top of page
  • Instagram
  • LinkedIn
  • YouTube
  • 040b2b_ea491279772b40e59c1f037380cc484f~mv2_edited_edited

Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapotik Yaklaşımı

27.08.24

Yazar:

Neris Öncü

Yapay zeka, psikoloji alanında bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemesi gibi konularda yeni fırsatlar sunarken, etik ve pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu teknolojinin, insan zihni ve davranışlarını anlamada devrim niteliğinde ilerlemelere yol açacağı öngörülmektedir.

Yapay zeka, insan zekasına ve psikolojisine benzer şekilde öğrenme, problem çözme, algılama, karar verme, konuşma, öneri sunma özelliklerine sahiptir. Psikoloji, insan davranışlarını, duygularını, düşüncelerini ve zihinsel süreçlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Yapay zeka ve psikoloji arasında çok yakın bir bağ vardır. Çalışmada belirlenen amaç yapay zekanın psikoloji üzerindeki etkilerini belirlemektir.[1]



Yapay zekanın sağlık sektöründeki alanı oldukça geniştir. Özellikle yardıma uzak bölgelerde yaşayan insanlar için yapay zekanın açtığı kapılar göz ardı edilemeyecek derecede önemlidir. Psikoloji yapay zekaya insan zihninin nasıl çalıştığına dair ipuçları verirken, yapay zeka da psikolojiye insan zihninin modellenmesi ve anlaşılması konusunda yardımcı olmaktadır. Yapay zeka teknolojileri, bilişsel ve duygusal süreçleri analiz etmek ve psikopatolojiyi değerlendirmek için kullanılabilir. Doğal dil işleme algoritmaları ve makine öğrenme yöntemleri, hastaların terapistle yaptığı konuşmaları analiz edebilir ve potansiyel belirtileri ve teşhisleri tespit edebilir. Yapay zeka, terapi oturumlarında destekleyici bir rol oynayabilir. Sanal terapistler, hastalarla etkileşime geçebilir, önerilerde bulunabilir ve duygusal destek sağlayabilir. Yapay zeka tabanlı terapi araçları, hastaların terapötik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir ve evde veya klinik dışında da terapiye erişimi kolaylaştırabilir. [2]



Japonya’daki gelişmiş endüstriyel bilim ve teknoloji ulusal enstitüsü tarafından geliştirilen yapay zeka odaklı Paro, özellikle demans ve alzheimer hastaları için  olumlu etkiler göstermiştir. Hastalarla etkileşime girerek onlara duygusal destek sağlayarak yaşlıların sosyal yalnızlık ve depresyon belirtilerini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Fransa merkezli Aldebaran Robotics tarafından geliştirilen NAO, özellikle otizmli çocuklarla yapılan deneysel çalışmalarda kullanılmaktadır. İngiltere’deki Sussex Üniversitesi ve Amerika’daki Vanderbild Üniversitesi, NAO’nun otizmli çocuklarla etkileşime girerek onların sosyal becerilerini nasıl geliştirebileceğini araştırmaktadır. Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab tarafından geliştirilen Tega, çocukların eğitimine ve sosyal becerilerinin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunduğunu incelemek için deneysel çalışmalar yapmaktadır. Bu yapay zeka odaklı robot, çocuklarla oyun oynayıp hikaye anlatarak çocukların dil becerilerini ve sosyal yeteneklerini geliştirmelerinde yardımcı olmaktadır. [3]



Groningen Üniversitesi yapay zeka bölümünde doktorasını yapan Burcu Arslan’ın bir röportajında, yapay zeka ve psikoloji arasındaki bağlantıyı anlatmaktadır. Arslan, doktora tezinde çocukların ikinci derece zihin teorisi gelişiminin bilgisayarla modellenmesi üzerine çalıştığını söylemektedir. Clarigent Health adlı şirket, yapay zeka tabanlı akıl sağlığı teknolojileri klinisyenlere, ergenlerde, yetişkinlerde ve yaşlı bireylerde  majör depresyon, anksiyete bozuklukları, bilişsel ve hafıza sorunlarının teşhis ve tedavisi için multidisipliner bir uzman kadrosu ile çalışmaktadır. ABD şirketi olan Clarigent Health yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmaları üzerinde çalışmaktadır. Aynı şekilde Alman startup şirketi olan Moodpath, ruh hali takip sistemi üzerine çalışmaktır. Depresyon, bipolar bozukluk için duygu durum takibi, kişisel refah değerlendirmesi sunmak, sağlık uzmanı tarafından kullanılabilcek kişiye özgün bir elektronik belge, eğitici videolar ve psikolojik egzersizler sunmayı hedeflemektedir. 1960'lardan itibaren, ELIZA adı verilen bir bilgisayar programı, psikoterapistin konuşma yeteneklerini taklit etmek amacıyla geliştirilmiştir. Bu program, hastaların çoğunlukla yorumlama gibi bilişsel işleri yapmasına izin vererek insan konuşmasını taklit etmeyi hedeflemekteydi. Başlangıçta doğal dil işleme deneyleri için tasarlanan bu program, sonuç olarak yapay zeka üzerine hızlı bir tartışma başlatmıştır. [2] [4]



Çalışmada betimsel nitelikte ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Gerekli site, dergi ve kitaplar gözden geçirilmiş ve incelenmiştir.



Bilişsel Psikoloji: Yapay zeka bilişsel psikolojiye önemli katkılar sunabilir. Örneğin yapay zeka tabanlı modeller dikkat, hafıza, öğrenme ve karar verme gibi bilişsel işlemleri simüle edebilir.

Duygusal Psikoloji:Yapay zeka duyguları ve duygusal işlemeyi incelemek için kullanılmaktadır.

Klinik Psikoloji: Yapay zeka, ruh sağlığı alanında da yeni uygulamalar bulmaktadır. Yapay zeka tabanlı sistemler, teşhis ve tedavi süreçlerine yardımcı olmak, psikoterapiye ek destek sağlamak ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi artırmak için kullanılabilir. Örneğin, yapay zeka tabanlı sohbet robotları, kaygı ve depresyon gibi yaygın ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilere ilk müdahale ve destek sağlayabilir.

Nörobilim: Yapay zeka beyin fonksiyonlarını ve yapısını anlamak için de kullanılmaktadır. Yapay zeka algoritmaları, beyin görüntülerini analiz ederek sinirsel ağları modellemek ve beyin bölgelerinin farklı işlevlerdeki rollerini belirlemek için kullanılabilir.



Sonuç olarak, yapay zekanın psikolojiyle etkileşimi, insan zihni ve davranışlarını anlamamızda devrim niteliğinde ilerlemelere neden olmaktadır. Psikoloji biliminin ilerlemesine katkıda bulunmanın yanı sıra, bu bulgular aynı zamanda psikolojide yeni bakış açıları ve araştırma alanlarını sunarak temel ilkelerini pekiştirir.


Teknolojinin sağlık ve psikoloji tedavilerindeki olumlu etkileri göz ardı edilemez. Ancak, etik ve pratik sonuçlar da dikkate alınarak, hasta yararını gözeterek, şeffaf, adil bir şekilde kullanılması ve maliyetin gözden geçirilmesi önemlidir.



Yapay zekâ, temelde bilgiyi işleyebilme üzerine kurulmuş bir teknoloji olduğundan

tüm gelişmeler doğal olarak onun ekseninde şekillenmektedir. Buna en basit örnek olarak sağlık sektörünü verebilmekteyiz. Yapay zekayı bir makinenin insanları taklit etme süreci olarak tanımlarsak yapay zekâ ve psikolojinin daha uzun yıllar birlikte çalışacağı öngörülmektedir. Şu an Dünya’da büyük bir endüstri haline gelen yapay zekaya sağlık alanında bütün Dünya ülkeleri çeşitli sektörlerde yatırım yapmaktadır.


Referanslar

[1]Linkedin (2023, Ekim 31) “Yapay Zeka İle Psikoloji İlişkisi Üzerine”

[2]Çukurova Tıp Öğrenci Dergisi (2023, Mart 1) “Yapay Zekanın İnsan Zekasına Psikoterapötik Yaklaşımı”

[3]Medium (2023, Mayıs 7) “Psikoloji ve Yapay Zeka: Kesişimdeki Potansiyel, Sorunlar ve Örnekler”

[4]Yeşil Science (-) “Yapay Zeka Ve Psikoloji”

[5]Altı Üstü Psikoloji (2023, Temmuz 14) “Yapay Zeka Ve Psikoloji”

13.08.25

Makine Çevirisinin İnsan Tercümanların Yerini Alabilmesi İhtimali Üzerindeki Değerlendirmeler

Gittikçe kalitesini geliştiren online çevirilerin insan tercümanların yerini alabilme olasılığı hakkındaki görüşlerin, tahminlerin ve ihtimallerin aynı zamanda bu ihtimallere sebep olan nedenlerin değerlendirilmesi üzerine sunulan rapordur.

07.07.25

Teknolojinin Kültüre Etkisi ve Dil Üzerine İzdüşümleri

Kültür ile var olan dillerin ve aynı zamanda dillerle aktarılan kültürlerin, birbirleri ile olan etkileşimleri düşünüldüğünde etkilendikleri paydaşlar ortaktır. Bu paydaşların arasında en çok göze çarpan etken ise teknolojinin kendisidir.

10.06.25

Yapay Zeka İle Tele Sağlık Ve Uzaktan İzleme

Yapay zeka destekli telesağlık ve uzaktan izleme sistemleri, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş hale getirirken; kronik hastalık yönetimi, erken teşhis ve hasta memnuniyeti gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak, veri gizliliği, etik sorumluluklar ve altyapı eksiklikleri bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli engeller oluşturmaktadır.

27.05.25

Teknolojinin Sanat Restorasyonu Ve Korunumu Üzerindeki Etkisi

Sanat eserlerinin korunumu, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak açısından kritik olup, modern teknolojilerle daha hassas hale gelmiştir. Örneğin, Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli tavanı gibi eserlerde röntgen, dijital tarama ve ultraviyole ışınlar kullanılarak detaylı analizler yapılmıştır. Ancak bu teknolojiler yüksek maliyetler ve etik sorunlar gibi zorluklar da getirmektedir. Gelecekte, teknolojinin entegrasyonu, etik standartların belirlenmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi alanlarda ilerlemeler sağlanmalıdır.

20.05.25

Çocuklarda Kritik Dönemdeki Dil Edinimi Ve Teknolojinin Rolü: Kritik Dönem İle Teknolojinin Kesişimlerinde Öngörülen Durumlar

Çocukluğun dil edinimi sağladığı kritik dönemde (Critical Period Hypothesis) teknolojik araç ve gereçlerin dil edinimi süreci üzerindeki rolünün etkisi gittikçe artmıştır.

13.05.25

Teknoloji ve Eğitim: Altı Ülkenin Müfredatının Karşılaştırmalı Analizi

Avustralya, İsveç, ABD, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın eğitim müfredatları, dijital okuryazarlık, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi ve teknolojiye dayalı öğretim yöntemleri açısından birbirinden farklılıklar gösterirken, ortak bir hedefleri de vardır: Öğrencilerin teknolojiye entegre becerilerle donanmış, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetişmesi.

Öne Çıkanlar

bottom of page