Sağlık Son Yazılar 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 28.01.25 Yapay Zeka İle Covid-19 Sonrası Ruh Sağlığı Destek Si̇stemleri COVID-19 sonrası dönemde, yapay zeka destekli ruh sağlığı sistemleri bireylere kişiselleştirilmiş ve erişilebilir destek sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak, veri güvenliği, etik sorunlar ve dijital okuryazarlık gibi zorluklar, bu sistemlerin yaygın kullanımını engelleyebilir. Daha Fazla 18.11.24 Yapay Zeka ve Hastalık Teşhisi Yapay zeka, hastalık tespitinde önemli bir devrim yaratmaktadır. Bu teknoloji, hastalıkların erken teşhisini sağlamakta, tanı süreçlerini hızlandırmakta ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmaktadır. Daha Fazla 13.10.24 Yapay Zeka İle Pandemi Yönetimi Yapay zeka, pandemi yönetiminde salgınların yayılmasını öngörme, sağlık sistemlerini optimize etme ve aşı geliştirme süreçlerini hızlandırma konularında önemli katkılar sağlar. Bu teknoloji, sağlık krizlerine karşı daha hızlı ve etkili çözümler sunarak hem mevcut hem de gelecekteki salgınları yönetmede kritik bir rol oynar. Daha Fazla 27.08.24 Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapotik Yaklaşımı Yapay zeka, psikoloji alanında bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemesi gibi konularda yeni fırsatlar sunarken, etik ve pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu teknolojinin, insan zihni ve davranışlarını anlamada devrim niteliğinde ilerlemelere yol açacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 13.07.24 Teknoloji ve Yapay Zekanın Diyabet Üzerindeki Olumlu Etkisi Yapay zeka destekli sistemler ve mobil uygulamalar, diyabet hastalarının glikoz seviyelerini izlemeyi ve yönetmeyi kolaylaştırarak kişiselleştirilmiş tedavi imkanı sunmaktadır. Bu teknolojik ilerlemeler, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve diyabet yönetimini daha etkin hale getirmeyi amaçlamaktadır. Daha Fazla 27.06.24 Teknoloji Ve Yapay Zeka Sağlık Hizmetlerini Nasil Etkiliyor? Yapay zekanın sağlık hizmetlerini nasıl dönüştürdüğü ve teşhis, tedavi, ilaç geliştirme gibi alanlardaki etkileri incelenmiştir. Ayrıca, etik ve güvenlik sorunlarına dikkat çekilmiştir. Daha Fazla 17.05.24 Teknoloji ve Sağlık'a Giriş Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini artırarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratmıştır. Daha Fazla

  • Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri 02.09.24 Yazar: Gamze Değirmen Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Yakın zamanlarda Türkiye’de oldukça popüler olan sosyal medya mecrası olan Instagram birkaç günlüğüne kapatılmıştı. Yetkili kişilerin günler boyunca uğraşları sonucunda Instagram Türkiye’de geri açıldı. Bu makalenin yazılma amacı, Instagram’ın kapatılması üzerine içerik üreticilerinin, izleyicilerin veya bu mecralarda iş yapan diğer kişilerin hayatlarına olan etkilerinden bahsedilecektir. Instagram’ı çoğumuz günlük hayatımızda yaklaşık olarak her gün kullanmaktayız. Teknolojinin hızla ilerlediği ve yaşantımızın büyük bir kısmının dijitale taşındığı günümüzde, medya platformlarının sadece birkaç saatliğine bile kapatılması önemli sorunlara yol açarken, 8 gün süren bir erişim engeli süresince içerik üreticilerinin büyük ölçüde gelir kaybı yaşadıkları, takipçi etkileşimlerinde düşüşler gördükleri ve işbirliklerinin aksadığı açıktır. Bu durum, dijital mecraların ne kadar önemli olduğunu ve kısa süreli aksaklıkların bile büyük etkiler yaratabileceğini gösteriyor. İçerik üreticilerinin çoğundan fazlasının Instagram’da aktif olduğu söylenebilir. Türkiye’de Instagram’a erişim englelinin getirilmesiyle birlikte içerik üreticileri, izleyiciler başka platformlar aramaya başladı. Instagram’dan sonra en çok içerik üretilen platform olan TikTok, büyük bir kullanıcı kitlesine hitap ederek hızlı ve yaratıcı içeriklerin paylaşılmasını sağlamaktadır. Zaten oldukça popüler olan TikTok, özellikle Instagram’ın erişime kapatılması ile birlikte genç kullanıcılar arasında hızla arttı ve bu platform, kullanıcıların hem eğlenceli hem de bilgi verici içerikler üretmelerine olanak tanıyan dinamik bir ortam sundu. Ancak, TikTok’un da erişim sorunları yaşaması durumunda, bu platformda içerik üretenler için benzer zorluklar ve gelir kayıpları ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmaları özetleyecek olursak, sosyal medya platformlarına olan erişimin engellenmesi, özellikle içerik üreticilerinin gelirlerinde azalma, kullanıcı davranışlarında değişiklik ve dijital pazarlama stratejilerinde önemli değişikliklere yol açabilir (Guess, 2023; Springer, 2023). Bu durumda, sosyal medya platformlarına olan erişimin engellenmesinin üzerinde yapılan araştırmalar, kullanıcılarının alternatif platformlara (TikTok, X, vb.) yöneldiği ve yine aynı şekilde içerik üreticilerinin gelir kaybı yaşaması ve dijital pazarlamanın büyük ölçüde değişime uğradığını göstermektedir (Guess, 2023; Springer, 2023). Bu tür araştırmalarda da çoğu araştırmada kullanılan yöntemler kullanılmaktadır. Anketler, veri toplama, içerik analizi, sosyal medya platformlarındaki izleyicilerin davranışalrı gibi, haberler ve medya içerikleri ve ek olarak psikolojik ve sosyolojik analizler yapılarak bu sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmalardan kazanılan bulgular gösteriyor ki, sadece Instagram değil, herhangi popüler bir sosyal medya mecrasının birkaç günlük olsa bile kapatılması özellikle içerik üreticileri olmak üzere çoğumuzun hayatını oldukça etkilemektedir. Özellikle sosyal medya içerik üreticilerinin gelir kayıpları gibi, sosyal medyayı aktif şekilde kullanmakta olan kişilerin davranışlarında olabilecek değişiklikler de herhangi bir erişim engeli durumunda insanların aklına gelecek ilk birkaç şeyden biridir. Araştırmalar, herhangi bir popüler sosyal medya platformunun birkaç günlük bir süre için bile kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri olmak üzere birçok kişinin yaşamını önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymaktadır. İçerik üreticileri, bu tür erişim engellerinden dolayı gelir kayıpları yaşarken, takipçi etkileşimlerinde azalma olmakta ve işbirlikleri ile sponsorluk anlaşmalarında sorunlar yaşamaktadır. İçerik üreticileri, sosyal medya platformlarının kapanmalarına karşı birden fazla platformda aktif olmalı, kriz anları için yedek planlar geliştirmeli ve dijital güvenliğe önem vermelidir. Ayrıca, kullanıcı davranışlarını izlemeli ve dijital bağımlılık konusunda bilinçlenmelidir. Referanslar Guess, A. (2023). Social media polarization and the 2020 election: Insights from SPIA’s Andrew Guess. Princeton University . https://www.princeton.edu/news/2023/07/28/social-media-polarization-and-2020-election-insights-spias-andrew-guess-and Springer, L. (2023). The impact of social media shutdowns on content creators and digital marketing strategies. Education and Information Technologies , 28(5), 3912-3930. https://link.springer.com/article/10.1007/s10639-023-12213-6 Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Döngüsel Ekonomi ve Atık Azaltma | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Döngüsel Ekonomi ve Atık Azaltma 26.11.24 Yazar: Tuğçe Vural Döngüsel ekonomi, kaynakların yeniden kullanımı ve atık azaltma yoluyla sürdürülebilir ekonomik büyümeyi hedefleyen bir modeldir. Bu yaklaşım, geri dönüşüm, tüketici bilinci ve hükümet politikaları gibi stratejilerle çevresel etkileri minimize etmeyi amaçlamaktadır. Döngüsel ekonomi, kaynakların verimli kullanımı ve atıkların azaltılması üzerine odaklanan bir sistemdir. Bu sistem, doğal kaynakların korunmasını sağlar iken, ekonomik büyümeyi sürdürülebilir bir şekilde desteklemeyi de amaçlamaktadır. Atık azaltma, döngüsel ekonominin temel bileşenlerinden biridir ve ürünlerin yaşam döngüsü boyunca atık üretimini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Bu makalede, döngüsel ekonomi ve atık azaltma konuları ele alınmış, literatür incelemesi yapılmış, bulgular sunulmuş, tartışmalar gerçekleştirilmiş ve sonuçlar ile önerilerde bulunulmuştur. Döngüsel ekonomi, geleneksel doğrusal ekonomik modelin (al, kullan, at) aksine, kaynakların sürekli olarak yeniden kullanıldığı, geri dönüştürüldüğü ve atıkların minimize edildiği bir yaklaşımı ifade etmektedir. Atık azaltma, bu sistemin önemli bir parçasıdır. Araştırmalar, döngüsel ekonomi uygulamalarının çevresel sürdürülebilirlik üzerinde olumlu etkileri olduğunu da göstermektedir. Örneğin, Ellen MacArthur Foundation, döngüsel ekonominin kaynak verimliliğini artırarak ve atık miktarını azaltarak ekonomik büyümeyi desteklediğini vurgulamaktadır. Literatürde, döngüsel ekonomi uygulamalarının çeşitli sektörlerdeki etkileri üzerine birçok çalışma bulunmaktadır. Örneğin, inşaat sektöründe döngüsel ekonomi uygulamalarının benimsenmesi, atık miktarını azaltmakta ve çevresel etkileri minimize etmektedir. Ayrıca, döngüsel ekonomi ile ilgili yapılan araştırmalar, tüketici davranışlarının değişmesinin ve sürdürülebilir ürünlerin tercih edilmesinin önemini de ortaya koymaktadır. Döngüsel ekonomi ve atık azaltma konusundaki bulgular, çeşitli stratejilerin uygulanmasıyla elde edilmiştir. Bu stratejiler arasında kaynak azaltma, geri dönüşüm, eğitim ve bilinçlendirme, politikalar ve teşvikler yer almaktadır. Kaynak Azaltma : Üretim süreçlerinde hammadde kullanımının azaltılması, atık miktarını doğrudan etkilemektedir. Bu, daha az malzeme ile daha fazla ürün üretmeyi sağlamaktadır. Geri Dönüşüm ve Yeniden Kullanım: Ürünlerin ömrünü uzatmak ve atıkları azaltmak için geri dönüşüm ve yeniden kullanım yöntemleri uygulanmalıdır. Eğitim ve Bilinçlendirme : Tüketicilerin ve işletmelerin atık azaltma konusunda bilinçlendirilmesi, sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesini teşvik etmektedir. Politikalar ve Teşvikler : Hükümetlerin atık azaltma ve döngüsel ekonomi uygulamalarını destekleyen politikalar geliştirmesi, bu konuda ilerlemeyi hızlandırmaktadır. Döngüsel ekonomi uygulamaları, çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Fakat, bu sistemin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için bazı zorluklar da bulunmaktadır. Özellikle, tüketici davranışlarının değiştirilmesi ve işletmelerin döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemesi gerekmektedir. Ayrıca, hükümetlerin bu süreçleri destekleyen politikalar geliştirmesi, döngüsel ekonominin yaygınlaşmasına katkıda bulunacaktır. Atık azaltma stratejilerinin etkinliği, sektörel farklılıklar göstermektedir. Örneğin, inşaat sektöründe döngüsel ekonomi uygulamaları daha yaygın iken, diğer sektörlerde bu uygulamaların benimsenmesi daha sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle, her sektöre özgü stratejilerin geliştirilmesi önemlidir. Döngüsel ekonomi ve atık azaltma, sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir. Bu sistemler, doğal kaynakların korunmasını sağlar iken, ekonomik büyümeyi de desteklemektedir. Atıkların azaltılması, çevresel etkilerin minimize edilmesine ve kaynakların daha verimli kullanılmasına yardımcı olmaktadır. Gelecekte, döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşması hem bireyler hem de işletmeler için önemli fırsatlar sunacaktır. Bu nedenle, döngüsel ekonomi ilkelerinin benimsenmesi ve atık azaltma stratejilerinin uygulanması, sürdürülebilir bir dünya için gereklidir. - Tüketici bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir. - Hükümetler, döngüsel ekonomi uygulamalarını teşvik eden politikalar geliştirmelidir. - İşletmeler, döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeli ve uygulamalıdır. Referanslar: Fundation, E. M. (2020). What is the Circular economy. Geissdoerfer, M., Savaget, P., Bocken, N. M., & Hultink, E. J. (2017). The Circular Economy–A new sustainability paradigm?. Journal of cleaner production, 143, 757-768. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi

    Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Derin Öğrenme Ve Eski Dillerin Çözümlemesi 18 Şubat 2025 Yazar: Merve Baran Bu araştırma, derin öğrenme tekniklerinin antik metinlerin şifresini çözmedeki rolünü inceleyerek, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafiye nasıl katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Yapay zeka destekli modeller, eksik veya bilinmeyen metinleri daha doğru şekilde restore ederek kültürel mirasın korunmasına ve eski uygarlıkların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bu araştırma, eski dil belgelerinin şifresini çözmek için derin öğrenme tekniklerinin uygulanmasını incelemektedir. Amaç, bu karmaşık algoritmaların, dilbilimcilere ve tarihçilere, şifresi çözülmemiş veya belirsiz kalan metinleri geleneksel yöntemlerle yorumlamada nasıl yardımcı olabileceğini ortaya çıkarmaktır. Modern hesaplamalı yaklaşımlardan yararlanan bu araştırma, tarihi metinlere yeni bir ışık tutmayı, potansiyel olarak geçmiş medeniyetlere ve onların dillerine dair anlayışımızı dönüştürmeyi amaçlıyor. Derin öğrenmeyi tarihsel dilbilime entegre etmenin önemi, eski yazıların daha net anlaşılmasını ve daha doğru yorumlanmasını sağlayarak kültürel mirasımıza daha zengin, daha ayrıntılı bir bakış sunabilmesinde yatmaktadır. Antik dillerin şifresini çözme alanındaki zorluklar büyüleyici olduğu kadar derindir. Tarihsel olarak uzmanlar bu metinleri yorumlamak için dilbilim, epigrafi ve bağlamsal ipuçlarına ilişkin engin bilgisine güvendiler. Bununla birlikte, Linear A ve İndus alfabesi gibi birçok eski yazı, yaşayan dillerden veya çözülebilir torunlardan izole edilmiş olmaları nedeniyle geleneksel kod çözme çabalarına direnmiştir. Bu alandaki son araştırmalar, bu engellerin üstesinden gelmek için hesaplamalı yöntemlerin, özellikle de derin öğrenmenin kullanılmasına yönelmiştir. Sinir ağlarını ve makine öğrenimi algoritmalarını içeren bu teknikler, geleneksel analizler için fazla karmaşık olan veri kümeleri içindeki örüntülerin tanınmasında etkili olmuştur. Örneğin araştırmacılar, makine çevirisi tekniklerini Mısır hiyeroglifleri gibi yazılara başarılı bir şekilde uygulayarak, doğrudan dilsel bir kökene sahip olmayan eski metinlere yaklaşmanın yeni yollarını sağladı. Birçok önemli çalışmanın da vurguladığı gibi, derin öğrenme yoluyla eski dillerin analizinde önemli ilerlemeler kaydedildi. Assael ve arkadaşlarının öncü çalışmasında. (2019), eski metinlerin restorasyonu için derin öğrenmenin uygulanması, hasarlı yazıtlardaki eksik karakterleri yeniden oluşturmak için derin sinir ağlarını kullanan bir model olan Pythia'nın geliştirilmesi yoluyla kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Çalışma, Pythia'nın karakter hata oranını %30,1'e düşürebildiğini ve hata oranı %57,3 olan insan epigrafistlerden önemli ölçüde daha iyi performans gösterdiğini gösterdi. Dahası, Pythia'nın ilk 20 hipotezinde vakaların %73,5'inde doğru restorasyon bulundu, bu da metin restorasyon görevlerinde doğruluk ve güvenilirlikte dikkate değer bir iyileşme olduğunu gösteriyor (Assael ve diğerleri, 2019). Oxford Üniversitesi ve Google DeepMind tarafından yapılan daha ileri araştırmalar bu bulguları genişleterek Pythia'nın yalnızca Yunanca yazıtların restorasyonuna nasıl yardımcı olmakla kalmayıp aynı zamanda sistematik olarak sıralanmış restorasyon çözümleri sağlayarak tarihi bağlamların anlaşılmasını da geliştirdiğini ortaya koydu. Makine öğreniminin epigrafiye bu entegrasyonu, tarihsel ve dilsel araştırmaların kapsamını genişleten ve antik belgelerin incelenmesini potansiyel olarak dönüştüren önemli bir ilerlemeye işaret ediyor (Oxford Üniversitesi, 2019). Bu çalışmalar, yapay zekanın tarihsel dilbilim ve epigrafi alanında vazgeçilmez bir araç haline gelebileceği bir geleceğe işaret ederek, kültürel mirasın şifresinin çözülmesinde ve korunmasında derin öğrenmenin kritik rolünü vurgulamaktadır. Antik metinlerin restorasyonu ve deşifre edilmesinde derin öğrenme tekniklerinin uygulanması önemli sonuçlar vermiştir. Restorasyon Doğruluğunda İyileştirme Sinir ağlarının kullanımı, uzun vadeli bağlamsal bilgilerin işlenmesine ve eski metinlerdeki eksik karakterlerin veya kelimelerin tahmin edilmesine olanak tanır. Bu özellik, zamanla önemli ölçüde hasar görmüş, büyük bölümlerin eksik veya okunaksız olabildiği metinler için özellikle faydalıdır. Pythia gibi modeller, ilgili güven düzeyleriyle birlikte birden fazla restorasyon hipotezi sağlayarak metin restorasyonuna daha kapsamlı bir yaklaşım sunar. Bu sadece restorasyonların doğruluğunu arttırmakla kalmaz, aynı zamanda tarihçilere ve dilbilimcilere dikkate almaları gereken bir dizi olası yorum sağlar ve böylece analizlerini zenginleştirir (Oxford Üniversitesi, 2019). Daha Geniş Uygulamalar ve Etkiler Metin onarımındaki hızlı gelişmelerin ötesinde, derin öğrenmenin antik metinlere uygulanması, tarih ve dil araştırmaları için yeni yollar açıyor. Antik metinleri doğru bir şekilde restore etme ve yorumlama yeteneği, daha önce bilinmeyen tarihi gerçeklerin ve kültürel anlayışların keşfedilmesine yol açabilir. Örneğin, eski uygarlıklara ait idari kayıtların veya yasal kararların deşifre edilmesi, onların sosyal yapılarının, ekonomik sistemlerinin ve yönetimlerinin daha derinlemesine anlaşılmasını sağlayabilir (Maggiori vd., 2019). Ayrıca derin öğrenme tekniklerinin epigrafi alanına entegrasyonu kültürel mirasın korunmasını kolaylaştırabilir. Daha eski metinler bu gelişmiş yöntemler kullanılarak dijitalleştirilip analiz edildikçe, dünya çapındaki araştırmacıların erişebileceği kapsamlı dijital arşivler oluşturma potansiyeli ortaya çıkıyor. Tarihsel verilerin bu şekilde demokratikleştirilmesi işbirlikçi araştırma çabalarını teşvik edebilir ve eski uygarlıkların daha bütünsel yorumlanmasına yol açabilir (Smith, 2020). Bu ilerlemelere rağmen, ele alınması gereken zorluklar ve etik hususlar vardır. En büyük zorluklardan biri, bu modelleri geliştirmek için kullanılan eğitim verilerinin kalitesi ve eksiksizliğidir. Eksik veya taraflı veriler, restorasyon sürecinde yanlışlıklara yol açabilir. Eğitim veri setlerinin temsili ve kapsamlı olmasını sağlamak, modellerin güvenilirliği açısından çok önemlidir (Lample ve Conneau, 2019). Etik açıdan yapay zekanın tarihsel araştırmalarda kullanılması, kültürel eserlerin yorumlanması ve sahiplenilmesiyle ilgili soruları gündeme getiriyor. Yapay zeka tarafından oluşturulan restorasyonların tarih anlayışımız üzerindeki etkilerini dikkate almak ve yorumların bağlamsal olarak uygun ve kültürel mirasa saygılı olmasını sağlamak için tarihçileri ve kültür uzmanlarını sürece dahil etmek önemlidir (Baker ve diğerleri, 2020). Sonuç olarak, derin öğrenmenin antik metinlerin restorasyonu ve analizine entegrasyonu, tarihsel dilbilim ve epigrafi alanında önemli bir ilerlemeyi temsil etmektedir. Ele alınması gereken zorluklar olsa da doğruluk, verimlilik ve eski uygarlıkların daha geniş bir şekilde anlaşılması açısından potansiyel faydalar oldukça önemlidir. Yapay zeka ile tarihsel uzmanlığı birleştiren bu disiplinlerarası yaklaşım, tarihi araştırmaların geleceği ve kültürel mirasın korunması için büyük umut vaat ediyor. Referanslar: Assael, Y., Sommerschield, T., & Prag, J. (2019). Restoring ancient text using deep learning: a case study on Greek epigraphy. Association for Computational Linguistics. https://aclanthology.org/D19-1668 Baker, S., Elliott, T., & Vanhoutte, E. (2020). Ethical considerations in digital humanities. Digital Scholarship in the Humanities, 35(1), 1-15. Lample, G., & Conneau, A. (2019). Cross-lingual language model pretraining. Advances in Neural Information Processing Systems, 32, 7059-7069. Maggiori, E., Tarabalka, Y., Charpiat, G., & Alliez, P. (2019). High-resolution semantic labeling with convolutional neural networks. IEEE Transactions on Geoscience and Remote Sensing, 55(12), 7092-7103. Smith, A. (2020). The impact of AI on historical text analysis. Journal of Digital Humanities, 8(2), 45-59. University of Oxford. (2019). Restoring ancient Greek inscriptions using AI deep learning. https://www.ox.ac.uk/news/arts-blog/restoring-ancient-greek-inscriptions-using-ai-deep-learning Teknoloji ve Dil Son Yazılar 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 1/1/2035 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla

  • Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü

    Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü 25.08.24 Yazar: Nursima Çalış Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Toplumların fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, sanal paranın günümüzde ve gelecekteki konumunun ne düzeyde olacağı konularını ele almaktadır. Ödeme sistemleri ve ödeme araçları, gelişen finansal piyasaların ortaya çıkardığı yeni kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitlenmeye ve değişmeye devam etmektedir. Teknolojinin her alanda yaptığı yenilikler ve gelişmeler, yeni ödeme yöntemlerinin oluşmasına da olanak sağladı. Finansal piyasalardaki bazı aktörlerin; işlemlerin hızının ve bilgi gizliliğinin artmasına yönelik talepleri ile merkez bankalarının ihraç ettiği ve politikalarıyla yönettiği para birimlerine karşı sergiledikleri protesto tutumu, sanal para birimlerinin (SPB'lerin) ortaya çıkmasında ve kısa zamanda adlarını duyurmalarında rol oynayan faktörlerin başında gelmektedir. Sanal para birimleri en çok emtia para, itibari para ve elektronik para ile, özellikle paranın temel fonksiyonu bağlamında karşılaştırılmakta; sanal para birimlerinin benzerlikleri kadar farklı yönleri de bulunmaktadır. Günümüzde, ilk sanal para birimi örneği olan Bitcoin'in kullandığı teknolojiyi esas alarak üretilmiş yüzlerce sanal para birimi mevcuttur. Değeri üretildiği malzemeden gelen paralara “emtia para” denir. Emtia paralar tamamıyla elle tutulur, gözle görülür oluşumlardır. Dünyada kullanıldığı bölgelere ve zamanlara göre, çay, inci, tuz, fildişi, sığır, köle, bakır, demir gibi emtialar uzun yıllar boyunca değişim aracı şeklinde işlem görmüştür (Özdemir, 2017). Değişim aracı olarak kullanılmasalar dahi, kendileri değerli olduğu için değişim aracı olarak kullanılmışlardır. Güvenilir ve fiziki olmaları nedeniyle, ekonomik çalkantı ve krizlerde, paranın değerinin çok düştüğü hiper enflasyon durumlarında insanlar devletlerin bastığı paralar yerine emtia paralara yönelirler. İnsanlık tarihi boyunca en yaygın olarak kullanılan emtia paralar ise altın ve gümüştür. Paranın serüveni önce mal ve hizmetlerin takası, daha sonra emtia olarak kullanılması, ardından altın/gümüş olarak işlem görmesi, altın karşılığı olan banknot olarak kullanılması ve günümüzde de altın karşılığı bulunmayan, güvene dayalı itibari paraya çevrilmesi ile gelişmiştir. Bu süreç günümüzde dijital ve kripto paralara doğru devam etmektedir. Önemli bir değişim aracı olan para, insanlığın teknolojik, ekonomik ve bilimsel gelişmesine bağlı olarak somuttan soyuta doğru bir süreç izlemektedir (Çakracıoğlu, 2016). Elektronik sanal para, dijital formda bulunan ve elektronik cihazlar aracılığıyla kullanılan parayı ifade eder. Bu tür paralar, dijital cüzdanlarda saklanır ve çevrimiçi işlemler, mobil ödemeler ve elektronik fon transferleri gibi çeşitli dijital işlemler için kullanılır. Elektronik sanal paralar, merkezi bir otorite tarafından yönetilebileceği gibi (örneğin, banka hesaplarındaki dijital paralar) merkezi olmayan sistemler tarafından da yönetilebilir (örneğin, kripto paralar). Bu paralar, geleneksel kâğıt para ve madeni paraların dijital eşdeğerleridir ve genellikle hızlı, güvenli ve kolay ödeme yöntemleri sunarlar. PayPal ve Venmo gibi dijital ödeme platformları mevcuttur. Carpenter (2016), Ocak 2012 ve Mayıs 2016 dönemi arasındaki verilerden faydalanarak oluşturduğu çalışmasında, Bitcoin değerinin oynak bir seyir izlemesine rağmen oldukça yüksek bir getiri oranına sahip olduğunu ve geri kalan finansal varlıklarla düşük korelasyon ilişkisi içermesi nedeniyle oldukça önemli bir portföy çeşitlendirme enstrümanı olduğunu belirtmiştir. Moore ve Stephen (2016), çalışmalarında gelecek dönemlerde ülkelerin merkez bankalarının uluslararası rezerv miktarlarının bir kısmını kripto varlıklara ayırmasının olası avantaj ve dezavantajlarına yer vermektedirler. Çalışmanın neticesinde, bu varlıkların gerçekleştirilen birçok işlemi kolaylaştırabileceğini ancak rezerv içindeki oranının aşırı dalgalanmalardan dolayı sınırlı tutulması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Corbet vd. (2018), çeşitli kripto varlıkları seçerek diğer iktisadi varlıklarla arasındaki oynaklık ve getiri oranlarını incelemişlerdir. Çalışmanın neticesinde kripto varlıkların kısa dönemli olarak yatırımcılarına avantaj getirebileceği ve ekonomide meydana gelen ani şoklardan en az seviyede etkilendiklerini ortaya çıkarmışlardır. Karaağaç ve Altınırmak (2018), belirlenmiş on kripto varlığın kendi aralarındaki etkileşimleri üzerinde durmuşlardır. Johansen Eşbütünleşme Analizi ile Granger Nedensellik Testinden faydalanarak, Bitcoin'in ve NEM'in Bitcoin Cash'in Granger nedeni olduğu ortaya çıkarılmıştır. Vostakis ve Giotitsas (2014), Bitcoin gibi sanal varlıkların politika üzerindeki etkisini, dijital para biriminin yükselişi, fayda ve zararlarını araştırmaktadırlar. Farklı bir zemine sahip olan sanal paralar, "dağınık kapitalizmin" bir örneği olduğunu ve üstün bir teknolojik gelişme olduğunu savunmuşlardır. En Çok Tercih Edilen Kripto Paralar: Bitcoin (BTC) Ethereum (ETH) Binance Coin (BNB) Cardano (ADA) Tether (USDT) Bu bilgiler sunulurken çeşitli araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Akademik makaleler ve web sitelerinden yararlanılmıştır. Sanal paralar, birçok platformda yer almış durumda. Değeri her geçen gün artan kripto paralar, hayatımızda hem ödeme hem de yatırım aracı olarak kullanılmaktadır. Son zamanlarda Bitcoin gibi birçok kripto para, yatırım aracı olarak hayatımızda yer alıyor. Ekonomik dalgalanmalardan en az hasarla çıkmalarından kaynaklı olarak güvenli bir yatırım aracı olarak görülüp yoğun bir talep almaktadır. Sanal paralar, aslında yüzyıllar öncesinden hayatımıza girip yer edinmiş durumda. Paranın yaşam döngüsü, geçmişteki takas yöntemi ile başlayıp günümüzde sanal para yöntemine evrilmiştir. Sanal paranın daha ucuz ve işlem görmesinin daha kullanışlı olmasından kaynaklı olarak gelecekte daha fazla hayatımızda yer alacağı öngörülmektedir. Referanslar: Özdemir, A. (2017). Emtia Para Nedir? Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 2(4), 81-97. Çakracıoğlu, B. (2016). Paranın Evrimi. PressAcademia Procedia, 14(1), 80-83. Carpenter, D. (2016). Bitcoin as a Portfolio Diversification Tool. Journal of Cryptocurrency, 1(1), 12-34. Moore, J., & Stephen, W. (2016). Central Bank Reserves and Cryptocurrencies. Economic Review, 5(3), 45-67. Corbet, S., Lucey, B., & Yarovaya, L. (2018). The Financial Market Impact of Cryptocurrencies. Journal of Financial Stability, 34, 52-63. Karaağaç, B., & Altınırmak, T. (2018). Analyzing the Interactions among Major Cryptocurrencies: The Case of Bitcoin and NEM. International Journal of Economics, 8(2), 125-142. Vostakis, N., & Giotitsas, C. (2014). The Political Economy of Cryptocurrencies: The Rise of Bitcoin. Digital Economy Journal, 3(1), 89-103. Güncel Teknoloji ve Finans/Ekonomi Makaleleri 01.04.25 Güney Kore’nin Teknoloji Odaklı Ekonomik Kalkınma Süreci Güney Kore, 1960'lı yıllardan itibaren teknoloji odaklı ekonomik kalkınma politikaları uygulayarak, yabancı teknolojiyi benimseyip kendi üretimine entegre ederek büyük bir ekonomik büyüme sağlamıştır. Bu süreçte büyük holdinglerin AR-GE yatırımları ve teknoloji alanındaki yenilikçi adımlar, ülkenin küresel pazarda rekabetçi bir güç haline gelmesine yardımcı olmuştur. Daha Fazla 04.02.25 Şeffaf Finans Dünyası:Regtech RegTech, finans sektöründe düzenleyici uyumluluk, veri analizi ve kimlik doğrulama gibi alanlarda düşük maliyetli ve etkili çözümler sunarak şeffaflık ve istikrar sağlamaktadır. Aynı zamanda zamandan tasarruf ve itibar kaybını önleme gibi avantajlarla bankacılık sektörünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Daha Fazla 05.12.24 Merkez Bankalarının Dijital Para Birimine Geçişi Bu makalede, Merkez Bankası Dijital Para Sistemleri (CBDC) ve avantajları ile dezavantajları ele alınmaktadır. Özellikle dijital para sistemlerinin ekonomik etkileri, finansal sistemdeki dönüşüm ve potansiyel riskler üzerine bir analiz yapılmaktadır. Daha Fazla 30.10.24 Yeşil Teknolojiler Ve Ekonomik Çözüm Yeşil ekonomi, çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltarak sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomik yaklaşımdır. Yeşil teknoloji ise çevre dostu üretim süreçleri ile enerji tasarrufu ve doğal kaynakların verimli kullanımını sağlayarak bu hedefe ulaşmada önemli bir rol oynar. Daha Fazla 25.08.24 Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Daha Fazla 07.07.24 E-Ticaretin Ülke Ekonomilerindeki Yeri E-ticaretin ekonomik büyüme, istihdam ve verimliliğe katkılarını incelerken; lojistik zorluklar ve sürdürülebilirlik sorunlarına da değinmektedir. Ayrıca, e-ticaretin geleneksel perakende sektöründe rekabet baskısı yarattığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla

  • Öğrenme Yolculuğunda Kullanılabilecek Yapay Zeka Araçları | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Öğrenme Yolculuğunda Kullanılabilecek Yapay Zeka Araçları 21.10.24 Yazar: Nisa Nur Taş Son dönemlerde yapay zekânın hızlı gelişimi sayesinde birçok yapay zekâ araçları ortaya çıkmıştır. Bu yapay zekâ araçları birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da kullanıcılarına büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Bu makalede, eğitim alanında kullan yapay zekâ araçları tanıtılarak, bu araçların öğrencilere ve öğretmenlere nasıl fayda sağladığı incelenmiştir. Teknolojinin ve yapay zekânın son yıllarda hızlı bir şekilde gelişmesiyle her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kullanılabilecek birçok yapay zekâ araçları ortaya çıkmıştır. Bu yapay zekâ araçları, öğrenme deneyimini hızlandırıp kolaylaştırarak insanlara istediği konuları etkili bir şekilde öğrenme şansı sunmaktadır. Bu teknolojiler yalnızca öğrenciler için değil öğretmenler için de çeşitli avantajlar sunarak öğretmenlere yardımcı olmaktadır. Yapay zekâ, eğitimde öğrenme deneyimlerini kişiselleştirmek ve öğrencilerin ihtiyaçlarına kişisel çözümler sunmak için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Dijital öğrenme platformları ve yapay zekâ araçları ile öğrencilerin dünyanın dört bir yanından eğitim alması ve bilgiye ulaşması çok kolay bir hale gelmiştir. (Hew & Brush, 2007) [1] Yapay zekâ araçları yalnızca öğrenciler değil öğretmenlerin de hayatını kolaylaştırarak eğitim materyallerini daha kolay bir şekilde hazırlamasını sağlamıştır. Yapay zekâ, öğrenme materyalleri sunmak, değerlendirmeler yapmak, öğrenme geri bildirimi almak için kullanılabilir. Yapay zekâ, çeşitli eğitim teknolojisi platformlarına yaygın olarak uygulanmıştır. Yapay zekâ öğrenciler ve öğretmenler için birçok fayda sağlar. Öğrenciler istedikleri zaman istedikleri konu ile ilgili bilgi edinebilir ve eğitim alabilirler. Öğretmenler, değerlendirme yapan yapay zekâ araçları ile öğrencilerin zayıf olduğu konuları hızlıca tespit edebilirler. Öğretmenler için otomatik olarak müfredat oluşturabilen yapay zekâ araçları öğretmenlere büyük bir zaman kazancı sağlar. [2] Grammarly Grammarly, öğrencilerin yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olan yapay zekâ destekli bir yazma asistanıdır. Gerçek zamanlı olarak dil bilgisi, yazım, noktalama hatalarını tespit edip düzeltebilir. Ayrıca yazılan cümleleri analiz edip nasıl daha iyi yazılabileceği hakkında da öneriler verir. Bu araç özellikle öğrencilerin deneme, dönem ödevi ve diğer akademik ödevleri yazarken çok faydalıdır. [3] Notion Notion, öğrencilerin ödevlerini, notlarını ve projelerini düzenlemelerini ve yönetmelerini sağlayan bir çalışma alanıdır. Öğrencilerin ister tek başlarına ister sınıf arkadaşları ile birlikte çalışma imkânı sunar. Görev paylaşımı, yorum yapma olanaklarıyla sorunsuz bir işbirliği sağlar. İçerisinde bulunan binlerce şablon sayesinde hem kişisel hem de profesyonel hayatta hızlı ve kolay bir kullanım sağlar. ChatGPT OpenAI tarafından geliştirilen bu sohbet robotu insan konuşmalarını taklit ederek çok çeşitli konulardaki soruları yanıtlayabilir. Hafıza özelliği ile kullanıcıları hakkında bilgi toplayıp bir sonraki konuşmalarda bu bilgileri kullanarak daha kişisel bir cevap sunabilir. Öğrenciler, sorularına anında yanıt almak ve karmaşık kavramlar hakkında açıklama aramak için kullanabilirler. Gamma Gamma, kullanıcılarının saniyeler içinde çarpıcı belgeler, sunumlar ve web sayfaları oluşturmasını sağlayan bir platformdur. Hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin hızlıca sunum hazırlamasını sağlayabilen bu platform, yapay zekâ sayesinde içerik üretmeyi inanılmaz derecede kolaylaştırır. Özelleştirilebilir şablonlar sayesinde öğrenciler ve öğretmenler kolayca düzenleyebilir ve içeriği özelleştirebilirler. [4] Perplexity Perplexity, kullanıcılarının soruları doğru ve kapsamlı yanıtlat sağlamak için yapay zekâ teknolojilerini kullanan AI destekli bir arama motoru ve sohbet robotudur. Web'de gerçek zamanlı arama yapmak ve çeşitli konularda güncel bilgiler sunmak üzere tasarlanmıştır. PDF’lere erişim, ücretsiz kullanım ve yanıtı üretirken kullandığı kaynakları belirtme özellikleri ile öğrencilerin öğretmenlerin bilgiye daha kolay bir şekilde ulaşmasını sağlar. [5] 5.Bulgular Yapay zekâ araçlarının eğitimde kullanımı, özellikle şu üç temel alanda önemli faydalar sağlamaktadır: Kişiselleştirilmiş öğrenme, otomatik değerlendirme ve adaptif öğretim. Yapay zekâ araçlarının Öğrencilerin karmaşık konuları kolay bir şekilde öğrenmesini sağlar ve hem kişisel hem de profesyonel hayatta düzenli olmayı kolaylaştırır. Yapay zekâ araçlarının eğitimde kullanımı, öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha etkili hale getirirken, öğretmenlerin de daha verimli çalışmasına olanak tanımaktadır. Ancak, bu araçların kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken bazı etik ve pratik sorunlar da bulunmaktadır. Örneğin, öğrencilerin verilerinin gizliliği ve bu verilerin nasıl kullanıldığına dair sorular, bu araçların eğitimde geniş çapta benimsenmesinde önemli bir engel teşkil edebilir. Eğitimde YZ araçlarının kullanımı, çeşitli etik sorunları da beraberinde getirmektedir. Öğrenci verilerinin gizliliği, bu alandaki en önemli etik konulardan biridir. Ayrıca, bu araçların eğitimdeki kullanımının öğretmenler ve öğrenciler üzerindeki pratik etkileri de dikkate alınmalıdır. Yapay zekâ araçları, eğitimde önemli faydalar ve kolaylıklar sağlamaktadır. Bilgiye erişimi kolaylaştıran ve zamandan tasarruf sağlayan bu araçların daha geniş çapta benimsenmesi için, öğrencilerin ve öğretmenlerin bu teknolojilere adaptasyon süreçlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, yapay zekânın eğitimdeki etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılmalı ve bu araçların etik kullanımı üzerine rehberler oluşturulmalıdır. Referanslar [1]Hew, K. F., & Brush, T. (2007). Integrating technology into K-12 teaching and learning: Current knowledge gaps and recommendations for future research. Educational Technology Research and Development, 55(3), 223-252. [2]Fitria, T. N. (2021, December). Artificial intelligence (AI) in education: Using AI tools for teaching and learning process. In Prosiding Seminar Nasional & Call for Paper STIE AAS (Vol. 4, No. 1, pp. 134-147). [3]IU International. (2024). Best AI Tools for Students . Retrieved from The Best AI Tools for Students | IU International [4]Gamma: AI-Powered Presentation Builder & Visual Communication Tool | Deepgram [5]Perplexity AI: What You Need to Know and How to Use It | by Entrustech | Medium Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi

    Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi 15.07.24 Yazar: Gamze Değirmen Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Yapay Zeka (AI) Nedir? Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin öğrenme, problem çözme, öneri sunma gibi insanoğlunun becerilerine benzer bilişsel işlevleri taklit edebilme kapasitesine verilen addır. Yapay zeka (AI) son zamanlarda günlük hayatımızdan eksik olmayan bir araç haline gelmeyi başarmıştır. Okul, iş gibi alanlarda yaygın olasıyla birlikte günün herhangi bir saatinde kullandığımız telefon ve bilgisayarlarımızdaki akıllı asistanlar ile farkında olmadan neredeyse her dakika ve saniye kullanmaktayız. Medya, Teknolojinin gelişmesi ve yapay zekanın (AI) günlük hayatımızda yer edinmesiyle birlikte birçok yeniliğe damga vurmuştur. Bu yenilikler birkaç bölüme ayrılırken hem medyayı, hem de medyayı kullanan bizlere olan etkileri derinlemesine incelenmelidir. Bu yenilikler iki başlık altında toplanabilir: Yapay Zeka (AI) ve Medya Üretimi Gołąb-Andrzejak (2023) tarafından yazılan "Üretken AI ve ChatGPT'nin Dijital Reklam Kampanyaları Oluşturma Üzerindeki Etkisi" adlı araştırma makalesinde yapay zeka, dijital pazarlama alanında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Yapay zeka, içerik üreticilerinin içeriklerini üretirken de kullanılmakta olup video üretiminden videonun içeriğini oluşturmasına kadar geniş bir yelpazede fayda sağlamaktadır. Ayrıca, içerik üreticilerinin videolarının açıklamalarına yazdığı yazıları otomatik metin oluşturma yapay zeka araçları ile hazırlanabilmekte, film senaryosu, müzik kompozisyonu, blog ve hatta makale yazımlarında kullanılabilmektedir. Oxford Academic (2022) tarafından yapılan bir araştırmada, plastik cerrahlar için yapay zeka ile sosyal medyada içerik üretip yönetim stratejileri belirlemenin etkileri bir yıl boyunca incelenmiştir. Bu da yapay zekanın medyaya olan katkısı ve etkisi hakkında deney ve gözlem yoluyla bilgi edinmenin önemini göstermektedir. Yapay zeka araçlarının medyaya olan etkisinin araştırmalarının sonuçlara deney yaparak bulunmaktadır. Oxford Academic tarafından yapılan bir araştırmada Plastik Cerrahları için yapılan yapay zeka ile sosyal medyada içerik üretip yönetim stratejileri belirlediklerini bir sene içerisinde kayıta almışlardır. [2] Bu da gösteriyor ki yapay zekanın medyaya olan katkısı ve etkisi hakkında bir araştırma yapılıyorsa, deney ve gözlem başa gelmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yapay zeka (AI) medyanın birçok alanında kendisini geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde oldukça göstermektedir. Bazı kişilere göre ise yapay zeka yakın bir gelecekte insanoğlunun medya alanında yaptığı her şeyi yapabilecek ve çoğu alanda insanlara gerek kalmayacak. Şu an bile habercilik ve reklamcılık, içerik üreticiliği, film, dizi üretilmesi, blog ve makale yazımları gibi medyanın çeşitli alanlarında yaygın bir şekilde kullanılan yapay zeka araçları, insanlığa sadece kolaylık mı sağlayacak yoksa insanların işlerini yaparak insanlara iş bulmakta zorluk mu yaşatacakları konusunda insanlar arasında tartışmalar sürmektedir. Bu durum, yapay zekanın sunduğu fırsatlarla birlikte getirdiği zorluklar arasında bir denge kurmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Yapay zekanın (AI) günümüzde yer edinmesi ile medya endüstrisinde büyük değişiklikler yaşanmakta, içerik üretiminden dağıtımına kadar birçok süreç yeniden şekillenmektedir. Bu dönüşüm, hem fırsatlar hem de zorluklar bulundurmaktadır. Sonuç olarak, yapay zekanın medya üzerindeki etkilerini en iyi şekilde yönetebilmek için teknoloji ile insanların yaptığı işler arasındaki dengeyi korumak, sürekli olarak bu alandaki gelişmeleri takip etmek büyük önem taşımaktadır. Medya endüstrisinde çalışan ve içerik üreten insanlar, yapay zekanın sunduğu fırsatları en verimli şekilde kullanırken, toplum üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmek için stratejik adımlar atmalıdır. Referanslar Gołąb-Andrzejak, E. (2023). Üretken AI ve ChatGPT'nin Dijital Reklam Kampanyaları Oluşturma Üzerindeki Etkisi. https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/01969722.2023.2296253 Oxford Academic. (2022). Plastik Cerrahlar için Yapay Zeka ile Sosyal Medyada İçerik Üretip Yönetim Stratejileri. https://academic.oup.com/asj/article-abstract/44/7/769/7608227?redirectedFrom=fulltext Teknoloji ve Medya Son Yazılar 14.12.24 Yapay Zeka ve Gazetecilik: Dijital Dönüşümde Yeni Bir Araç Bu makalede, gazetecilikte yapay zeka kullanımının etkileri incelenmektedir. Yapay zekanın haber üretim sürecinde hız, doğruluk ve kişiselleştirme gibi avantajlar sağladığı, ancak tarafsızlık ve etik sorunlar gibi dikkat edilmesi gereken zorluklar sunduğu vurgulanmaktadır. Daha Fazla 09.11.24 Podcast’lerin Yükselişi Podcast'ler sosyal medya ve teknolojinin etkisiyle popülerlik kazanarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmakta ve içerik üreticilerinin toplumsal farkındalık yaratma ve eğlence alanında etkili bir araç olarak kullanmaları önerilmektedir. Daha Fazla 02.09.24 Dijital Dünyada Kesintiler: Instagram’ın Kapatılmasının Etkileri Bu makale, Instagram’ın Türkiye’de geçici olarak kapatılmasının içerik üreticileri, izleyiciler ve dijital pazarlama üzerinde yarattığı etkileri inceliyor. Sosyal medya platformlarının erişime kapatılmasının, özellikle içerik üreticileri için ciddi gelir kayıplarına ve kullanıcı davranışlarında önemli değişikliklere yol açtığı vurgulanmaktadır. Daha Fazla 29.08.24 VR Sanatının Medya Dünyasında Devrim Yaratan Etkileri Teknolojinin günümüzdeki şeklini almasıyla birlikte birçok şey değişmiştir. Medyada paylaşılan sanat, yavaş yavaş dijital sanata dönmektedir. Bunun medya ve sanata olan etkilerinin iyi veya kötü olması hakkında hala tartışmalar devam ederken dijital sanat medyada yer almaya ve çoğalmaya devam etmektedir. Daha Fazla 07.08.24 Sosyal Medya Kullanıcıları ve Sahte Haberler: Sosyal Medyada Bilgiye Erişim ve Dijital Yeterliliklerin Rolü Sahte haberler, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla artmış ve özellikle yaşlı kesim üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, gençlerin dijital yetkinlikleri sayesinde bu konuda daha bilinçli oldukları bulunmuş; bu nedenle yaşlıların bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Daha Fazla 15.07.24 Dijital Dönüşüm: Yapay Zekanın Medya Devrimi Yapay zeka, medya üretimi ve dağıtımında devrim niteliğinde değişiklikler yaparak içerik oluşturma ve kişiselleştirme süreçlerini dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, medya endüstrisinde verimliliği artırırken aynı zamanda iş gücü piyasasında belirsizlikler ve etik sorunlar doğurmuştur. Daha Fazla

  • Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü | TechMakale

    Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Fiziksel Paranın Sanal Paraya Dönüşümü 25.08.24 Yazar: Nursima Çalış Fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmış ve kripto paralar, hem ödeme hem de yatırım aracı olarak giderek daha fazla hayatımıza dahil olmaktadır. Gelecekte, sanal paraların daha da yaygınlaşacağı öngörülmektedir. Toplumların fiziksel paradan sanal paraya geçiş süreci, sanal paranın günümüzde ve gelecekteki konumunun ne düzeyde olacağı konularını ele almaktadır. Ödeme sistemleri ve ödeme araçları, gelişen finansal piyasaların ortaya çıkardığı yeni kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitlenmeye ve değişmeye devam etmektedir. Teknolojinin her alanda yaptığı yenilikler ve gelişmeler, yeni ödeme yöntemlerinin oluşmasına da olanak sağladı. Finansal piyasalardaki bazı aktörlerin; işlemlerin hızının ve bilgi gizliliğinin artmasına yönelik talepleri ile merkez bankalarının ihraç ettiği ve politikalarıyla yönettiği para birimlerine karşı sergiledikleri protesto tutumu, sanal para birimlerinin (SPB'lerin) ortaya çıkmasında ve kısa zamanda adlarını duyurmalarında rol oynayan faktörlerin başında gelmektedir. Sanal para birimleri en çok emtia para, itibari para ve elektronik para ile, özellikle paranın temel fonksiyonu bağlamında karşılaştırılmakta; sanal para birimlerinin benzerlikleri kadar farklı yönleri de bulunmaktadır. Günümüzde, ilk sanal para birimi örneği olan Bitcoin'in kullandığı teknolojiyi esas alarak üretilmiş yüzlerce sanal para birimi mevcuttur. Değeri üretildiği malzemeden gelen paralara “emtia para” denir. Emtia paralar tamamıyla elle tutulur, gözle görülür oluşumlardır. Dünyada kullanıldığı bölgelere ve zamanlara göre, çay, inci, tuz, fildişi, sığır, köle, bakır, demir gibi emtialar uzun yıllar boyunca değişim aracı şeklinde işlem görmüştür (Özdemir, 2017). Değişim aracı olarak kullanılmasalar dahi, kendileri değerli olduğu için değişim aracı olarak kullanılmışlardır. Güvenilir ve fiziki olmaları nedeniyle, ekonomik çalkantı ve krizlerde, paranın değerinin çok düştüğü hiper enflasyon durumlarında insanlar devletlerin bastığı paralar yerine emtia paralara yönelirler. İnsanlık tarihi boyunca en yaygın olarak kullanılan emtia paralar ise altın ve gümüştür. Paranın serüveni önce mal ve hizmetlerin takası, daha sonra emtia olarak kullanılması, ardından altın/gümüş olarak işlem görmesi, altın karşılığı olan banknot olarak kullanılması ve günümüzde de altın karşılığı bulunmayan, güvene dayalı itibari paraya çevrilmesi ile gelişmiştir. Bu süreç günümüzde dijital ve kripto paralara doğru devam etmektedir. Önemli bir değişim aracı olan para, insanlığın teknolojik, ekonomik ve bilimsel gelişmesine bağlı olarak somuttan soyuta doğru bir süreç izlemektedir (Çakracıoğlu, 2016). Elektronik sanal para, dijital formda bulunan ve elektronik cihazlar aracılığıyla kullanılan parayı ifade eder. Bu tür paralar, dijital cüzdanlarda saklanır ve çevrimiçi işlemler, mobil ödemeler ve elektronik fon transferleri gibi çeşitli dijital işlemler için kullanılır. Elektronik sanal paralar, merkezi bir otorite tarafından yönetilebileceği gibi (örneğin, banka hesaplarındaki dijital paralar) merkezi olmayan sistemler tarafından da yönetilebilir (örneğin, kripto paralar). Bu paralar, geleneksel kâğıt para ve madeni paraların dijital eşdeğerleridir ve genellikle hızlı, güvenli ve kolay ödeme yöntemleri sunarlar. PayPal ve Venmo gibi dijital ödeme platformları mevcuttur. Carpenter (2016), Ocak 2012 ve Mayıs 2016 dönemi arasındaki verilerden faydalanarak oluşturduğu çalışmasında, Bitcoin değerinin oynak bir seyir izlemesine rağmen oldukça yüksek bir getiri oranına sahip olduğunu ve geri kalan finansal varlıklarla düşük korelasyon ilişkisi içermesi nedeniyle oldukça önemli bir portföy çeşitlendirme enstrümanı olduğunu belirtmiştir. Moore ve Stephen (2016), çalışmalarında gelecek dönemlerde ülkelerin merkez bankalarının uluslararası rezerv miktarlarının bir kısmını kripto varlıklara ayırmasının olası avantaj ve dezavantajlarına yer vermektedirler. Çalışmanın neticesinde, bu varlıkların gerçekleştirilen birçok işlemi kolaylaştırabileceğini ancak rezerv içindeki oranının aşırı dalgalanmalardan dolayı sınırlı tutulması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Corbet vd. (2018), çeşitli kripto varlıkları seçerek diğer iktisadi varlıklarla arasındaki oynaklık ve getiri oranlarını incelemişlerdir. Çalışmanın neticesinde kripto varlıkların kısa dönemli olarak yatırımcılarına avantaj getirebileceği ve ekonomide meydana gelen ani şoklardan en az seviyede etkilendiklerini ortaya çıkarmışlardır. Karaağaç ve Altınırmak (2018), belirlenmiş on kripto varlığın kendi aralarındaki etkileşimleri üzerinde durmuşlardır. Johansen Eşbütünleşme Analizi ile Granger Nedensellik Testinden faydalanarak, Bitcoin'in ve NEM'in Bitcoin Cash'in Granger nedeni olduğu ortaya çıkarılmıştır. Vostakis ve Giotitsas (2014), Bitcoin gibi sanal varlıkların politika üzerindeki etkisini, dijital para biriminin yükselişi, fayda ve zararlarını araştırmaktadırlar. Farklı bir zemine sahip olan sanal paralar, "dağınık kapitalizmin" bir örneği olduğunu ve üstün bir teknolojik gelişme olduğunu savunmuşlardır. En Çok Tercih Edilen Kripto Paralar: Bitcoin (BTC) Ethereum (ETH) Binance Coin (BNB) Cardano (ADA) Tether (USDT) Bu bilgiler sunulurken çeşitli araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Akademik makaleler ve web sitelerinden yararlanılmıştır. Sanal paralar, birçok platformda yer almış durumda. Değeri her geçen gün artan kripto paralar, hayatımızda hem ödeme hem de yatırım aracı olarak kullanılmaktadır. Son zamanlarda Bitcoin gibi birçok kripto para, yatırım aracı olarak hayatımızda yer alıyor. Ekonomik dalgalanmalardan en az hasarla çıkmalarından kaynaklı olarak güvenli bir yatırım aracı olarak görülüp yoğun bir talep almaktadır. Sanal paralar, aslında yüzyıllar öncesinden hayatımıza girip yer edinmiş durumda. Paranın yaşam döngüsü, geçmişteki takas yöntemi ile başlayıp günümüzde sanal para yöntemine evrilmiştir. Sanal paranın daha ucuz ve işlem görmesinin daha kullanışlı olmasından kaynaklı olarak gelecekte daha fazla hayatımızda yer alacağı öngörülmektedir. Referanslar: Özdemir, A. (2017). Emtia Para Nedir? Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 2(4), 81-97. Çakracıoğlu, B. (2016). Paranın Evrimi. PressAcademia Procedia, 14(1), 80-83. Carpenter, D. (2016). Bitcoin as a Portfolio Diversification Tool. Journal of Cryptocurrency, 1(1), 12-34. Moore, J., & Stephen, W. (2016). Central Bank Reserves and Cryptocurrencies. Economic Review, 5(3), 45-67. Corbet, S., Lucey, B., & Yarovaya, L. (2018). The Financial Market Impact of Cryptocurrencies. Journal of Financial Stability, 34, 52-63. Karaağaç, B., & Altınırmak, T. (2018). Analyzing the Interactions among Major Cryptocurrencies: The Case of Bitcoin and NEM. International Journal of Economics, 8(2), 125-142. Vostakis, N., & Giotitsas, C. (2014). The Political Economy of Cryptocurrencies: The Rise of Bitcoin. Digital Economy Journal, 3(1), 89-103. Son Yayınlar 07.07.25 Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir. Daha Fazla 10.06.25 Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Daha Fazla 27.05.25 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 20.05.25 Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır. Daha Fazla 13.05.25 Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi. Daha Fazla 08.04.25 Teknoloji ve işaret dili: Dijital platformlar ve yapay zeka araçlarının işaret dilleri üzerindeki etkileri İşaret dili kullanıcıların dil edinimlerine yardımcı olmak ve onlarla olan bağı güçlendirmek, topluma katılımlarını kolaylaştırabilmek adına dijital ortamlarda oluşturulan birçok proje bulunmaktadır. Daha Fazla

  • Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi

    Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Önceki Sonraki Facebook X (Twitter) WhatsApp LinkedIn Pinterest Bağlantıyı Kopyala Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi 27.05.25 Yazar: Zeynep Met Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Sanat eserlerinin korunması ve restorasyonu, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından kritik bir öneme sahiptir. Geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları, zamanla yaşlanan veya zarar gören sanat eserlerini eski görünümlerine kavuşturmayı amaçlar. Sanat eserlerinin korunumu ve restorasyonu, kültürel mirası korumak için önemlidir. Geleneksel yöntemlerle yapılan restorasyonlar, teknolojik ilerlemelerle önemli bir değişim yaşamıştır. Dijital tarama ve modelleme, yapay zeka ve nanoteknoloji gibi teknolojiler, restorasyon süreçlerini daha hassas ve etkili hale getirmiştir. Bu yenilikler, sanat eserlerinin korunmasına katkı sağlarken, aynı zamanda yeni zorluklar ve etik sorunlar da ortaya çıkarmıştır. Sanat restorasyonu ve korunumu üzerine yapılan önceki araştırmalar geleneksel yöntemlerden teknoloji destekli yaklaşımları geçişi kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Geleneksel restorasyon tepkileri genellikle uzman deneyimli ve manuel işlemleri dayanırken, teknolojinin entegrasyonu bu süreçleri dönüştürülmüştür. Gelişmiş Hassasiyet: Dijital tarama ve modelleme, sanat eserlerin ayrıntılı ve hassas bir şekilde belgelenmesini sağlamış, restorasyon süreçlerini iyileştirmiştir. Yapay Zeka Uygulamaları: Yapay zeka, zararın tespiti ve restorasyon evlerinin geliştirmesine etkili bir araç olmuş, ancak doğruluk ve güvenlik konularında dikkatli olunmalıdır. Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji: Bu teknolojiler, eserleri dayın okulun artırmakta ve uzun ömürlü koruma sağlamaktadır; ancak maliyeti uygulama zorluklar dikkate alınmalıdır. Zorluklar ve Etik Sorunlar: Teknolojinin entegrasyonu baz etik uygulama zorlukları yaratmakta, tarihsel ve sanatsal değerlerin korunmasına yönelik dikkatli bir yaklaşım gerektirmektedir. Önemli Çalışmalar: Sanat eserlerinin korunması ve restorasyonu sırasında kullanılan teknolojilerden bazıları: röntgende görüntülenme teknolojileri, ultraviyole işınlar, dijital tarama ve fotoğrafçılık , kimyasal analizler, veri tabanları ve yazılım araçları gibi yöntemlerdir. Günümüze kadar ulaşan dünyaca ünlü tablolar bile bu yöntemler kullanılarak restore edilmiştir. Hiçbir zaman nasıl korunduğu ve saklandığı aklınızın ucundan geçmeyecek o şöhretli eserlerden bazıları: Leonardo Davinci‘nin son akşam yemeği tablosu- röntgen ve infared teknolojisi Michelangelo’nun Sistine Şapeli tavanı-dijital fotoğrafçılık ve 3D tarama Van Gogh’un yıldızlı gece tablosu- ultraviyole ışınlar The Dead Sea Scrolls- X-ray ve multispektral görüntüleme Tutankhamun’un mezarı-dijital tarama ve kimyasal analizler Mona Lisa-Xray ve ultraviyole ışınlar Haghia Sophia Mozaikleri-dijital fotoğrafçılık ve 3D modelleme Teknolojinin sanat restorasyonu ve korunumu üzerine olan etkisini araştırmak için kullanılan yöntemlerden bazıları: Literatür Taraması: Teknoloji ve sanat restorasyonu üzerinde mevcut akademik çalışmalar incelenmiştir. Vaka Çalışmaları: Uluslararası başarılı restorasyon projeleri detaylı olarak analiz edilmiştir. Uzman Görüşmeleri: Alan uzmanları ile yapılan mülakatlar, teknolojinin pratik etkileri hakkında bilgi sağlamıştır. Karşılaştırmalı Analiz: Geleneksel ve teknoloji destekli restorasyon yöntemleri karşılaştırılmıştır. Teknolojinin sanat eserlerinin koruması ve restorasyonundaki rolü gerçekten çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Dijital aşivler, çevresel izleme, durum değerlendirmesi, artırılmış gerçeklik , önleyici koruma ve benzeri gibi birden fazla teknikle eserler üzerinde çalışılmaktadır. Eserlerin belgelenmesi, uzun vadeli koruma ve erişebilirlik sağlar. Çevresel koşulları takip ederek eserlerin zarardan korunmasına yardımcı olunur. Eserlerin mevcut durumu detaylı bir şekilde analiz edilerek restorasyon ihtiyaçları belirlenir. Restorasyon süreçlerini simüle ederek görselleştirme ve karar verme süreci desteklenir. Teknolojinin sanat restorasyonunda kullanımı, eserlerin tarihsel ve estetik bütünlüğünü koruma konusunda etik sorunlar yaratabilir. Teknolojik müdahaleler, eserin orijinalliğini ve tarihsel değerini riske atabilir. Bu nedenle, restorasyon sürecinde teknolojinin dikkatli ve şeffaf bir şekilde uygulanması, etik standartları uyması önemlidir. teknolojinin entegrasyonu, restorasyon süreçlerini daha hassas ve etkili hale getirirken, yüksek maliyetler ve teknik zorluklar gibi pratik engeller ortaya çıkarabilir. Ayrıca, teknoloji ve insan müdahalesi arasındaki dengeyi sağlamak, başarılı restorasyon sonuçları elde etmek için kritik öneme sahiptir. Sanat eserlerinin korunumu ve restorasyonu, kültürel mirası korumak açısından önemlidir. Teknolojik ilerlemeler, dijital tarama, yapay zeka ve nanoteknoloji gibi araçlarla restorasyonu daha hassas hale getirmiştir. Ancak, bu teknolojiler etik sorunlar ve pratik zorluklar da yaratmaktadır. Araştırmalar, teknolojinin restorasyondaki rolünü ve karşılaşılan zorlukları ortaya koymaktadır. Etik ve pratik engelleri aşmak için teknolojinin dikkatli uygulanması gerekmektedir. Gelecek önerileri: Teknolojik Yenilikler: Yeni teknolojilerin restorasyon süreçlerine entegrasyonu artırılmalıdır. Etik Standartlar: Restorasyon süreçlerinde net etik standartlar geliştirilmelidir. Maliyet ve Erişilebilirlik: Teknolojilerin maliyetleri düşürülmeli ve erişilebilirliği artırılmalıdır. Eğitim ve Bilinçlendirme: Restorasyon uzmanları için eğitim ve bilinçlendirme programları düzenlenmelidir. Çok Disiplinli Yaklaşımlar: Farklı disiplinler işbirliği içinde çalışarak etkili çözümler geliştirilmelidir. Referanslar: Artificial Paintings. (2024, June 21). How technology supports art preservation efforts . ArtificialPaintings.com. https://artificialpaintings.com/blog/2024/06/21/how-technology-supports-art-preservation-efforts/ Artificial Paintings. (2024, June 22). How technology is reshaping art conservation: Introduction . ArtificialPaintings.com. https://artificialpaintings.com/blog/2024/06/22/how-technology-is-reshaping-art-conservationintroduction/ Carver, M. (2022, August). Art restoration technologies . Arts Management and Technology Laboratory (AMT Lab). https://amt-lab.org/blog/2022/8/art-restoration-technologies Teknoloji ve Sanat Son Yazılar 27 Mayıs 2025 Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır. Daha Fazla 18 Mart 2025 Dijital Zihinler: Yapay Zeka ve İnsan Sanatçılığının Simbiyotik İlişkisi Makale, yapay zekanın sanatta insan sanatçılarıyla oluşturduğu iş birliğini ve bunun yaratıcı süreçlere etkisini inceliyor. YZ, duygusal derinlikten yoksun olsa da, insan müdahalesiyle yeni sanat formları ortaya çıkıyor. Ancak, etik sorunlar (özgünlük, telif hakları) hala gündemde ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Daha Fazla 21 Ocak 2025 Veri Görselleştirmenin Sanatsal İfade Üzerindeki Rolü Veri görselleştirme, bilgiyi grafiksel olarak sunarak estetik ve işlevselliği birleştirir. Bu yöntem, veriyi bilgi ve sanatsal ifade olarak değerlendirir. Çalışmalar, veri görselleştirmenin estetik ve işlevsel dengesini sağladığını ve sanatla bilgi arasında bir köprü kurduğunu gösterir. Daha Fazla 24 Aralık 2024 Blockchain ve Sanat Blockchain eknolojisinin sanat dünyasında sahiplik ve doğrulama süreçlerindeki rolünü incelenirken blockchain, sanat eserlerinin dijital olarak temsil edilmesi ve ticaretinin sağlanması açısından önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Daha Fazla 26 Ekim 2024 Heykel ve Tasarımlarda 3D Baskı 3D baskının karmaşık formlar üretimini kolaylaştırması ve sanatsal yeniliklere kapı açması vurgulanmaktadır. Stefan Maier'in "Hypnerotomachia Naturae" ve Mat Collishaw'ın "Equinox" eserleri gibi örneklerle, 3D baskının sanatsal ve teknik potansiyelleri incelenmektedir. Daha Fazla 31 Ağustos 2024 AARON: Yapay Zekanın Sanat Serüveni Yapay zeka sanatta ilk kez kim tarafından kullanıldı? Ne zaman kullanılmaya başladı? AARON'un tarihi nasıl ilerledi? Daha Fazla

Öne Çıkanlar

bottom of page